Pazarlama İpuçları, Gündem ve Daha Fazlası
AnalyticaHouse’un güçlü iş ortaklıklarından beslenen deneyimi ile güncel trendler, stratejik içgörüler ve sektörel derinlik içeren blog yazılarımızı keşfedin.

Otomatik İşlerimiz İçin Yeni Bir Araç Uyarlıyoruz: Apache Airflow
Performans pazarlaması, reklamcılık ve yeniliği birleştirerek perakendecilerin ve bağlı kuruluşların işlerini her açıdan büyütmelerine yardımcı olur. Her perakendecinin kampanyası dikkatle hedeflenir, böylece herkesin başarı ve kazanç şansı olur. Tüm taraflardaki işlemler doğru yapıldığında, performans pazarlaması hem perakendeciler hem de bağlı kuruluşlar için kazançlı sonuçlar sunar. Biz, Tech Team olarak, yazılım mühendisliği becerilerimizle oluşturduğumuz dijital pazarlama projeleri hakkında yeni bloglar yazma kararı aldık. Farklı markalar için yeni çözümler üretiyor ve ana hedefimiz, veri analizi ve otomasyon projeleriyle performanslarını artırmak. Bu doğrultuda, projelerimizle ilgili yeni bloglar yayımlamaya karar verdik. Takım olarak neler üretiyoruz? Tech Team olarak modern performans pazarlaması anlayışını benimsedik ve bunun bir sonucu olarak müşterilerimiz için ürün raporlarını zamanlı olarak oluşturacak bir Airflow otomasyon projesi geliştirdik. Ürün raporlarımızda, benzersiz kodlar, stok durumu, indirimli fiyatlar, indirim yüzdeleri ve URL’leri ziyaret ederek elde edilen diğer özellikler gibi ürün bilgilerini topluyoruz. Ayrıca, otomasyon projelerimize izleme ve raporlama gücü katmak için Google Sheets entegrasyonu sağladık. Dağıtım aşamasındaki olası sorunlara karşı Airflow ortamını sanal olarak izole eden Docker konteyner teknolojisini de kullandık. Özetle, Airflow; farklı amaçlar için veri iş akışları (pipeline) oluşturmayı sağlayan bir otomasyon aracıdır. Cron işlerine kıyasla Airflow’un sunduğu kullanıcı arayüzü sayesinde süreçlerimizi neredeyse gerçek zamanlı izleyebiliyoruz. Platformdaki log analizi ise hataları yakalamamıza ve düzeltmemize büyük katkı sağlıyor. Ayrıca, hata oluştuğunda yapılandırma dosyası aracılığıyla e-posta bildirimleri alabiliyor, anında müdahale edebiliyoruz. Temel akışımız veri kazıma (scraping) üzerine kurulu ve ölçeklendirilebilirliği sağlamak için iş parçacıklarını (thread) paralel ve eşzamanlı çalıştırıyoruz; böylece binlerce URL’den veriyi dakikalar içinde toplayabiliyoruz. Google Cloud üzerinde birden çok sanal makine şablonu oluşturduk ve görevleri sırayla çalıştıracak şekilde yapılandırdık. En kritik kısım, veriyi rapor süreçlerine tek bir şablon üzerinden iletmek. Airflow Nedir? Airflow’un yapısını daha iyi anlamak için “Bir DAG (Directed Acyclic Graph), Görevler (Task) arasındaki bağımlılıkları ve bunların hangi sırayla yürütülüp yeniden denenmesi gerektiğini tanımlar; Görevler ise veri çekme, analiz çalıştırma veya diğer sistemleri tetikleme gibi işlemleri yapar”[1]. Aslında Airflow’u, cron işlerinin çok daha yetenekli bir versiyonu olarak düşünebiliriz. Airflow’da işleri gerçekleştiren birimlere “worker” denir. Airflow’da her şey, “DAG” adı verilen yapı içerisinde tanımlanır. Örnek: with DAG( "SirketX_Urun_Raporu", schedule_interval='@daily', catchup=False, default_args=default_arguments ) as dag: 1- Context Manager ile DAG tanımlayabiliriz. DAG, zaman çizelgesi, adlandırma ve hata durumunda yeniden deneme ayarları gibi pek çok özellik barındırır. Örneğin: default_arguments = { 'owner': 'AnalyticaHouse', 'start_date': days_ago(1), 'sla': timedelta(hours=1), 'email': ['analyticahouse@analyticahouse.com'], 'email_on_failure': True, } 2- Süreci oluşturan görevleri fonksiyonlarla ayırıyoruz. Örneğin: url_task >> scrape_task >> write_to_sheet_task >> find_path_task >> parse_message_task >> write_message_task 3- Her bir görevi, ilgili fonksiyonu çalıştıran PythonOperator ile tanımlıyoruz. Örneğin: url_task = PythonOperator( task_id='get_url_data', python_callable=get_url_data, ) Bu operatörler, görevleri sırasıyla istif mantığıyla (stack) çalıştırır. Bir görev hata verirse (exception oluşursa), tüm akış durur ve Airflow bizi bilgilendirir. Airflow Mimarisi ile Docker’ı Birleştirmek Docker, uygulamaları oluşturmak, dağıtmak ve çalıştırmak için kullanılan açık kaynaklı bir platformdur. Airflow geliştirme ortamını izole etmek ve dağıtım aşamasındaki sürüm uyuşmazlıklarını önlemek için Apache’ın resmi Docker imajını temel alarak kendi konteyner imajımızı oluşturduk[3]. Ağ yapılandırması ve port yönlendirmelerini kolayca yapabildik. Docker sayesinde geliştirme sırasında karşılaştığımız paket uyumsuzluklarını ve versiyon problemlerini konteyneri yeniden oluşturup dağıtarak hızla aşıyoruz. Avantajlar: Geliştirme aşamasındaki beklenmedik hatalarda zaman tasarrufu Ağ ve veri depolama yapılandırmalarının kolayca yönetilmesi Hataların izole ortamda yakalanıp çözümlenmesi Benzersiz konteyner yapısının her dağıtımda tutarlı olması Geliştirme Sırasında Karşılaşılan Zorluklar Projeye başlamadan önce çok sayıda beyin fırtınası yaparak kritik noktaları belirledik. İlk tasarımlarımıza ek özellikler ekledikçe yapı karmaşıklaştı. Başlangıçta Google Cloud VM üzerinde çalıştırdık; ancak birden fazla projemiz olduğunda yönetim ve dağıtım zorlaştı. Bu nedenle Docker’a geçmeye karar verdik. Ayrıca, Airflow veya sunucu hatalarında konteyneri silip yeniden dağıtarak gelişim hızını koruduk. Otomasyon projemizde hata yakalama modülleri eklemek önemliydi; çünkü müşterilerimiz günlük ürün raporu almak istiyor ve herhangi bir hata, teslimin gecikmesine yol açıyordu. Referanslar [1],[2] – https://airflow.apache.org/docs/apache-airflow/stable/concepts/overview.html [3] – https://hub.docker.com/r/apache/airflow

İçeriğinizi Kişiselleştirmenin Anahtarı: Dijital Pazarlama İçin Persona Oluşturma
Klasik pazarlamanın yıllar içinde nasıl kişiselleştirilmiş pazarlamaya evrildiğini merak ettiyseniz, bu blog yazısı konunun temel taşlarından birini sunuyor. Dijital çağ, pazarlama uygulamalarının sürekli geliştiği bir ortam sunuyor. Bazı markalar bu değişimlere esnek ve çevik bir şekilde ayak uydururken, bazıları adaptasyon konusunda zorluk yaşıyor. Derinlemesine incelememiz, klasik pazarlamanın nasıl kişiselleştirilmiş pazarlamaya evrildiğini açıklamakla başlayacak, ardından doğru performans göstergelerinizle uyumlu “persona”lar oluşturmanın önemini anlatacak. Klasik Pazarlama vs. Kişiselleştirilmiş Pazarlama 1928’de Edward Bernays’in Propaganda çalışmaları yayınlandığından beri, kitleleri yönetme yöntemlerini gözlemliyoruz. İnsanların ortak bir hedef etrafında harekete geçirilme yollarını detaylandıran bu fikir, dijital kavramdan çok önce klasik pazarlamanın temelini oluşturdu. Eskiden ürünler, kişiler ürünlere sahip olmadıklarında bir şeyleri kaçırdıklarına inandıran bir heyecan yaratarak sunulurdu. Fakat günümüzde sayısız ürün ve hizmet varken, tek bir tür heyecanın tüm bireyleri aynı şekilde motive etmesi mümkün mü? İşte bu noktada kişiselleştirilmiş pazarlama devreye girer. Modern toplumda, aynı ihtiyaçlarla motive olan bireyler yok denecek kadar az. Elbette farklı kişilerin ortak noktaları olabilir, ama daha önce var olmayan pek çok çeşitlilik de ortaya çıktı. İster dünya çapında tanınan bir marka olun, ister yeni başlıyor olun, şu gerçek herkes için geçerli: Markamızın çekebileceği birden çok farklı hedef kitle olduğunu kabul etmeliyiz. Sonra bu kitlelerin satın alma motivasyonlarını keşfeder, reklam kreatiflerimizi buna göre şekillendiririz. Persona Nedir? Bir “persona”, pazarlama çalışmalarında hedef kitlemizi tanımak için oluşturduğumuz kurgusal bir karakterdir. Personasını oluştururken demografik bilgiler, ilgi alanları, davranışlar, motivasyonlar, korkular ve hedefler gibi özellikleri tanımlarız. Bu özellikler, markamızın değer önerisiyle örtüşmelidir. Persona oluşturmak, kitlemize yönelik etkileşimlerimizi tasarlamak gibidir: Karşımızdakinin motivasyonunu anladıkça, ona nasıl hitap edeceğimizi de değiştiririz. Markalar da aynı şekilde, belirli persona mesajlarına uygun bir iletişim dili kullanır. Pazarlama Operasyonları için Persona Nasıl Oluşturulur? Personalar, nüfusun belli bir yüzdesini temsil eden kurgusal karakterlerdir. Ama bunları rastgele değil, araştırma ve veri toplama süreçlerine dayandırarak oluşturmalıyız. Yerleşik bir markaysanız, mevcut müşterilerinizi analiz edip belirli kriterlere göre gruplayarak başlayabilirsiniz. Ancak yeni markalar veya farklı bir kitleye ulaşmak isteyenler için en başta pazar araştırması yapmalısınız. Örneğin, ürününüz pahalıysa, öncelikle yüksek gelirli kitleye hitap edeceğini düşünebilirsiniz. Ancak herkesin, belirli hayallerini gerçekleştirmek için biriktirdiği o anlar olabilir. İşte en büyük zorluk, bu “niyet anlarını” tespit etmektir. Persona oluştururken motivasyonlar, korkular ve ilgi alanları gibi unsurlar demografiden çok daha belirleyicidir. Audiencemızın hangi anlarda ürünümüze ilgi duyacağını anlamak için web sitesi çerezleri veya genel araştırma verileri gibi kaynaklardan yararlanmalıyız. Başlamak için: Google Trends ile ilgi arama terimlerini keşfedin. Statista gibi sitelerden sektör araştırmalarına göz atın. Keyword Planner ile ilgili anahtar kelimeleri bulun. Her persona için yeterince farklı motivasyon ve korku belirlediğinizde, bunları ayrı karakter olarak tanımlayabilirsiniz. Ardından kreatif yapınızı bu personelara uygun şekilde kurmaya başlayın. Farklı Personelara Özel İletişim Nasıl Kurulur? Personalarınızı tanımladıktan sonra onlara nasıl hitap edeceğimizi planlamalıyız. Hangi görselleri kullanacağız, sorular mı soracağız, yoksa doğrudan faydalarımızı mı vurgulayacağız? Cevaplar, persona tanımlarınıza ve bu kişilerin motivasyonlarına bağlı. Örneğin Spotify, herkese müzik dinleme hizmeti sunar ama farklı premium paketleri için farklı kreatifler kullanır. Ekran görüntülerindeki her bir görsel, belirli bir motivasyona hitap eder: “Tüm Müziğin Bir Arada”—her şeyi bulabileceğiniz geniş kütüphane “Kendi Zevkine Göre”—kişisel müzik tercihlerinize vurgu “Moduna Uygun”—o anki duygu durumunuza hitap eden şarkılar “Avantajlı Fiyat”—ekonomik fayda odaklı iletişim Gün içindeki ruh halinize göre farklı görseller sizi farklı şekillerde etkiler. Kişiselleştirilmiş pazarlama, bu çeşitli motivasyon noktalarını hedefleyerek doğru mesajı doğru kişiye ulaştırır.

Markanızın Sosyal Medya Varlığını Geliştirmek İçin Yapılacak En İyi 10 Şey
Markanızın dijital pazarlama faaliyetlerinin temellerinden biri olduğu tartışmasız bir gerçek olan sosyal medya varlığını doğru kullanıyor muyuz? Seçebileceğimiz bu kadar çok sosyal medya kanalı varken strateji oluştururken kendimizi kaybediyor muyuz yoksa sadece en popüler platformlarda var olmaya mı çalışıyoruz? Kabul edelim, sosyal medyada içerik kirliliği de söz konusu olabilir. Her bireyin söyleyecek bir şeyi olduğu bir dünyada, markalar nasıl daha yüksek sesle konuşabilir? Gen-Z, seçiciliği ve yaratıcı içerik üretimiyle çevrimiçi varlığını dinamik olarak domine ederken, markalar da zorluklarla karşılaşıyor. İşte markanızın sosyal medya varlığını iyileştirmek için yapmanız gereken 10 adım. Unutmayın, bu 10 faktör bir nevi yatırımdır ve istediğiniz sonuçları almak zaman gerektirir! 1) Kanal Seçimi Şaşırtıcı olmasa da, markanızın her sosyal medya platformunda hesabı olması gerekmez. Bir kanalı seçmek, içerik üretimine hangi kanalda tüm çabalarınızı yatıracağınızı belirler; bu yüzden yatırımınıza değmelidir. Önce markanızın görsel duruşunu tespit edin: Görsel ağırlıklı mı? İllüstratif bir yaklaşım mı benimsiyorsunuz? Video varlıklarınız var mı? Estetik içerik üretimine ne kadar uygunsunuz? Örneğin bir giyim markasıysanız Instagram olmazsa olmaz görünebilir. Ancak bu, hedef kitlenize ulaşmak için Pinterest SEO’yu gözden kaçırmanız gerektiği anlamına gelmez. Hedef kitlenizi iyi tanıyın ve hangi platformlarda bulunduklarını belirleyin. 2) İçerik Karışımı Markanız çeşitli kanallarda var olmak istese de, her mecrada aynı içeriği paylaşmak yanlış olur. Her kanalın kendi algoritması vardır ve buna uygun içerik üretmemek, o kanalı markanız için verimsiz kılabilir. Bu nedenle, girmek istediğiniz her kanal için bir “içerik karışımı” hazırlayın. Hangi içerik türünün hangi kanalda paylaşılacağını planlayın. Örneğin bir etkinlik ajansı, Meta’da duyuru yapıp, Instagram’da etkinlik fotoğraflarını paylaşırken, TikTok’ta canlı yayın ile tanıtım yapabilir. 3) Gönderi Sıklığı Tüm sosyal medya algoritmalarının ortak noktası: Daha sık paylaşım yapan hesapları desteklemek. Kısacası, ne kadar çok paylaşırsanız, markanız o kadar çok kişi tarafından görülür. Bu elbette kolay bir iş değil; her platform için önerilen gönderi sıklığı farklılık gösterir. Pinterest’te bu daha az karmaşıkken, Instagram’da hikâye, Reels ve statik gönderi sıklıkları ayrı ayrı önem taşır. Günde yalnızca bir gönderi ve bir hikâye paylaşmak, yüksek organik erişim beklemenizi pek gerçekçi kılmaz. 4) Takipçilerin Aktif Olduğu Zamanlar Markaların en çok merak ettiği konulardan biri de ne zaman paylaşım yapmaları gerektiğidir. Bunun en iyi cevabı: Takipçilerinizin en aktif olduğu zamanlar. Platform analitiklerine bakarak kitlenizin hangi saatlerde çevrimiçi olduğunu tespit edin ve paylaşımlarınızı bu zamanlara denk getirin. 5) Video İçerik Vurgusu TikTok neden 2021’in en çok indirilen uygulaması oldu? Sadece Gen-Z mi, yoksa video içerik ihtiyacı mı? Aslında 24–35 yaş arasındaki kullanıcılar da TikTok’ta büyük paya sahip. Video içerikler, statik içeriklere göre çok daha fazla etkileşim alıyor. Araştırmalar, videonun ilk 3–4 saniyesinin izlenip izlenmeyeceğine karar verildiğini gösteriyor. YouTube bile “YouTube Shorts” ile kısa videolara ağırlık verdi. Markanız için de videoyu tercih edin: Mesajınızı ilk saniyelerde net şekilde verin. 6) Kullanıcı Üretimli İçerik Kullanıcı üretimli içerik (UGC), takipçilerinizin sizin markanızı tanıtan özgün içeriklerini paylaşmasıdır. Trendleri yakalayarak doğal içerikler üretebilir, kitlenizin paylaşımlarını repost ederek topluluğunuzun sesini duyurabilirsiniz. Bu, marka yaşam döngüsünü uzatır ve kullanıcı bağlılığını artırır. 7) Influencer Pazarlama Influencer pazarlama hâlâ en çok tercih edilen yöntemlerden biri ancak yanlış anlaşılmaları da var. Sadece tıklama odaklı iş birlikleri eskisi kadar etkili değil; insanlar influencer’ların her ürünü gerçekten kullandığına inanmıyor. Bilinirliği artırmak için, influencer iş birliklerinizi organik ve samimi kılacak modeller seçin, tek seferlik değil sürdürülebilir kampanyalar planlayın. 8) Görsel ve Yazılı İletişim Sosyal medyada markanızı tanınır kılmak için tutarlı bir tasarım dili şart. Renk paletiniz, font seçiminiz ve tasarım öğeleriniz her paylaşımda tekrarlansın. Aynı şekilde yazılı iletişimde de tek bir ton kullanın (resmi veya samimi) ve bu dili her mecrada koruyun. 9) Hashtag Kullanımı Hashtag sayısı ne kadar fazla o kadar iyi diye bir kural yok. Çok yüksek yoğunluk güvenilirliği azaltır, çok düşük yoğunluk bulunmayı güçleştirir. Hedef kitlenize uygun 5–10 hashtag seçin ve bunları düzenli kullanın. Ayrıca markanıza özel benzersiz bir hashtag oluşturun ve paylaşımlarınızı bu etiket altında toplayın. 10) Analitik ve İzleme Araçları Hiçbir strateji sabit kalmaz; algoritmalar ve trendler sürekli değişir. Hangi adımların işe yaradığını görmek için düzenli olarak sosyal medya analitiklerinizi kontrol edin. Geniş perspektif için Sociality, Brandwatch, Social Blade veya Monday gibi izleme araçlarıyla raporlamanızı otomatikleştirerek, hızlıca aksiyon alın. İşte markanızın sosyal medya varlığını güçlendirmenin 10 adımı! Başlangıç seviyesi olun veya etkileşimde tıkanma yaşayın, stratejinizi bu rehbere dönüp değerlendirerek sosyal medyada bir sonraki seviyeye taşıyabilirsiniz.

SEO Rakip Analizi Adım Adım Nasıl Yapılır?
SEO rakip analizi, diğer bir deyişle SEO rekabet analizi, SEO stratejilerinizi geliştirmek için rakiplerinizin anahtar kelimeleri, içeriği, bağlantıları, kullanıcı deneyimi ve daha fazlasını incelediğiniz bir süreçtir. SEO rakip analizi; organik trafiğinizi ve web sitenizin sıralamasını, rakiplerinizi geride bırakarak iyileştirmenizi sağlar.SEO şirketleri için yapılan rakip analizi, rakiplerinizin güçlü ve zayıf yönlerini anlamanıza yardımcı olur. SEO stratejinizi tahminlere dayandırmak yerine, rakiplerinizi tanıyarak gerçekçi bir plan oluşturabilirsiniz.Dolayısıyla SEO rakip analizi, rakiplerinizin en iyi ve en kötü uygulamalarını analiz edip karşılaştırarak web sitenizin performansını nasıl artırabileceğiniz konusunda size yol gösteren bir stratejidir. Rakip Analizi SEO İçin Neden Önemli?Rekabet analizine dalmadan önce, bu sürecin işiniz için neden kritik olduğunu netleştirelim. SEO rakip analizi yapmak önemlidir çünkü size: Sektörünüzü daha iyi anlama imkânı verir: Rakiplerinizin birden fazla farklı stratejisi olabilir. Hangi stratejilerin işe yaradığını ve hangilerinin yaramadığını keşfetmek, sizden daha iyi hangi SEO taktiklerine odaklanmanız gerektiğini belirlemenizde fayda sağlar. Rakiplerinizin güçlü ve zayıf yönlerini tespit etmenizi sağlar: Rakiplerinizin güçlü ve zayıf yanlarını bilmek, sizin neyi iyi yaptığınızı ve nerelerde eksik kaldığınızı görmenize yardımcı olur. Böylece web sitenizle rakip siteler arasındaki farkları belirleyip bu boşlukları kapatacak yeni stratejiler geliştirebilirsiniz. SEO stratejinizi yeniden önceliklendirmenize yardımcı olur: Rakiplerinizin SEO stratejilerinin olumlu etkilerini tespit ettikten sonra, var olan ve yeni taktiklerinizi buna göre yeniden planlayabilirsiniz. SEO Rakip Analizi Nasıl Yapılır?Adım 1–) Organik Arama Rakiplerini BelirleyinRekabet analizinin ilk adımı, gerçek rakiplerinizi belirlemektir; çünkü rakiplerinizi tanımadan hiçbir karşılaştırma yapamaz ve strateji geliştiremezsiniz. Sektördeki en büyük isimler üst düzey rakibiniz gibi görünse de, bu siteler organik aramada aynı kelimeler için üst sıralarda olmayabilir.Örneğin, aynı semtte vintage kıyafet satan bir mağaza gerçek dünyada rakibiniz olabilir; ancak bu mağaza “kırmızı vintage elbise” kelimesinde ilk sayfada yer almıyorsa organik arama rakibiniz değildir. Bu durumda o anahtar kelime için rekabet ettiğiniz rakipler, SERP’in ilk sayfasındaki diğer siteler olacaktır. Dolayısıyla organik arama rakipleriniz, hedef anahtar kelimeleriniz için SERP’in ilk sayfasında yer alan sitelerdir ve bunlar gerçek dünyadaki rakiplerinizle örtüşmeyebilir. Ayrıca, birden fazla farklı hizmet sunduğunuzda her kategori için ayrı rakip listeleri oluşturmanız gerekebilir. Peki arama motoru rakiplerinizi nasıl bulacaksınız? İki yöntem vardır: Google’da manuel arama yapmak veya SEO araçlarından yararlanmak. Öncelikle sunduğunuz her hizmet için en önemli anahtar kelimelerinizi seçin. Ardından bu kelimeleri Google’da arayıp, SERP’in ilk sayfasındaki siteleri inceleyin ve rakiplerinizi belirleyin. Tüm anahtar kelimeler için bu işlemi tekrarlayarak kategori bazında rakip listenizi oluşturabilirsiniz. Bu sürecin en büyük dezavantajı manuel çalışmanın vakit almasıdır. Eğer onlarca farklı hizmetiniz varsa bu yöntem uzun sürecektir. Bu yüzden Ahrefs, Semrush, Ubersuggest gibi SEO araçları kullanmak zaman kazandırır. Yine de, SERP’i manuel kontrol ederek hangi içerik tipinin—örneğin blog yazısı mı videolar mı—daha popüler olduğunu anlamayı ihmal etmeyin.Adım 2–) Rakip Sayfa Analizi YapınRakiplerinizi belirledikten sonra, bir sonraki adım sayfa analizi yaparak onların performansını kavramaktır. Rakiplerinizin en çok trafik alan ve en üst sıralarda yer alan sayfalarını inceleyerek kendi SEO performansınızla karşılaştırın. Bunu yapmanın en kolay yolu, Semrush, Ahrefs veya Moz gibi SEO araçlarında şu metrikleri kontrol etmektir: Domain otoritesi ve rating Alexa sıralaması Organik trafik hacmi Sayfa gösterimleri Sıralama pozisyonu Sıralanan anahtar kelime sayısı Referans (referring) alan adları Bu metrikleri inceleyerek rakiplerinizin güçlü ve zayıf yönlerini belirleyin. Unutmayın, rakiplerinizin metrikleri sizinkinden ne kadar yüksekse onları geride bırakmanız o kadar zorlaşır.Adım 3–) İçerik (Keyword) Boşluk Analizi YapınRakiplerinizin güçlü ve zayıf yanlarını tespit ettikten sonra, içerik boşluk analizi (keyword gap analysis) yapın. Bu analiz, rakiplerinizin sıralandığı ancak sizin yer almadığınız yüksek arama hacmine sahip anahtar kelimeleri bulmanızı sağlar. Böylece bu kelimelerde de sıralanarak yeni fırsatlar yakalayabilirsiniz. İçerik boşluk analizi manuel yapmak zordur; Ahrefs’in Content Gap aracı gibi SEO araçları bu işte size büyük kolaylık sağlar. Aşağıdaki soruları kendinize sorun: Rakiplerim hangi anahtar kelimelerde sıralanıyor? Ben bu kelimelerde neden sıralanmıyorum? Onlar neleri farklı veya ekstra yapıyor? Organik trafiği neden onlara gidiyor? Rakiplerimi geride bırakmak için ne yapmalıyım? Analizi tamamladıktan sonra mevcut sayfalarınızı ve yeni içeriklerinizi bu anahtar kelimelerle optimize edin.Adım 4–) On-Page SEO ve İçerik Analizi YapınRakiplerinizin on-page SEO stratejilerini inceleyin ve kendi sitenizle kıyaslayın. Aşağıdaki öğeleri kontrol edin: Sayfa başlığı (title tag) Meta açıklama (meta description) Başlık etiketleri (H1, H2, …) İçerik (konu, medya türü, uzunluk, stil, anahtar kelimeler, yayın/güncelleme tarihleri) Dahili bağlantılar, breadcrumbs ve şema işaretlemeleri (schema markup) URL yapısı Bu öğeleri analiz ederek sitenizdeki eksikleri tespit edebilir, sayfalarınızı rakiplerden daha iyi hale getirebilirsiniz.Adım 5–) Backlink Analizi YapınBacklink, Google için önemli bir sıralama faktörüdür. Rakiplerinizin yüksek kaliteli backlink profillerine sahip olup olmadığını inceleyin. Aşağıdaki noktalara odaklanın: Kalite—miktardan önce kaliteye önem verin. Link türü—dofollow bağlantılar önemli ancak nofollow bağlantılar da trafik ve marka bilinirliği için değerli olabilir. Rakipleriniz backlink kazanmak için hangi siteleri kullandığına bakın ve benzer sitelerden bağlantılar elde etmek için strateji geliştirin.Adım 6–) Web Tasarım ve Kullanıcı Deneyimi (UX/UI) Analizi YapınGoogle, sayfa hızı, mobil uyumluluk ve zengin sonuçlar (rich snippets) gibi kullanıcı deneyimine dair sinyallere giderek daha fazla önem veriyor. Rakiplerinizden daha iyi bir kullanıcı deneyimi sunmak için aşağıdaki kriterleri gözden geçirin: Mobil ve masaüstünde tam uyumlu responsive tasarım Hızlı sayfa yükleme süreleri (PageSpeed Insights skorları) Anlaşılır ve düzenli site yapısı ve navigasyonu Kullanıcı niyetine uygun içerik sunumu Temel ama akıllı tasarımlı sayfalar Bu alanlarda rakiplerinizin önüne geçerseniz, hem kullanıcı memnuniyetini hem de SEO performansını artırabilirsiniz.SonuçSEO rakip analizi, sektörünüze ve iş kapsamınıza bağlı olarak ayda bir kez tekrarlanması gereken sürekli bir süreçtir. Temel iyileştirmelerin bile SEO’da büyük fark yarattığını unutmayın. Rakip analizi veya SEO konusunda yardıma ihtiyacınız varsa, ekibimizle iletişime geçmekten çekinmeyin!

SEO Dostu İçerik Nedir?
Organik trafiği artırmayı hedefleyen ve arama motorlarının parametrelerine uygun olarak yapılan geliştirmelere arama motoru optimizasyonu (SEO) denir. SEO optimizasyonlarının ve arama motorlarının önceliği, kullanıcılara iyi bir deneyim ve kaliteli içerik sunmaktır. Arama motorları, kaliteli içerik sunan web sitelerini daha yüksek sıralarda ödüllendirir.SEO dostu içerik; arama motoru parametrelerine uygun olarak optimize edilmiştir, anahtar kelime etrafında şekillendirilmiştir, doğru hedef kitleye hitap eder, kullanıcı niyetine yanıt verir, kullanıcıya fayda sağlar, kolay okunabilir, dikkat çekici, marka dili ile uyumludur, görseller ve infografiklerle zenginleştirilmiştir, kapsayıcı, doğal ve özgün bir içeriktir. SEO Dostu İçerik Nasıl Yazılır?SEO dostu içerik yazarken ve yazdıktan sonra, bazı adımlar önceden göz önünde bulundurulmalıdır. Bunların ilk ikisi, içeriğin konusunu belirlemek ve ardından taslağını oluşturmaktır.İçeriğin Konusunu BelirlemeSeçtiğiniz konu, hedef kitlenizin kolayca tüketebileceği ve ilgilerini çekecek niş konular olmalıdır. İçeriğinizin web siteniz ve sunduğunuz hizmetlerle ilişkili olması önemlidir. Arama motorları kullanıcıya içerik sunarken, aynı zamanda kullanıcılara değer de katar. Bu nedenle içerik, güncel ve yeni bilgiler sunmalıdır.Ortak hedef kitleye sahip rakipleriniz sayesinde, hedef kitlenizin ilgisini çeken konuları görmek mümkündür. Ayrıca haber sitelerini ve forumları inceleyerek, hedef kitlenizin aradığı fakat yanıt bulamadığı sorulara ulaşabilirsiniz.Kısacası, içeriğinizin konusunu belirlerken şu kaynakları kontrol edebilirsiniz: Rakip markaların blog sayfaları, Forumlar ve haber siteleri. Anahtar Kelimeleri Analiz Etme ve AraştırmaKonu belirlendikten sonra, konunuzla ilgili olabilecek anahtar kelimeleri tanımlamalısınız. Anahtar kelimeler, ana anahtar kelimeler ve alt anahtar kelimeler olarak ayrılabilir.İçeriğiniz arama motorları tarafından dizine eklendikten sonra, ilgili sorgularda sıralanır. Öncelikli olarak sıralamak istediğiniz sorgu, ana anahtar kelimeniz olacaktır. Bu anahtar kelimeyi, içeriğin ana konusu olarak düşünebilirsiniz. Ana anahtar kelime, içeriğinizi en doğru, bilgilendirici ve doğal şekilde özetleyen ve içeriğinizle en ilgili ifadedir.Ayrıca, alt başlıklar gibi, alt anahtar kelimeler de vardır. Bu kelimeler içeriğe ve ana anahtar kelimeye uygun ve destekleyici olmalıdır. Örneğin, "arama motoru optimizasyonu" kelimesini ana anahtar kelime olarak belirlersek, "organik trafik" yan kelime olacaktır.İçeriğinizin doğru kişilere ulaşması için anahtar kelime seçerken dikkate alınması gereken üç önemli nokta vardır: kullanıcı niyeti, arama hacmi ve rekabet.Kullanıcı Niyeti: Kullanıcı niyeti, bir kullanıcının bu aramayı neden yaptığı ve arama sırasında sahip olduğu "niyet" anlamına gelir. Dört temel başlık altında incelenebilir: bilgi arama, yönlendirme, ticari ve işlem amaçlı: Bilgi Arama Niyeti: Kullanıcı burada bir konu hakkında bilgi arar. Genellikle bu sorgular soru biçimindedir veya "ne, nasıl, neden, ne zaman, nerede, kim?" gibi soru kalıpları ile birlikte gelir. Örneğin, bir kullanıcının SEO’yu öğrenmek için "SEO nedir?" araması bu kullanıcı niyetine örnektir. Blog içerikleri genellikle bu kullanıcı niyetine yanıt verir. Yönlendirme Niyeti: Kullanıcı burada bir kaynağa ulaşmayı hedefler. Bu kaynak bir web sitesi veya marka olabilir. Örneğin "AnalyticaHouse", "Google Search Console" gibi aramalar bu niyete örnektir. İşlem Niyeti: Kullanıcıların satın alma öncesi yaptığı aramalardır. Örneğin "En iyi 10 SEO Aracı", "En ucuz uçak bileti" aramaları bu niyete örnektir. Ticari Niyet: Kullanıcılar burada satın almaya karar vermiştir ve satın almak için arama yapar. Örneğin "iPhone 13 satın al" araması bu niyete örnektir. Seçtiğiniz anahtar kelimeler, içeriğinizin kullanıcı niyetine ne kadar uygun olursa, içeriğinizin doğru kişilere ulaşması o kadar kolay olur. Anahtar kelimelerin kullanıcı niyeti ile uyumlu olup olmadığını kontrol etmek için en iyi kaynak arama motorlarıdır. Seçtiğiniz anahtar kelimeyi aratarak ve arama sonuçlarının içeriğinizle ne kadar uyumlu olduğunu belirleyerek kelimenin uygunluğunu ölçebilirsiniz.Örneğin; içeriğiniz “dijital pazarlama trendleri” hakkında olacaksa, içeriğinizde öncelikli olarak “dijital pazarlama” anahtar kelimesini hedeflemek yanlış olur. “Dijital pazarlama” ifadesi Google’da arandığında, “Dijital Pazarlama Nedir?” başlıklı içerikler çıkar. Bu sorgunun içeriğiniz için çok genel olduğunu söyleyebiliriz.Arama Hacmi: Arama hacmi, bir sorgunun ortalama olarak ne kadar arama trafiği aldığını gösterir. Yüksek arama hacmine sahip sorgular, insanlar tarafından daha çok aranır ve talep görür. Ancak bu, yüksek arama hacmine sahip kelimeleri kullanarak daha fazla organik trafik elde edeceğiniz anlamına gelmez. Aksine, bu sorgular daha rekabetçidir ve sıralamada üst sıralara çıkmak daha zor olacaktır.Rekabet: Rekabet, bir web sitesini bir sorgunun üst sıralarına taşımak için gereken zorluk derecesini gösterir. Üç derecesi vardır: yüksek, orta ve düşük. Web siteniz yeni ise ve henüz belirli bir kitleniz yoksa, düşük veya orta zorlukta anahtar kelimeleri seçmeniz önerilir.Anahtar kelimeler hakkında arama hacmi ve rekabet gibi veriler sağlayan bazı ücretli ve ücretsiz araçlar, yani anahtar kelime planlayıcılar vardır. Ücretsiz olanlar, Google Ads Keyword Planner, Ahrefs Free Keyword Generator ve Answer the Public araçlarıdır.Google Ads – Keyword PlannerArama motorları, kullanıcılara en alakalı ve kaliteli içerikleri sunmayı hedeflediğinden anahtar kelimeler için en güvenilir kaynaktır. Statista’nın Eylül 2021 arama motoru pazar payı raporuna göre pazar payı %86,64 olan Google, site sahiplerinin yeni anahtar kelime varyasyonlarını keşfetmesine olanak tanıyan Google Ads Keyword Planner aracını sunar ve her anahtar kelime için ortalama arama hacmi ve rekabet oranını gösterir.Keyword Planner’da, sağladığınız hizmet veya ürünle en alakalı bulduğunuz terimi girmeniz istenen bir alan vardır. Araç, bu alana girdiğiniz terimlerle ilgili önerilerde bulunur. Birden fazla terim girebilir ve sonuçları dil ve coğrafi bölgeye göre filtreleyebilirsiniz. Bu sayede Keyword Planner, ürün veya hizmet kapsamınızı daha iyi anlar ve hedef kitleniz için daha iyi öneriler sunar. Ayrıca, web sitenizin veya rakibinizin URL’sini ekleyerek, sitenizin veya rakibinizin hangi anahtar kelimelerde sıralandığını görebilir ve bu kelimeleri hedefleyebilirsiniz.“Anahtar kelimeleri iyileştir (Refine keywords)” alanında listelenen kelimeleri “markalı”, “markasız” olarak filtreleyebilir veya ürün/hizmet bazında özelleştirebilirsiniz. Bu sayede seçimlerinizden marka özel kelimeleri çıkarabilir ve sunduğunuz hizmet için daha uygun seçenekler bulabilirsiniz.“Ort. aylık aramalar (Avg. monthly searches)” alanında anahtar kelimelerin arama hacimlerini ve “rekabet (competition)” alanında kelime bazında rekabeti görebilirsiniz. “Ort. aylık aramalar” alanında belirli bir tarih aralığı seçerek, anahtar kelimelerin arama hacmi verilerini görüntüleyebilir ve bu sorguların gelecekte nasıl performans göstereceğini tahmin edebilirsiniz.Örneğin, yukarıdaki sonuçları inceleyerek, “seo” kelimesinin Kasım 2020 – Ekim 2021 arasında ortalama aylık 27.100 arama hacmine ve orta düzeyde bir rekabet oranına sahip olduğunu görebilirsiniz.Ahrefs Free Keyword GeneratorEn popüler SEO araçlarından biri olan Ahrefs, Free Keyword Generator adlı ücretsiz bir SEO aracı sunar; burada arama hacimleri ve anahtar kelime zorluğu listelenir.Keyword Planner’daki gibi, bu araçta da coğrafi bölgelere göre filtreleme yapmak mümkündür. Örneğin Türkiye bölgesini seçerek, Türkiye’deki anahtar kelime verilerine ulaşabilirsiniz.Ahrefs, Google Ads Keyword Planner’ın yanı sıra, Google dışında Bing, Amazon ve YouTube gibi arama motorlarının verilerine de erişim sağlar.Ahrefs Free Keyword Generator’da iki alan vardır: ifade eşleşmesi (phrase match) ve sorular (questions). İfade eşleşmesi, girdiğiniz sorguyu içeren ifadeleri sunar.“Sorular” alanı, sağladığınız anahtar kelimeyle ilgili hangi soruların sorulduğunu gösterir. Hem Sorular hem de İfade Eşleşmesi bölümlerinde görebileceğiniz KD (anahtar kelime zorluğu) ve Volume (hacim) alanları sırasıyla rekabeti ve arama hacmini gösterir. NE alanı logaritmik bir aralığa sahiptir. 0-10 az rekabet, 10-31 orta, 31-70 zor, 70-100 çok zor anlamına gelir. “Güncelleme (Updated)” alanı, anahtar kelimenin en son ne zaman güncellendiğini bildirir.Answer The PublicAnswer the Public, Google aramalarını gruplandıran ve hangi anahtar kelimelerin alfabetik sırayla birleştirildiğini gösteren ücretsiz bir araçtır.Ahrefs ve Google Ads Keyword Planner’ın aksine, Answer the Public’ta kelimelerin arama hacmi ve rekabetini görmek mümkün değildir. Answer the Public’ın bir diğer dezavantajı ise Türkçe dil desteği sunmamasıdır. Ancak, Türkiye üzerinden yapılan aramalar için veri sağlar. Bölgenizi seçtikten sonra anahtar kelimenizi girerek arama yapabilirsiniz.İçeriğinizin Taslağını Oluşturunİçeriğinizin iskeletini oluşturmak için öncelikle ... uzunluğunu alt başlıklarını SEO dostu makaleniz, güncel ve güvenilir bilgilerle dolu olmalı ve seçtiğiniz konuyu kapsamlı bir şekilde ele almalıdır. Makalenizle iyi sıralama almak istiyorsanız, rakiplerinizden daha kapsamlı içerik oluşturmanız gerekir.Alt BaşlıklarAlt başlıklar, makalenizin taslağını ve kapsamını oluşturacak unsurlardır. Bu nedenle alt başlıkları seçerken, seçtiğiniz konudaki rakiplerinizin blog içeriklerini inceleyebilirsiniz. Rakiplerinizin dahil ettiği konuları mutlaka içeriğinize eklemeli ve bunlara ek olarak kullanıcıyı besleyecek güncel bilgiler eklemelisiniz.Bu noktada Ahrefs Free Keyword Generator ve Answer the Public araçlarındaki “Sorular” bölümündeki sorulardan ve Google’daki “Kullanıcılar da sordu” bölümünden faydalanabilirsiniz. Böylece kullanıcıların merak ettiği konuları makalenize dahil edebilirsiniz.Alt başlıklar arasında hem yapısal, hem biçimsel hem de anlamsal bir hiyerarşi kurmanız gerekir. Bu noktada SEO uyumlu makalelerde başlık etiketlerini doğru kullanmak çok önemlidir. Başlıklar arasında hiyerarşiyi genelden özele giderek kurabilirsiniz. Örneğin, ana başlık için H1 etiketi, ikinci düzey başlık için H2, üçüncü düzey başlık için H3 etiketi kullanabilirsiniz. Başlık boyutları arasında hiyerarşik bir düzen oluşturulmalıdır. Örneğin H1 etiketine sahip başlık en büyük boyutta olmalı ve başlık seviyesi azaldıkça boyut küçülmelidir.Alt başlıklarda, dolayısıyla başlık etiketlerinde SEO anahtar kelimelerinin bulunması önemlidir. Bu sayede kullanıcıları içeriğin içinde doğru şekilde yönlendirebilir ve arama motorlarına içeriğinizin konusuyla ilgili daha fazla bilgi verebilirsiniz.UzunlukBacklinko’nun 912 milyon blog girişini incelediği araştırmaya göre, SEO dostu bir makale 1000 ile 2000 kelime arasında olmalıdır. Ayrıca uzun makaleler, kısa makalelerden daha fazla backlink alır. Ancak bir içeriğin ilettiği bilgi miktarı ve bu bilginin kullanıcılar için ne kadar faydalı olduğu, uzunluğundan daha önemlidir.İçeriğinizin Okunabilir Olmasını SağlayınKaliteli bir SEO içeriği, okunabilir, doğal ve özgün içeriktir. İçeriğiniz her okuyucu tarafından anlaşılabilir olmalıdır. Başka bir deyişle, SEO uyumlu makalenizin robotik bir dille yazılmamış, kullanıcıyla etkileşim kuran ve akıcı olması önemlidir. Bu nedenle:Paragraflar ne çok uzun ne de çok kısa olmalıdır. Rahat okunabilir bir paragraf için yaklaşık 100-150 kelime idealdir. Paragrafta önemli olan, ana fikri sunmak ve yan fikirlerle desteklemektir. Okuyucuyu sıkmamak için paragraf veya içerik tekrar edilmemelidir.İçeriğinize Görseller Ekleyin ve Görselleri Optimize Edinİçeriğinizi, anlaşılabilirliği ve okunabilirliği artırmak için ilgili görseller, videolar veya infografiklerle destekleyebilirsiniz. Açıklayıcı infografikler veya grafikler kullanmak, konunun anlaşılmasını kolaylaştırmaksağlamakla kalmaz, aynı zamanda SEO dostu makaleyi zenginleştirir.Kullanacağınız görsellerin dosya adında anahtar kelimenin geçmesine özen gösterin. Örneğin, “ay-image.jpg” dosya adı, “2017IS232738.jpg” yerine daha uygun olacaktır.SEO Uyumlu İçeriğin Faydaları Nelerdir?SEO uyumlu makale aynı zamanda kaliteli ve güvenilir bir makale anlamına gelir. İçeriğinizin kalitesi, rakiplerinizin arasından sıyrılmanıza yardımcı olur. Güvenilir içerik sunmak, kullanıcı gözünde otoritenizi artırmaya yardımcı olur.SEO uyumlu içerik, birden fazla anahtar kelimede görünür olmanızı sağlar. Bu sayede organik görünürlüğünüz artar ve potansiyel müşterileri keşfetmeniz kolaylaşır.Kısacası, SEO uyumlu içerik sayesinde markanızın: dönüşüm oranı organik trafiği marka bilinirliği marka bağlılığı artar. SEO Uyumlu İçerik Kontrol Listesiİşte SEO uyumlu içeriğin özelliklerini içeren 13 maddelik kontrol listesi: İçerik, rakiplerden daha kapsamlı olmalıdır. İçerik, doğru ve güvenilir bilgiler içermelidir. İçerik, konuyu iyi bilen biri tarafından yazılmalıdır. İçerik, görseller ve infografikler içermelidir. İçerik, açıklayıcı, yüksek arama hacimli ve orta rekabetli bir anahtar kelime etrafında yapılandırılmalıdır. Ana anahtar kelimenin eşanlamlıları veya ana anahtar kelimeye çok yakın kelimeler, bağlamla hâlâ uyumlu olacak şekilde kullanılmalıdır. Başlık en az bir ana fikir ve birkaç destekleyici fikir içermelidir. Aynı fikir, içerik içinde farklı ifadelerle tekrar edilmemelidir. Anahtar kelimeler başlık ve alt başlıklarda kullanılmalıdır. Başlıklar arasında hem yapısal hem de stil açısından bir hiyerarşi oluşturulmalıdır. Doğru başlık işaretlemeleri yapılmalı ve bu başlıklar font, punto vb. açısından sıraya uygun olmalıdır. İfade biçimi tutarlı olmalıdır. Örneğin, anlatım içinde birinci ve ikinci kişi arasında geçişten kaçınılmalıdır. Anlatımın tutarlı olması son derece önemlidir. Metinde bir zamandan diğerine geçiş yapılmamalıdır. Metinler akıcı ve takip etmesi kolay olmalıdır. Dil bilgisi hataları yapılmamalı ve dikkatsiz içerik yayınlamaktan kaçınılmalıdır. İçerik oluşturulurken intihalden kaçınılmalıdır. İçerik birden fazla platformda kullanılmamalıdır.

Link İnşası Nedir,Site İçi Linkleme Nasıl Yapılır?
Site içi linkleme ve link inşası direkt olarak sayfalarımızın taranabilir ve indekslenebilir olmalarına katkı sağlayan SEO maddelerindendir. Arama motoru botları sayfalarımızı linkten linke giderek tarar. Bu sebeple link inşası ve site içi linkleme bir sitenin bel kemiğidir denilebilir. Aşağıdaki ekran görüntüsü ile de paylaştığımız gibi, Mike Khorev’in, 2021 yılı için site içi linkleme ve link inşasının Google sıralama algoritmasında sahip olduğu yüksek oranı görebilirsiniz. Aynı zamanda site içi linkleme ve link inşası bir sayfaya çekebildiğimiz ziyaretçilerin diğer sayfaları keşfedebilmesini ve rahat gezilebilirliğini sağlar. Sitemizi ziyaret eden bir kullanıcının oturumunda geçirdiği sürenin uzamasına ve sayfa görüntülenme potansiyelimizin artmasına katkı sağlar. Toparlayacak olursak hem arama motoru botları için hem de ziyaretçilerimizin verimli bir deneyim elde edebilmeleri açısından oldukça önemlidir.Link İnşası Nedir ve Nasıl Yapılır?Link inşası, kullanıcıları internetteki sayfalar arasında navige ettiren bir yöntemdir. Link inşası sitemizdeki sayfaların önemine göre şekillenmelidir. Sitenin bel kemiği olan bu inşaa sayesinde otorite oluşturabilir ve sıralamalarınızı arttırarak organik trafik kazanımınızı yükseltebilirsiniz. Aşağıdaki görsel ile paylaşıldığı gibi site içi linkleme, belirli bir hiyerarşik düzen içerisinde ilerlemelidir. E-ticaret sitelerinde en çok linklendirme bulunan sayfanızın, tüm sayfalara kolayca erişim sağlanabilmesi sebebiyle Anasayfa ve ardından kullanıcıların ürün keşfetme potansiyelini desteklemek açısından da kategori sayfalarının olması önerilmektedir. Arama motoru botlarının, sıralama algoritmasında uzun vadede 360 derece kaliteli, alaka düzeyi yüksek ve özgün web sitelerini önceliklendirdiği bilinmektedir. Link inşasının nasıl yapılması gerektiğine ilişkin ise uzun vadeli fayda elde edebilmek adına, site içi linkleme çalışmalarının ziyaretçileri alakalı ve yararlı linklere yönlendirecek şekilde inşa edilmesi önerilmektedir. Örneğin; Link İnşası ile ilgili hazırlanan bir sayfadan “Backlink Nedir ve Nasıl Alınır?” içeriğinin linklenmesi kullanıcıları daha doğru navige edecektir. Linklerin Oluşumu ve Arama Motorları Tarafından GörünümüSitenin bel kemiği olan linklerin, arama motoru botları tarafından nasıl görüntülendiğini ve yorumlandığını anlayabilmek adına Moz - Guide to Link Building içeriğindeki link anatomisini birlikte inceleyebiliriz. Start of Link Tag: Link Referral Location: Linke işaret eden URL’dir. İlgili sayfaya geçmek için tıklanabilir alandır. Visible/Anchor Text of Link: Ziyaretçilerin sayfada gördüğü ve ilgili linke ulaşmak için tıklayacağı metindir. Closure of Link Tag: Link etiketinin sonlandığını arama motorlarına bildiren kapatmadır. Google Link İnşası Algoritması ve Link TürleriGoogle, bir sayfanın kalitesini ölçmek için o sayfanın kazandığı linklerin sayısını dikkate aldığı PageRank algoritmasını duyurdu. İçerikten ilgisiz ve yararlı olmayan link kazanımı PageRank metriğinin manipüle edilmesine sebep oldu. Bu sebeple Google, 2012 yılında Penguin algoritmasını yayınladı. Bu güncelleme ile beraber düşük kaliteli link inşasının, sıralama performansına uzun vadede katkı sağlamayacağı duyuruldu. Link inşası kapsamında link türleri temelde ikiye ayrılmaktadır.External Links (Site Dışı Linkler): Kaynak domainden farklı/dış bir domaini işaret eden linklerdir. Eğer farklı bir web sitesi sitenize bağlantı veriyorsa ya da siz farklı bir web sitesine bağlantı veriyorsanız bu external linktir. Örneğin; Link Anchor TextInternal Links (Site İçi Linkler): Kaynak domainden yine aynı kaynak domaine işaret eden linklerdir. Aynı web sitesindeki diğer sayfalara işaret eden bağlantılardır.Örneğin; Keyword Textİçeriğimizde bu kısma kadar link inşasının Google sıralama algoritmasındaki önemini ve dikkat edilmesi gereken noktaları özetledik. İçeriğimize site içi linklemenin nasıl yapılacağına dair detaylar ile devam edeceğiz. Site İçi Linkleme Nedir?Site içi linkleme, ziyaretçilerinizi sitenizdeki diğer sayfalarınız arasında navige edebildiğiniz bir yöntemdir. Yani aynı domaindeki bir sayfadan farklı bir sayfaya link çıkışı yapılmaktadır. Sitenizin hiyerarşisini arama motorlarına aktarmanıza yardımcı olur.Bu yöntem sadece sayfaların taranması ve indekslenmesini sağlamaz. Aynı zamanda sayfaların daha yüksek sıralamalar elde etmesini sağlar. Sitenizin derinlerinde kalan sayfaları, yararlı ve uygun diğer sayfalardan linkleyerek taranma, indekslenme ve dolayısıyla sıralanma performanslarını geliştirebilirsiniz. Site içi linklemenin faydalarını aşağıdaki şekilde listeleyebiliriz. Ziyaretçileri site içerisinde navige eder. Sitenin taranma performansını artırır. Sitenin hiyerarşisi kurulur. Site, arama motorları tarafından daha rahat anlaşılır. Sayfaların değeri artar. Diğer siteler arasında sıralama performansının güçlenmesini sağlar. Site İçi Linkleme Nasıl Yapılır?Bir web sitesinin optimal site içi linkleme yapısını aşağıdaki görüntü ile aktarabiliriz. Bu yapı, anasayfadan tüm sayfalara linkin bulunduğu bir yapıyı ifade etmektedir. Tüm sitede bir akış mevcuttur ve böylece her sayfanın sıralanma potansiyeli artar. Site içi linklemenin nasıl yapılacağına dair öneriler kapsamında öncelikle Link Equity teriminin tanımını yapacağız. Link Equity (Link Juice, PageRank), bir sayfadan diğerine otorite ve link değeri aktaran, arama motorlarının sıralama faktörlerindendir. Bu değer sayfa otoritesi, HTTP statüsü gibi çeşitli birçok faktörden oluşmaktadır. Site içi linkleme yaparken dikkat edilmesi gereken noktalar; Link İlgili Mi? Herhangi bir sayfanız ile linklendirme yapacağınız diğer sayfanın alakalı olması önerilmektedir. Bu durumda arama motoru botlarını manipüle etmemiş ve ziyaretçilerinizi mevcut sayfa ile alaka düzeyi yüksek sayfalara yönlendirmiş olursunuz. Bu sebeple site içi linkleme çalışmalarında en kritik noktalardan biri alaka düzeyi yüksek linklemeler yapılmasıdır. Site İçi Linklemede Sayfadan Giden Linkler (Outgoing Links) İlgili Sayfalara Mı Gidiyor? Bir ziyaretçi ulaştığı hedef sayfadan, alakalı diğer sayfalara erişmeyi bekler. Bir sayfadan çıkan link sayısı çok yüksekse, outgoing linklerin sayfanın konusu ile alakalı olup olmadığını kontrol etmelisiniz. Header ve footer linkleri haricindeki linkleri inceleyerek başlayabilirsiniz. Bu noktada yol haritanız “kullanıcı mevcut sayfadan hangi sayfalara erişmeyi umar?” olabilir. Site İçi Linklemede Sayfaya Gelen Linkler (Incoming Links) İlgili Sayfalardan Mı Geliyor? Hedef sayfanın site içerisinde kazandığı link sayısı yüksekse bu durum sayfanın kaynak, otoritesi yüksek ve değerli bir sayfa olduğu anlamına gelir. Arama motoru botları tarafından daha yoğun tespit edilerek taranma sıklığı pekişir. Bu noktada sayfalara gelen linklerin (incoming links) kontrol edilmesi gerekmektedir. Yüksek performans beklenen sayfaların site içerisinde daha yoğun, fakat anlamlı şekilde linklendiğinden emin olunmalıdır. Link Takip Edilebilir Mi? Nofollow etiketi bulunan linkler arama motoru botları tarafından takip edilmez. Bu tarz linkler herhangi bir değer aktarımı yapmaz. Bu sebeple site içi linklemede değer aktarımı yapması istenilen linklerde nofollow etiketi bulunmadığından emin olunmalıdır. Site içi linkleme çalışmalarında, sitenin kendi domainine giden iç bağlantılarda, dofollow etiketi kullanılması önerilmektedir. Link inşasında herhangi bir meta etiket kullanılmaması (dofollow ya da nofollow gibi) arama motoru botlarına “linki takip et” sinyali vermektedir. Dolayısıyla, site içi linkleme çalışmalarınızda ekstra olarak dofollow etiketi kullanmanıza gerek yoktur. Link Sayfada Nerede Konumlandırılacak? İçerik içerisine konumlandırılmış linkler, footer ya da sidebar gibi alanlardaki linklerden daha yüksek otoriteye sahiptir. Bu linkler site içi linklemede kullanıcılar tarafından daha kolay fark edilebilir ve tıklanabilir alanlardır. Bir Sayfada Kaç Link Olmalıdır? Bir sayfada bulunacak link sayısına ilişkin herhangi bir sınır bulunmamaktadır. Sitenin derinliği göz önünde bulunarak site içi linkleme çalışılabilir. Site İçerisinde Linklenen Sayfanın HTTP Durum Kodu Ne Olmalıdır? 200 ve 301 durum kodlu sayfalar sahip olduğu link otoritesini korumaktadır. 301 ile yönlenen sayfa, hedef sayfaya, sahip olduğu tüm otoriteyi aktarır. Fakat buna rağmen tarama bütçesi optimizasyonu açısından site içerisinde yalnızca 200 durum kodlu sayfaların linklendirilmesi önerilmektedir. 301 ve 404 durum kodlu linklerin site içerisinden kaldırılması gerekmektedir. Anchor Text İle Link Uyuşuyor Mu? Site içi linkleme çalışmalarında bağlantı metni, arama motoru botları tarafından bir sayfanın taranmasına ihtiyaç duymadan o sayfanın hangi sorguları hedeflediği hakkında genel bir izlenim verir. Bağlantı metni, sayfa ile hedeflenen sorguyu içermelidir. Site içi linkleme çalışmalarında sayfaların hangi bağlantı metinleri ile link kazandığı kontrol edilmelidir. Link İnşasında Sitenin URL Yapısı SEO Dostu Mu? Tarama anında arama motoru botları Yönlendirilmiş, Robots.txt dosyası ile engellenmiş, Keyword stuffing ve çift içerik içeren, Önerilmeyen karakterler içeren (rakam, türkçe karakter vs.), İzleme parametreleri içeren URL’leri takip etmeyi tercih etmez. Arama motoru botları kullanıcılarını korumak için spam sayfaları cezalandırabilir. Dolayısıyla, site içerisinde linklendirilen bu tarz URL’lerin tespit edilip kaldırılması önerilmektedir. Site İçi Linklerinizde Link Başlığı Kullanılıyor Mu? Sayfaların kalitesini ölçmek için Google, Lighthouse aracı ile Accessibility denetimi altında web sitesinin kullanıcı deneyimi açısından performansını ölçümlemektedir. Site içi linkleme değerlendirmesinde ise site içi linklerin başlıklarının bulunmasının arama motoru botları tarafından linkin daha doğru ve kolay anlaşılmasını sağlayacağı bilinmektedir. Bu sebeple web sitenizdeki linklerin başlık değerine sahip olduğundan emin olmalısınız. Kaynakça https://mikekhorev.com/seo-ranking-factors https://moz.com/beginners-guide-to-link-building https://moz.com/learn/seo/internal-link https://moz.com/blog/linking-internally-externally-from-your-site-whiteboard-friday https://moz.com/learn/seo/what-is-link-equity https://moz.com/blog/the-anatomy-of-a-link https://www.mattcutts.com/blog/text-links-and-pagerank/