Pazarlama İpuçları, Gündem ve Daha Fazlası
AnalyticaHouse’un güçlü iş ortaklıklarından beslenen deneyimi ile güncel trendler, stratejik içgörüler ve sektörel derinlik içeren blog yazılarımızı keşfedin.
Youtube SEO: Video Arama Sıralamanızı İpuçları
What is Lorem Ipsum? Lorem Ipsum is simply dummy text of the printing and typesetting industry. Lorem Ipsum has been the industry's standard dummy text ever since the 1500s, when an unknown printer took a galley of type and scrambled it to make a type specimen book. It has survived not only five centuries, but also the leap into electronic typesetting, remaining essentially unchanged. It was popularised in the 1960s with the release of Letraset sheets containing Lorem Ipsum passages, and more recently with desktop publishing software like Aldus PageMaker including versions of Lorem Ipsum. Why do we use it? It is a long established fact that a reader will be distracted by the readable content of a page when looking at its layout. The point of using Lorem Ipsum is that it has a more-or-less normal distribution of letters, as opposed to using 'Content here, content here', making it look like readable English. Many desktop publishing packages and web page editors now use Lorem Ipsum as their default model text, and a search for 'lorem ipsum' will uncover many web sites still in their infancy. Various versions have evolved over the years, sometimes by accident, sometimes on purpose (injected humour and the like). Where does it come from? Contrary to popular belief, Lorem Ipsum is not simply random text. It has roots in a piece of classical Latin literature from 45 BC, making it over 2000 years old. Richard McClintock, a Latin professor at Hampden-Sydney College in Virginia, looked up one of the more obscure Latin words, consectetur, from a Lorem Ipsum passage, and going through the cites of the word in classical literature, discovered the undoubtable source. Lorem Ipsum comes from sections 1.10.32 and 1.10.33 of "de Finibus Bonorum et Malorum" (The Extremes of Good and Evil) by Cicero, written in 45 BC. This book is a treatise on the theory of ethics, very popular during the Renaissance. The first line of Lorem Ipsum, "Lorem ipsum dolor sit amet..", comes from a line in section 1.10.32. The standard chunk of Lorem Ipsum used since the 1500s is reproduced below for those interested. Sections 1.10.32 and 1.10.33 from "de Finibus Bonorum et Malorum" by Cicero are also reproduced in their exact original form, accompanied by English versions from the 1914 translation by H. Rackham. Where can I get some? There are many variations of passages of Lorem Ipsum available, but the majority have suffered alteration in some form, by injected humour, or randomised words which don't look even slightly believable. If you are going to use a passage of Lorem Ipsum, you need to be sure there isn't anything embarrassing hidden in the middle of text. All the Lorem Ipsum generators on the Internet tend to repeat predefined chunks as necessary, making this the first true generator on the Internet. It uses a dictionary of over 200 Latin words, combined with a handful of model sentence structures, to generate Lorem Ipsum which looks reasonable. The generated Lorem Ipsum is therefore always free from repetition, injected humour, or non-characteristic words etc.
Youtube SEO: Video Arama Sıralamanızı Yükseltecek İpuçları
YouTube SEO, genellikle YouTube’da videolarınızın ve kanalınızın ilgili konularda sıralamasını iyileştirmeye yönelik optimizasyon sürecini ifade eder. YouTube, dünyanın en çok kullanılan ikinci arama motorudur. Tüm arama motorları gibi bu platformun da kendi karmaşık algoritması vardır. Video içeriklerini optimize ederek, YouTube üzerinden elde edilen abone sayısı, web sitesi ziyaretleri ve kanal bilinirliği (marka) gibi önemli metrikleri artırmayı hedeflersiniz.Tüm arama motoru sıralama algoritmalarında olduğu gibi, YouTube’un sıralama algoritmalarını kimse tam olarak bilmez. Kanal sayfanızı, oynatma listelerinizi, meta verilerinizi, video açıklamalarınızı ve diğer önemli metriklerinizi optimize etmelisiniz. YouTube kanalınızdaki videoları optimize ederek, Google, Yandex ve Bing gibi diğer arama motorlarında da görünürlüğünüzü artırırsınız.YouTube SEO Nedir?YouTube SEO’nun ne olduğunu ve nasıl uygulanacağını incelemeden önce, kısaca SEO’dan bahsedelim. SEO’ya yeniyseniz okumaya devam edin!SEO’nun birçok tanımı vardır, ancak SEO’daki amacımız, bir web sayfasının (arama motorları tüm siteyi değil, tek tek sayfaları sıralar) arama motoru sonuç sayfalarındaki sıralamasını iyileştirmek ve böylece siteye kaliteli trafik ve dönüşüm sağlamaktır.Arama motorları, bir kullanıcının sorgusuna en uygun sonuçları göstermek için web sitelerindeki ve sayfalardaki bilgileri değerlendirir.Web arama motorları, kullanıcılara alakalı içerikler göstermek için kendilerine ait algoritmaları kullanır. Benzer şekilde sosyal medya platformlarının da kendi iç algoritmaları vardır.YouTube, platformunda videoları gösterirken farklı algoritmalar kullanır. Bu nedenle, kanalınızdaki videoların daha fazla kullanıcıya gösterilmesi için YouTube SEO yapmanız gerekir.YouTube SEO Nasıl Yapılır?YouTube için SEO yaparken, her zaman videonuzun metnini yani transkriptini kullanmalısınız. Hedef anahtar kelimeleri transkriptte doğal bir şekilde dahil etmek, SERP’lerde sıralamanıza önemli ölçüde yardımcı olur. YouTube SEO için anahtar kelime seçerken kapsamlı araştırma yapın ve bunları video optimizasyonunuza doğal şekilde ekleyin.Videolarınızın sıralama potansiyelini artırmak için YouTube SEO ipuçları şunlardır: Önemli hedef anahtar kelimelerinizi video başlıklarında ve açıklamalarında kullanın, Mümkünse videolarınıza altyazı ekleyin ve konuşmanızda anahtar kelimelere yer verin, Videolarınızda metin bindirmeleri (text overlay) kullanıyorsanız, anahtar kelimelerinizi açıkça ekleyin, Kanalınıza ilgili videoları kart olarak eklemeyi düşünün, Videonuz için en alakalı kategoriyi seçtiğinizden emin olun, Özel küçük resimler (thumbnail) kullanın ve anahtar kelimeleri görsel dosya adlarına ekleyin, Videolarınıza etiketler ekleyin ve anahtar kelimelerinizi dahil edin, Videolarınıza bağlantılar ve CTA’lar (harekete geçirici mesajlar) ekleyin, YouTube için içerik konusu seçerken Google Trends verilerini inceleyin. YouTube SEO’nun Mantığı Nedir?9 Ekim 2006’da Google, o zamanlar bir video platformu olan ve bugün dünyanın ikinci en popüler arama motoru haline gelen YouTube’u satın aldı.Google, YouTube, Bing, Yandex ve diğer tüm arama motorlarının ortak bir hedefi vardır: Kullanıcılarına mümkün olan en iyi arama deneyimini sunmak.Örneğin, YouTube’da “SEO’nun Evrimi” aradığınızı düşünün. YouTube’un botları, kullanıcıya en uygun sonucu göstermek için platformdaki tüm kanalları ve videoları tarar.Bu botlar en iyi sonuçları gösterebilmek için çeşitli faktörleri dikkate alır.Botlar, iyi bir kullanıcı deneyimi sağlayan videoları belirlemek için farklı algoritmik senaryoları test edebilir.Başlığı, etiketleri, açıklaması ve meta verileri doldurulmuş bir video, bunlara sahip olmayan bir videoya göre daha üst sıralarda yer alabilir. Yeterli yoruma ve etkileşime sahip videolar, başlığı veya etkileşimi olmayanlardan genellikle daha üstte sıralanır.Temel mantık, algoritmanın hangi içeriğin en iyi kullanıcı deneyimini sunacağını tahmin etmesi ve bunu geçmiş aramalar ve beğenilere göre sunmasıdır.YouTube SEO çalışmalarınız, videolarınızın yalnızca YouTube’da değil, aynı zamanda Google’ın video arama sonuçlarında da sıralanmasına yardımcı olur.YouTube SEO İpuçlarıyla Video Sıralamalarınızı ArtırınYouTube ve Google gibi platformların tüm SEO yönergelerine uysanız bile, karmaşık algoritmik hesaplamalar sıralamanızı etkileyebilir.Videolarınızı arama sonuçlarında yükseltmek için YouTube SEO ipuçlarını inceleyelim.Anahtar Kelime AraştırmasıDoğru anahtar kelimeleri seçmek ve kullanmak, Google, YouTube, diğer arama motorları ve web siteleri için kritik öneme sahiptir. Anahtar kelimeler, ziyaretçilerin içeriğin konusunu anlamasına yardımcı olur.YouTube’da anahtar kelimelerin doğru kullanımı, platformun videonuzu tanımasını, dizine eklemesini ve kullanıcı sorgularıyla eşleştirmesini kolaylaştırır.YouTube’a video yüklerken, başlık, etiket ve açıklama gibi belirli alanlara anahtar kelimeler ekleyebilirsiniz — bunu anlamlı bir şekilde yaptığınızdan emin olun.Kanal videolarınıza hangi anahtar kelimeleri eklemeniz gerektiğini bilmek, keşfedilmenize ve daha fazla trafik çekmenize yardımcı olur.Anahtar kelime araştırmasına başlamak için YouTube’un kendisini kullanmanızı öneririz. Tıpkı Google’ın otomatik tamamlama özelliği gibi, YouTube’un arama önerileri de videolarınız için değerli anahtar kelimeler ortaya çıkarabilir.Başka bir yöntem ise aynı konuda içerik üreten rakip kanalları analiz etmektir. Kullandıkları başlıkları, etiketleri ve açıklamaları inceleyin.YouTube anahtar kelime araştırması için ücretsiz araçlar: Keywords Everywhere: YouTube ve Google’da aylık arama hacimlerini ve ilgili anahtar kelimeleri gösteren ücretsiz bir Chrome uzantısıdır. Google Trends: Anahtar kelimelerin mevsimsel trendlerini görmenizi sağlar. VidIQ: Herhangi bir YouTube videosu veya kanalı için istatistiksel bilgiler ve anahtar kelime verileri sunan ücretsiz bir Chrome uzantısıdır. Uzun kuyruklu (long-tail) anahtar kelimelere odaklanmanızı öneririz. Daha düşük arama hacmine sahip olsalar da genellikle daha yüksek erişim potansiyeli sunarlar. Çok rekabetçi anahtar kelimelerde sıralama almak zordur, ancak uzun kuyruklu terimler daha kolay sıralanabilir.Dikkat Çekici, İlgi Çekici Video Başlıkları OluşturunKullanıcıların gördüğü ilk şeylerden biri başlıklardır: ana hedef anahtar kelimelerinizi içermelidir. Video başlıkları, YouTube SEO’nun ana unsurlarından biridir ve arama sonuçlarındaki görünürlüğü etkiler.Başlıkları 45–50 karakter civarında tutun; en fazla 100 karakter kullanılabilir. Eylem kelimeleri ve merak uyandıran ifadeler ekleyin.Sıralamayı Desteklemek İçin Etiket KullanınWeb SEO’da meta etiketler artık önemli olmasa da, YouTube’da etiket kullanmak daha üst sıralara çıkmak için önemlidir. Etiketler videoları tanımlamaya ve önermeye yardımcı olur, kanal trafiği için güçlü bir kaynaktır.YouTube etiketler için 120 karaktere kadar izin verir. Hedef anahtar kelimelerinizden çeşitli kombinasyonlar ekleyin.Sıralamaya Yardımcı Açıklamalar YazınAçıklama alanı hem kullanıcılar hem de YouTube SEO için kritik öneme sahiptir. Video konusunu net şekilde açıklayın ve hedef anahtar kelimelerinizi ekleyin.5.000 karaktere kadar alanınız vardır — başlığa sığdıramadığınız anahtar kelimeleri burada kullanabilirsiniz.Açıklamaları meta açıklamalar gibi düşünün: izleyicileri izlemeye ikna ederler. CTA’lar ve varsa web sitenize bağlantılar ekleyin, ayrıca önemli bölümleri öne çıkarmak için zaman damgaları (timestamp) ekleyin. 15’e kadar hashtag ekleyebilirsiniz, ancak abartmaktan kaçının.Video Dosya Adınızı Optimize EdinYouTube SEO yalnızca platform içi optimizasyonlardan ibaret değildir. Yüklemeden önce video dosya adınızı anahtar kelimeler içerecek şekilde yeniden adlandırın — örneğin, “VID_1234.mov” yerine “youtube-seo-ipuclari.mov” kullanın. Bu, algoritmaya içeriğiniz hakkında erken bir ipucu verir.Altyazı ve Transkript KullanınAlgoritmalar videoları “izleyemez” ama metinleri okuyabilir. Transkript ve altyazı eklemek, içeriğinizin dizine eklenmesine yardımcı olur ve sıralamanızı güçlendirir.Transkriptler konuşulan içeriği metne dönüştürür; manuel olarak veya araçlarla oluşturabilirsiniz. İzleyicilerin kolay takip etmesi için zaman damgaları ekleyin.Özel Küçük Resimler OluşturunKüçük resimler (thumbnail), tıklanma oranlarını önemli ölçüde artırır. Arama sonuçlarında, küçük resim, başlık ve açıklama videonuzu izletmek için ikna edici unsurlardır.Konuğunuzu görsel olarak yansıtan resimler seçin ve üzerine metin bindirin. OCR teknolojisi sayesinde YouTube ve Google küçük resimlerinizdeki metinleri de anlayabilir.Son Ekranlar ve Kartlar Kullanınİzleyicilerin harekete geçmesini istiyorsanız, YouTube kartları ve son ekranlarını kullanın. Diğer videoları sözlü olarak önerebilirsiniz, ancak kartlar izleyicilerin kanalınızda daha uzun kalmasını sağlar.Kartlar, videonun sağ üst köşesinde görünen görsel bildirimlerdir — video başına 5 adede kadar ekleyebilirsiniz ve bunlarla diğer videolara veya bağlantılara yönlendirebilirsiniz. Son ekranlar ise videonun sonunda görünür ve abone olma, video izleme veya web sitesi ziyareti gibi eylemler için kullanılır.Profesyonel YouTube SEO İpuçlarıAlgoritmaların videolarınızı daha çok tercih etmesine yardımcı olacak ileri düzey ipuçları şunlardır: Videoları en az 2 dakika uzunluğunda tutun; en üst sıralardaki videolar ortalama 10 dakikanın üzerindedir, Odak anahtar kelimenizi her zaman başlığa ekleyin, Açıklamalarda dikkat çekici ilk satırlar yazın, Dikkat çeken küçük resimler kullanın, Videolarınızda yorumları teşvik edin, Video bağlantılarını YouTube dışı platformlarda paylaşın — bloglar, e-postalar, forumlar, web siteniz ve sosyal medya aracılığıyla daha fazla trafik çekin. YouTube Analitiğini Sürekli İzleyinYouTube analitikleri, SEO stratejinizi şekillendirmek için çok önemlidir. Nelerin işe yaradığını ve nelerin yaramadığını belirleyin.YouTube SEO için mutlaka takip edilmesi gereken metrikler: İzlenme Süresi: İzleyicilerin içeriğinizi izlemeye harcadığı toplam dakika, Gösterim Tıklanma Oranı: YouTube ana sayfası/arama sayfalarındaki gösterimlerin kaçının izlemeye dönüştüğü, Kart Tıklanma Oranı: İzleyicilerin kartlarınıza tıklama oranı, Trafik Kaynakları: İzleyicilerinizin nereden geldiğini takip eder, Benzersiz İzleyiciler: Belirli bir dönemde tahmini farklı izleyici sayısı, Abone Artışı: Abone sayınızdaki değişiklikleri izler. YouTube SEO Stratejinizi Güçlendirecek AraçlarYouTube SEO’nuzu güçlendirmek için bu araçları kullanın: Canva: Kanal logoları, kartlar ve küçük resimler tasarlayarak tıklanma oranını artırın. VidIQ: Herhangi bir kanal veya videonun etiketlerini, izlenme süresini ve stratejisini analiz eden bir Chrome uzantısı. TubeBuddy: Kanalınızı yönetmenize yardımcı olur ve etiket önerileri sunar. Ahrefs Keywords Explorer: YouTube’a özel en iyi anahtar kelime araştırma araçlarından biridir. SonuçSEO’da kullanıcıların bir sitede daha uzun süre kalması, algoritmalar açısından daha değerli kabul edilir — aynı durum YouTube için de geçerlidir.İzleyicileri kanalınızda ne kadar uzun süre tutarsanız, algoritma o kadar çok fark eder.YouTube’da sıralama elde etmek için pahalı ekipmanlara veya üst düzey prodüksiyonlara ihtiyacınız yoktur. İzleyicilere gerçekten yardımcı olan, ilgi çekici videolar üretmeye odaklanın.Bu rehberdeki YouTube SEO ipuçlarını ve önerilerini kullanarak stratejinizi güçlendirin — sonuçta Google ve YouTube gibi platformlar her zaman kullanıcı deneyimini önceliklendirir.
Hayatınızı Kolaylaştıracak 10 Google Sheets İpucu
Google Sheets (önceden Spreadsheets), Google’ın tamamen entegre bir ürünü olup, günümüzde birçok alanda ve birçok görev için kullanılmaktadır. Bu aracın yaygın kullanılmasının nedeni, kullanıcılara sunduğu faydalar, diğer araç ve programlarla uyumluluğu ve sahip olduğu birçok işlevidir. Bu yazıda, Google Sheets aracını daha etkili ve verimli kullanmaya yönelik ipuçları verdik.Google Sheets Nedir?Özellikle Google araçlarını kullanan bir şirkette çalışıyorsanız veya sürekli dinamik verilerle ilgilendiğiniz bir sektördeyseniz, Google Sheets hayatımızı kolaylaştıran en önemli programlardan biridir. Microsoft Excel ile de uyumlu olan Sheets, Google Docs’un en önemli parçalarından biridir. Karmaşık verileri düzenleme, çevrim içi tabanlı yapısı sayesinde ortak kullanım imkanı gibi birçok hizmet sunan bir elektronik tablo türüdür.Google Sheets’in TarihçesiGoogle Sheets, Jonathan Rochelle ve Farzad "Fuzzy" Khosrowshahi tarafından kurulan 2Web Technologies’in geliştirdiği web tabanlı elektronik tablo uygulaması XL2Web’den türetilmiştir. XL2Web, 2006 yılında Google tarafından satın alındı ve Google Labs Spreadsheets’e dönüştürüldü. 6 Haziran 2006’da, ilk gelen ilk alır esasına göre sınırlı sayıda kullanıcıya yönelik bir test sürümü yayınlandı. Daha sonra sınırlı test süreci, tüm Google Hesabı sahiplerine açık bir beta sürümüyle değiştirildi ve resmi bir basın açıklamasıyla duyuruldu.Mart 2010’da Google, çevrim içi doküman işbirliği şirketi DocVerse’i satın aldı. DocVerse, Excel uyumlu belgelerin yanı sıra Microsoft Word ve Microsoft PowerPoint gibi diğer Microsoft Office formatlarında da çok kullanıcılı çevrim içi işbirliği yapılmasına olanak tanıyordu. DocVerse tabanlı iyileştirmeler Nisan 2010’da duyuruldu ve kullanıma sunuldu. Haziran 2012’de Google, mobil cihazlar için ücretsiz bir üretkenlik paketi olan Quickoffice’i satın aldı. Ekim 2012’de Google Spreadsheets’in adı Google Sheets olarak değiştirildi.Bu kadar genel kültür bilgisi yeterliyse, ipuçlarına geçelim.10 Google Sheets İpucuBasitten karmaşığa birçok işlemin yapılmasına olanak sağlayan Google Sheets’in çok farklı işlevleri vardır. Bu işlevlerin bazıları çok sık kullanılır ve yaygın olarak bilinirken, bazı çok faydalı işlevler herkes tarafından bilinmez. Bu ipuçları, Google Sheets’i en iyi şekilde kullanmanıza yardımcı olacaktır.1. Dinamik RaporlarŞüphesiz Google Sheets’in en büyük kolaylığı ve tercih edilme nedeni, çevrim içi tabanlı yapısı sayesinde aynı anda çoklu kullanım sağlaması ve internet bağlantılı veri kaynaklarıyla dinamik raporlar ve panolar oluşturabilmesidir. Özellikle dijital pazarlama gibi saatlik hatta dakikalık metriklerin sürekli izlenmesinin önemli olduğu durumlarda Google Sheets tam size göre.Okuduklarınız hâlâ kafanızda bir ışık yakmadıysa, birlikte düşünelim. Elinizde sürekli güncellenen 3 farklı veri kaynağınız varsa, bu kaynakları anlık takip edebilmek sizin için önemliyse ve bilgisayarınıza farklı formatlarda indirdiğiniz bu dosyaları takip etmek zorundaysanız, Google Sheets sayesinde bu kaynakları tek bir dosyada birleştirip doğru yöntemlerle kaynaklara erişebilirsiniz (bunu birazdan tek tek anlatacağım). Böylece ömür boyu takip edebileceğiniz, kendini güncelleyen raporlar elde edebilirsiniz.2. EklentilerEklentiler... En basit tanımıyla, Google Sheets, Docs, Slides ve Forms içinde çalışan kullanıcı tarafından oluşturulmuş betiklerdir. Bu mini betiklerle, ücretsiz API’lerden istediğiniz bazı verileri çekebilir, manuel olarak yapmakta zorlandığınız birçok işi tek tıkla kolayca yapabilir ve hiçbir kodlama bilgisi gerekmeden geliştiricilere taş çıkartacak otomasyonlar kurabilirsiniz.Eklentilere erişmek için üst menüdeki Uzantılar menüsüne tıklayıp ardından Eklenti al bölümüne girerek ihtiyacınıza uygun eklentiyi seçebilirsiniz.Dikkat: Güvenilir olmayan eklentilerin yüklenmesi verilerinizin güvenliği açısından tehlikeli olabilir.3. importrange, importxml, importhtmlImportrange, Importhtml, Importxml ve daha fazlası. İsimlerinden de anlaşılacağı üzere bu üç işlev ve benzerleri, ihtiyacımız olan herhangi bir veriyi Sheet dosyalarına aktarmamıza olanak tanır: borsa verileri, alışveriş sitelerindeki fiyatlar, başka bir dosyadaki veriler ve aklınıza gelebilecek sayısız veri. Bu yazıda bu işlevlerin kullanımını anlatmayacağım ancak isterseniz aşağıdaki bağlantılardan inceleyebilir ve ihtiyacınıza göre veri aktarım işlemlerinizi gerçekleştirebilirsiniz. Importrange Importxml Importhtml 4. Apps ScriptsApps Scripts, tüm Google tabanlı programları birbirleriyle konuşturabileceğiniz, sınırsız otomasyon kurabileceğiniz, kendi eklentilerinizi oluşturabileceğiniz ve biraz JS bilgisiyle fonksiyonlar yazabileceğiniz bir hizmettir.Yine eklentilerle aynı bölümden erişebileceğiniz Apps Scripts, saatlerce uğraştığınız işleri belki birkaç saniyede halledebileceğiniz bir dünya sunar.İlgileniyorsanız, Google’ın belgelerini okuyarak hemen harika projeler geliştirmeye başlayabilirsiniz.Küçük bir ipucu: Google Apps Scripts’in çalışma süresi 6 dakika ile sınırlıdır, ücretli hesaplarda bu süre 30 dakikaya kadar çıkabilir. Bu nedenle oluşturduğunuz projelerin çalışma süresine ve verimliliğine dikkat etmelisiniz.5. Ortak DüzenlemeGoogle Sheets’i Microsoft Excel’den ayıran en önemli özelliğin ortak düzenleme olduğunu söyleyebiliriz. Tablo içindeki farklı sayfalarda farklı çalışanların sorumlu olduğu alanları aynı anda düzenleyebilir, eklediğiniz yorumlarla ekip arkadaşlarınızı bilgilendirebilir ve hatta dosya içindeyken Google’ın sunduğu sohbet alanı sayesinde anlık iletişim sorununu çözebilirsiniz.Ayrıca, paylaştığınız dosyayı kimlerin ve ne sıklıkla görüntülediğini Belge Geçmişi bölümünden kontrol edebilir, buna göre son teslim tarihlerini ayarlayabilirsiniz.6. Google AraçlarıGoogle’ın iş hayatında en çok kullanılan programların neredeyse tümüne alternatifler sunmasının en büyük faydalarından biri, bu uygulamaların birbirleriyle konuşabilmesini ve birçok sürecin kolayca otomatikleştirilebilmesini sağlamasıdır. Örneğin, aynı tabloları her hafta aynı sunumlara güncelliyorsunuz diyelim. Google Sheets ve Google Slides bağlantısı sayesinde yalnızca tabloyu güncellediğinizde sunumunuz da otomatik güncellenir, böylece ekstra iş yüklerinden kurtulursunuz.Ya da, düzenli olarak e-posta ile gönderdiğiniz veri tablolarını Google Sheets – Gmail bağlantısı sayesinde istediğiniz sıklıkta otomatik gönderebilirsiniz.Kısacası, Google’ın tüm araçlarını birbirine konuşturabilir, oradan oraya uğraştığınız süreçleri kolaylaştırabilir ve zamanınızı çok daha verimli kullanabilirsiniz.7. VlookupVlookup, iki farklı veri tablosundaki farklı satırlardaki verileri eşleştirmemizi sağlayan belki de en önemli Google Sheets işlevlerinden biridir. Örneğin, bir tabloda user_id verisi ve oturum metriği, diğer tabloda ise bu id’lere karşılık gelen etiket bilgisi var ve bunları eşleştirmek istiyorsunuz. Binlerce satırlık bir dosyada bunu manuel yapmak günler sürebilir! Vlookup ile bu işlem 15-20 saniye sürer.=VLOOKUP(search_key, range, index, [is_sorted])Daha ayrıntılı bilgi için: Vlookup8. QueryGeldik yazının en kritik noktasına ve benim açık ara favori işlevime: Query. Bu işlev sayesinde, SQL diline benzer bir sözdizimiyle veri kümelerinizi düzenleyip raporlayabilir, gerçekten karmaşık şeyleri çok daha kolay bir şekilde yapabilirsiniz.Sözdizimi =QUERY(data, query, [headers])Gördüğünüz gibi, yalnızca 2 zorunlu parametre ile bu işlevi nasıl kullanabileceğimize dair küçük bir örnek formül yazalım. Yapmak istediğimiz işlem şu olsun: "Data" sayfasındaki A, B, C sütunlarını inceleyerek, A sütunundaki 10’dan büyük olan sayıları ve C sütunundaki "Ankara" olmayan şehirleri seçmek, ayrıca B sütunundaki değerlere göre büyükten küçüğe sıralamak istiyoruz.=QUERY(Data!A:C,"SELECT A,B,C WHERE A>10 AND C<>'Ankara' ORDER BY B DESC",1)9. IFSIf, sumif, countif, maxifs, minifs, dateif, iferror... If deseninden de anlaşılacağı üzere, if’lerle biten işlevler çoğu koşullu durumda işlem yapmamıza olanak tanır. Aynı zamanda iyi bir Sheets kullanıcısı olabilmek için neye ihtiyacımız olduğunu bilmek ve bu işlevleri kullanarak pratik yapmak çok önemlidir. Bu nedenle, if’li işlevlerin neler olduğunu ve nasıl kullanıldığını bilmemiz gerekir.Küçük bir if örneğine birlikte bakalım: Bir sınıfta öğrencilerin aldıkları notlara göre A,B,C,D gibi harf notları dağıtmak istiyoruz, o zaman basitçe: =IFS(A3>89.99,"A",A3>79.99,"B",A3>69.99,"C",A3>59.99,"D",A3>0,"F")Ya da, A sütunundaki kaynaklar "google" olan satırlarda B sütunundaki oturumları toplamak istersek:=SUMIF(A:A,"google",B:B)Daha ayrıntılı bilgi için aşağıdaki içerikleri inceleyebilirsiniz. Sumif If Countif Maxifs Minifs 10. MakrolarSon olarak, Sheets’in en önemli özelliklerinden biri olan Makrolar, özellikle her gün aynı manuel işlemleri yapmaktan yorulan kullanıcılar için tam anlamıyla bir kurtarıcıdır. Yine uzantılar bölümünden erişilebilen Makrolar, kaydettiğiniz kullanıcı arayüzü işlemlerini istediğiniz sıklıkta tekrar etmenizi sağlar ve betikler temelinde çalışır.Basitçe özetlemek gerekirse, her gün yaptığınız kopyala-yapıştır, satır ekleme gibi işlemleri belirlediğiniz formatta tekrar etmenizi sağlar ve sayısız kullanım alanına sahiptir.Google’ın geliştirici dokümanından kullanım alanlarını inceleyebilir, kendi ihtiyacınıza göre makronuzu kaydedebilir ve her gün saatlerinizi harcadığınız süreçleri birkaç saniyede otomatikleştirebilirsiniz.Makrolar dokümanına buradan erişebilirsiniz.Ayrıca, Google işlev listesi sayfasından tüm işlevleri inceleyebilir, ihtiyacınız olanları bulabilir ve kullanım alanlarını genişletebilirsiniz.
Performans Pazarlama Metrikleri Nelerdir? En Sık Kullanılan 15 Metrik
Pazarlama metrikleri, başlattığımız kampanyaları ve oluşturduğumuz reklamları yorumlamada çok önemli bir rol oynar. Sahip olduğumuz verilerden içgörü elde etmek ve buna göre harekete geçmek çok önemlidir. Bir kampanyanın metriklerini doğru bir şekilde analiz etmek ve bu süreçte en etkili eylemleri gerçekleştirmek kritik öneme sahiptir.Performans başarısını yanlış yorumlamak, eksik veya hatalı analiz yoluyla, kampanyamızın iyi performans gösterip göstermediğini değerlendirirken hatalara yol açabilir ve hem kısa hem de uzun vadeli yanlış adımlara neden olabilir. Bu makalede, performans pazarlamasında en sık izlenen ve en önemli metrikleri nasıl doğru yorumlayacağınıza dair ipuçları paylaşacağız.Performans Pazarlamasında “Metrik” Ne Anlama Geliyor?Pazarlama ekipleri, tüm kanallardaki kampanya ve projelerin başarısını göstermek için pazarlama metrikleri adı verilen ölçülebilir rakamları kullanır. Örnekler arasında Dönüşüm, TO ve ROAS yer alır.Dönüşüm Nedir?Dijital pazarlama kampanyası oluştururken, her markanın kullanıcıları harekete geçmeye motive eden bir veya daha fazla hedefi vardır. Tüm pazarlama çabaları nihayetinde bu hedeflere ulaşmayı amaçlar.Dönüşüm, belirli bir hedefin bir web sitesinde, sayfada veya mobil uygulamada kaç kez başarıldığını sayan metriktir. Bir e-ticaret şirketi için bu metrik, satış sayısı; bir danışmanlık firması için ise potansiyel müşteri (form gönderimi) sayısı olabilir. Yüksek bir dönüşüm oranı, reklam kampanyanızın başarılı olduğunu ve açılış sayfanızın içeriğinin etkileyici olduğunu gösterir.Dönüşüm sayınız düşükse, site içeriğini değiştirerek, dönüşüm sürecini basitleştirmek için yeni huniler oluşturarak veya kullanıcılar için daha etkili bir deneyim sunmak üzere teklifleri güncelleyerek bu oranı artırabilirsiniz.Dönüşüm Oranı Nedir?Dönüşüm Oranı, reklamlarınız sonucunda dönüşümlerin ne sıklıkta gerçekleştiğini ölçer. Reklam etkileşimlerinin ne kadarlık bir yüzdesinin tanımladığınız dönüşüm hedefine dönüştüğünü gösterir. Dönüşüm oranına bakarak açılış sayfalarını, eylem çağrılarını, içeriği ve tasarımı optimize edebilir, ayrıca reklamlarınızın hedef kitleniz için ne kadar çekici olduğunu ölçebilirsiniz. Dönüşüm Oranı, dönüşüm sayısının toplam oturum sayısına bölünmesiyle hesaplanır. Örneğin, bir reklam 300 oturum ve 10 dönüşüm oluşturuyorsa, dönüşüm oranı %3’tür.Dönüşüm Değeri Nedir?Dönüşüm Değeri, kampanyalarınızdaki belirli dönüşümlere sayısal bir değer atar, bu dönüşümlerin işletmeniz için ne kadar değerli olduğunu ölçmenize yardımcı olur. Farklı dönüşümlere farklı değerler atayarak, kampanyanızın değer ölçümünü daha anlamlı hale getirebilirsiniz. Dönüşüm Değerini, Oturumlar × Dönüşüm Oranı (CR) × Ortalama Sipariş Değeri formülünü kullanarak hesaplayabilirsiniz.Örneğin, bir ayakkabı perakendecisinin 10.000 oturumu, %1’lik bir dönüşüm oranı ve 1.000 TL’lik ortalama sipariş değeri varsa, Dönüşüm Değeri 100.000 TL’dir.CPC Nedir?CPC (Tıklama Başına Maliyet), basitçe her tıklama için ne kadar ödeme yaptığınızı gösterir. Tıklama başına ödeme yaptığınız için, alakasız kullanıcıların reklamlarınıza tıklaması gereksiz maliyetlerinizi artırır ve toplam harcamanızı yükseltir.CPC, kampanya performansını değerlendirmek için en önemli metriklerden biridir. CPC'yi düşürmek için reklam alaka düzeyini optimize edebilir, teklif stratejilerini değiştirebilir ve analiz yoluyla doğru anahtar kelimeleri hedefleyebilirsiniz.Oturum Nedir?Dijital analizde, bir oturum, bir kullanıcının belirli bir zaman diliminde bir web sitesindeki etkileşimlerini ölçer. Bir oturum, site yüklendiğinde başlar ve kullanıcı siteyi kapattığında veya 30 dakika boyunca hareketsiz kaldığında sona erer. Sayfa görüntülemelerini, olayları ve kullanıcının gerçekleştirdiği diğer eylemleri kapsar.Oturum süresini artırmak için, site deneyimini iyileştirin; kullanıcıları meşgul tutmak ve istediğiniz dönüşümleri tamamlamalarını sağlamak için tasarımı, okunabilirliği, navigasyonu ve içeriği geliştirin.CPS (Oturum Başına Maliyet) Nedir?CPS, reklamlarınızın yönlendirdiği her oturumun maliyetini ölçer. Oturumlar, platformunuzdaki aktif kullanıcı etkileşimini yansıttığı için, Oturum Başına Maliyet, reklam harcamanıza göre her bir oturumun ne kadara mal olduğunu gösterir.ROAS Nedir?ROAS (Reklam Harcaması Getirisi), reklam performansınızı maliyet ve gelir açısından ölçer. Reklamlara harcanan her bir para birimi için elde ettiğiniz karı temsil eder. Markalar güçlü bir yatırım getirisi elde etmeyi hedeflediği için, ROAS takibi kampanya başarısı hakkında güçlü içgörüler sunar.Örneğin, bir reklam çok sayıda yüksek kaliteli kullanıcı ve gelir getirse bile, maliyet geliri aşıyorsa bu, uygun maliyetli bir harcama değildir. ROAS takibi, bu tür senaryolardan kaçınmanıza yardımcı olur.TO (Tıklama Oranı) Nedir?TO, reklam gösterimlerinin yüzde kaçının tıklamayla sonuçlandığını ölçer. Reklamlarınızın hedef kitleniz için ne kadar alakalı ve çekici olduğunu gösterir. Yüksek bir TO, Kalite Puanını ve dolaylı olarak tıklama başına maliyeti etkilediği için PPC'de kritik öneme sahiptir. Google Ads ve diğer platformlar, yüksek kaliteli reklamları daha düşük maliyetlerle ödüllendirir.Bir rakip aynı CPC’yi ödüyor ancak daha düşük bir Kalite Puanına sahipse, siz daha yüksek bir reklam pozisyonu elde etmek için daha az ödeme yapabilirsiniz. TO'yu artırmak için başlık ve açıklamalara arama terimlerini ekleyebilir, URL yollarını ekleyebilir ve doğru anahtar kelimeleri hedefleyebilirsiniz.Görsel yaratıcılığın en önemli olduğu görüntülü kampanyalarda, TO, yaratıcılarınızın etkinliği hakkında içgörü sunar.Potansiyel Müşteri (Lead) Nedir?Pazarlamada, potansiyel müşteri genellikle kampanyalarınız tarafından oluşturulan bir form gönderimine atıfta bulunur. Her potansiyel müşteri, potansiyel bir müşteriyi temsil eder. Ancak, yüksek bir potansiyel müşteri sayısı her zaman kampanya başarısı anlamına gelmez; potansiyel müşteri kalitesi en önemli olanıdır. Bu nedenle, alıcı kişiliğinizi tanımlamak ve buna göre hedefleme yapmak çok önemlidir.Potansiyel müşterileri satışa dönüştürmek için kişiselleştirilmiş içerik sunun, satış ekibinizle yakın işbirliği yapın ve kullanıcıları huni boyunca yönlendirin.CPL (Potansiyel Müşteri Başına Maliyet) Nedir?CPL, her bir potansiyel müşterinin size ne kadara mal olduğunu ölçer. Bütçenizi etkili bir şekilde ayırıp ayırmadığınızı gösterir. Kanallar arası CPL'yi karşılaştırarak, bütçeyi yüksek CPL'ye sahip kanallardan, potansiyel müşterileri daha verimli oluşturan kanallara yeniden tahsis edebilirsiniz.CPL = Toplam Reklam Harcaması / Potansiyel Müşteri Sayısı.Arama Gösterim Payı Nedir?Arama Gösterim Payı, alabileceğiniz toplam gösterim sayısına göre aldığınız gösterimlerin oranıdır. Uygunluk, kitle hedefleme, onaylanmış reklamlar, teklifler ve Kalite Puanı gibi faktörlere bağlıdır. Örneğin, %50'lik bir gösterim payı, mevcut açık artırmaların yarısında göründüğünüz anlamına gelir.Gösterim payınız düşükse, potansiyel müşterileri kaçırıyorsunuz demektir. Gösterim payını artırmak, yüksek Kalite Puanlarına, yeterli tekliflere ve yeterli bütçelere bağlıdır.Üst Gösterim Payı Nedir?Üst Gösterim Payı, reklamınızın organik arama sonuçlarının üstünde ne sıklıkta göründüğünü ölçer. Tıklama oranlarınızın düştüğünü fark ederseniz, bu durum üst pozisyonu kaybettiğinizi gösterebilir.Mutlak Üst Gösterim Payı Nedir?Mutlak Üst Gösterim Payı, toplam gösterimlerinizin en üst reklam pozisyonunda göründüğü yüzdedir. En üst pozisyondaki gösterimlerin, bu pozisyon için tahmini uygun gösterim sayısına bölünmesiyle hesaplanır.Hemen Çıkma Oranı (Bounce Rate) Nedir?Hemen Çıkma Oranı, tek bir sayfa görüntüledikten sonra herhangi bir işlem yapmadan sitenizden ayrılan kullanıcıların yüzdesidir. Hemen çıkma oranını izlemek, site deneyimini değerlendirmenize yardımcı olur. Yüksek bir hemen çıkma oranı, alakasız içerik, yavaş yükleme süreleri veya kötü mobil optimizasyon gibi sorunların bir işareti olabilir.Hemen çıkma oranını düşürmek için kitlenizi doğru bir şekilde tanımlayın, sayfa yükleme hızını optimize edin ve net, çekici eylem çağrıları (CTA) kullanın.Hemen Çıkma Oranı = (Tek Sayfalık Oturumlar / Toplam Oturumlar) × 100.Sıklık (Frequency) Nedir?Sıklık, bir kullanıcının reklamınızı ne sıklıkta gördüğünü ölçer. Birden fazla gösterim kararsız kullanıcıların satın almasına yardımcı olabilir, ancak reklamı tekrar tekrar görüyor ve dönüşüm yapmıyorlarsa, kitlenizi genişletmeniz veya harcamayı ayarlamanız gerekebilir.Çok yüksek sıklık, kullanıcıları rahatsız edebilir ve markanıza zarar verebilir. Sıklık çok yüksekse hedeflemenizi genişletin veya bütçeyi azaltın. İdeal sıklık değişir: yeni kullanıcı kampanyaları için daha düşük, yeniden pazarlama için ise daha yüksektir. En düşük TBM'nin elde edildiği geçmiş kampanyaları inceleyerek hedef sıklığınızı belirleyin.
Pazar Sepeti Analizi
Günümüzde, hepimizin bildiği pandemiden sonra e-ticaret sektörü adeta güneş gibi doğdu. Bu yükselişle birlikte, nispeten küçük işletmelerden en büyük markalara kadar neredeyse her markanın web siteleri çok daha fazla popülerlik kazandı ve trafiklerini yaklaşık %50 artırdı. Uluslararası Ticaret İdaresi’ne (2021) göre, pandemi sonrası e-ticaret gelirlerinde ortalama %19’luk (Gıda ve Kişisel Bakım ürünlerinde %26) bir artış öngörülüyor.Bu büyüme istatistikleri ve gelişmeler bize işletmelerin e-ticaret/pazarlama departmanlarına ve operasyonlarına daha fazla dikkat (ve daha fazla bütçe) ayırmaları gerektiğini açıkça gösteriyor. E-ticaret denildiğinde akla gelen ilk şey tabii ki web siteleridir. Ürünler, işletme sahiplerinin daha fazla ürün satmasına ve en değerli kaynakları olan müşterilerden daha fazla gelir elde etmesine yardımcı olacak şekilde web sitelerinde sergilenmeye çalışılmaktadır. Müşterilerin dikkatini çekmenin ve onlara daha fazla satın alma isteği vermenin onlarca yolu vardır. Bu yazıda, “Sepet Analizi” adı verilen bir yöntemden bahsetmeye çalışacağım.Sepet Analizi Nedir?Sepet Analizi, müşterilerin web sitesindeki sepetlerini (alışveriş sepetlerini) araştıran ve inceleyen, ardından müşterilere anlamlı ve kişiselleştirilmiş ürün önerileri sunmak için analiz eden bir yöntemdir. Analizin teknik kısmına geçmeden önce bahsetmemiz gereken birkaç nokta daha var. Her müşteri farklıdır ve satın alma davranışları da farklıdır. Her ürün farklıdır. Ancak, bazıları birlikte kullanılır ve satın alınır. Bazı durumlarda, tamamen ilgisiz ürünler birlikte satılır ve insan gözü bunları her zaman belirleyemez. Tam da burada yapay zeka ve makine öğrenmesi devreye giriyor.Haydi algoritmalara daha derin dalalım.Apriori AlgoritmasıApriori algoritması 1994’ten beri aklımızda ve veri kümelerinde sık görülen öğe setlerini, boolean ilişki kuralları için bulmamıza yardımcı oluyor. Algoritmanın adı Apriori çünkü sık görülen öğe seti özelliklerine dair önceden bilgilere dayanıyor.Bu algoritmada, yukarıda bahsedildiği gibi veri kümesi sık satın alınan ürünleri içermelidir. Bu algoritmayı uygulamak için ihtiyaç duyduğumuz veriler aşağıdaki sütunları içerir: İşlem ID’si (Sepet ID’si) Ürün SKU’su (Ürün ID’si) Ürün Kategorisi Adet Gerekli verileri elde ettikten sonra, sihir başlar.Bu algoritma R Studio, Python vb. ile yazılıp uygulanabilir.Verilerimiz parçalanmış ve dolayısıyla yinelenen işlem ID’leri içerdiğinden, öncelikle verileri işlem ID’sine göre gruplamamız ve o belirli işlemde (ödeme adımından önce sepete eklenmiş olan) satılan her benzersiz ürünü öğrenmemiz gerekir.Bu işlem tamamlandıktan sonra, tüm ürünlerin dummy değişkenlerini oluşturur ve her biri için yeni sütunlar açarız. Her benzersiz işlem satırı için ürünün adedi kendi sütununa ve işlemine yazılır. Aşağıda örnek işlenmiş veriler görülebilir:Transaction IDProduct AProduct BProduct CProduct D123abc7300456def2011Makine öğrenmesinin kendine ait kuralları vardır. Bu verileri analiz edebilmek ve anlamlı içgörüler elde edebilmek için hücreleri 1-0 olarak kodlamamız gerekir. Böylece belirli bir işlemde hangi ürünün sepete eklendiğini ve satın alındığını belirleyebiliriz. Bunun nedeni Apriori Algoritmalarının ürünler arasındaki ilişkiyi belirlemek için yalnızca 1 ve 0 değerlerini kabul etmesi ve ilgisiz miktarlardan doğabilecek yanlılıkları ortadan kaldırmasıdır. Burada yalnızca birlikte satılan ürünlerle ilgileniyoruz.Son olarak, modeli uygulamadan önce aşağıdaki verileri elde ederiz:Transaction IDProduct AProduct BProduct CProduct D123abc1100456def1011Modeli optimize ve hızlı bir şekilde uygulamak için “mlxtend” kütüphanesinden “frequent_patterns“ aracını, “apriori” ve “association_rules” paketlerini kullanırız.Gerekli parametreler belirli veri kümesine ve belirli amaca göre ayarlandıktan sonra, sonuçları aşağıdaki tablo şeklinde elde ederiz:AntecedentsConsequentsAntecedentSupportConsequentSupportSupportConfidenceLiftLeverageConvictionProduct AProduct B0.40.60.50.832.780.0221.67Product AProduct C0.40.30.450.652.110.11.12Product BProduct D0.60.50.50.621.98-0.321.43Not: Gizlilik nedeniyle değerler rastgele oluşturulmuştur.Sonuçlar: Tamam. Ama Ne Anlama Geliyorlar?Burada dikkate almamız gereken en önemli metrikler “support” ve “confidence” değerleridir. Ancak daha iyi anlamak için aşağıdaki açıklamaları okuyabilirsiniz. Antecedent Support: Önceki ürünlerin toplam içindeki bulunma oranı. Consequent Support: Sonraki ürünlerin toplam içindeki bulunma oranı. Support: Önceki ürün ve sonraki ürünün aynı sepette birlikte bulunma oranı. Confidence: Ürünlerin aynı sepette birlikte bulunma güven oranı. Lift: Beklenen güvene göre güven oranı. Leverage: Belirli bir sepetin, içindeki ürünlere göre istatistiksel bağımsızlık oranı. Conviction: Sonraki ürünün önceki ürüne yüksek derecede bağımlı olması durumunda yükselir. Sonuç tablosunu elde ettikten sonra, sonuçları analiz etmeye başlayabiliriz. Bu analizi bazı istatistiksel yöntemlere göre yaparız. “Confidence” metriği için bir eşik değeri belirlememiz ve satırları ikiye ayırmamız gerekir: Anlamlı veya Anlamsız.Confidence değeri eşik değerden (örneğin 0.6) büyük olduğunda, bu ürünler arasındaki ilişkinin anlamlı olduğunu ve müşterilerin bu ürünleri sıkça birlikte aldığını söyleyebiliriz. Bu Sonuçlar Nerede Kullanılır? Bu sonuçların nerede kullanılacağı ayrı bir konudur. İşletmeler genellikle bu bilgiyi öneri algoritmaları ve raf tasarımı için kullanır. Örneğin, Product A’yı sepete yeni ekleyen müşteriye Product B önerilir çünkü bu ürünlerin güven seviyesi bizim eşik değerimizin üzerindedir. Böylece müşterinin Product B’yi kaçırma, unutma ya da ilgilenmeme ihtimali azalır ve müşteriyi Product B satın almaya yönlendirmiş oluruz. İkinci olarak, raf tasarımı (bizim durumumuzda ürün listeleme sayfaları) sonuçlara göre yapılabilir ve web sitemize uygulanabilir. Örneğin, Product A ve Product B yan yana konumlandırılarak müşterilere birlikte satın alabilecekleri hatırlatılır (çünkü genelde öyle yapıyorlar, değil mi?!). Üçüncü olarak, müşterilere yönelik kampanya senaryoları kurgulanabilir. Örneğin, Product A’yı sepetine ekleyen müşterilere Product B indirimli fiyatlarla sunulabilir ya da daha önce satın alanlara uygulanabilir. Son olarak, bu analiz sonuçları işletme sahiplerine ve pazarlamacılara fiziksel mağazalarının raflarını tasarlamada yardımcı olabilir. Web sitelerindeki ürün listeleme sayfaları gibi mağaza rafları da müşterilerin ilişkili ve sıkça satın aldığı ürünleri birlikte görebileceği şekilde tasarlanabilir. Bu yollarla, satış miktarı, sipariş sayısı, gelir, web sitesinin kazandığı trafik ve benzeri kilit performans göstergeleri artırılabilir. Ayrıca, ürün ve pazarlama maliyetleri de sonuçlara göre dağıtılabilir.
Ürün Puanlama Algoritması
Ürünlerinizin performansını merak ediyorsunuz. Ayrıca, geliri artırmak için ürün yelpazenizi nasıl yönetebileceğiniz konusunda endişeleriniz var. İşte tüm sorularınızın cevapları, blogumuzu inceleyin ve ürün puanlama algoritmamız hakkında bilgi edinin.Ürün yönetiminde yaygın problemlerProfesyonellerin şirketlerinin performansını değerlendirirken akıllarında birçok soru olabilir. Ve bu sorulardan bazıları, web sitelerinde, uygulamalarda ve pazarlama kanallarında satılan ürünlerin verimliliğini artırmaya yönelik önemli adımlar düşünülürken daha faydalıdır.Her ekibin cevabını merak edebileceği bazı “genel” sorular şunlardır: Stok yönetimini düşünürken hangi e-ticaret metriklerine odaklanmalıyız? Hangi ürünler daha değerlidir? Aynı ürün yelpazesini koruyarak gelirlerimizi nasıl artırabiliriz? Ürünlerimizin pazarlama kampanyalarını optimize etmek için hangi kilit metriklerimizi belirlemeliyiz? Web sitemizde veya uygulamamızda ürün listelememizi nasıl belirlemeliyiz? Evet, haklısınız! AnalyticaHouse Veri Bilimi & İçgörüler Ekibi, yukarıdaki gizemli soruların ve daha fazlasının cevabını verebilecek başka sihirli bir algoritmaya sahip: Ürün Puanlama Algoritması. Bu yazıda bu algoritmanın yapısını ve dijital pazarlama sektöründeki uygulamalarını ele alacağız.Algoritma nasıl oluşturuldu?Her web sitesi ve uygulamada renkler, bedenler, ürün türleri, sezon/sezon dışı, hedef cinsiyetler, hedef yaş grupları vb. çeşitli boyutlara göre farklılaşan birçok ürün grubu varyantı vardır. Ürün Puanlama Algoritması sayesinde elimizdeki verinin derinliğine bağlı olarak ürünlerin ve ürün varyantlarının her detayını analiz edebiliriz. Bu analiz için minimum veri gereksinimi, ürünlerin işlem verileri ve mevcut stok bilgileridir. İşlem verilerini analiz ederken şu metriklere odaklanıyoruz: satın alma sayısı, toplam adet, gelir, ortalama fiyat vb. Tabii ki kullanıcı/oturum bazlı veriler elimizde olduğunda bu analiz daha da ilginç hale gelir. Bu durumda şu ek önemli metrikleri de ekleyebiliriz: ürün detay görüntülemeleri, sepete ekleme, alıcı sayısı, ürüne bakan kullanıcı sayısı, gelir/ürün detay görüntülemeleri, işlem/ürün detay görüntülemeleri vb. Bu metrikler gösterdikleri sonuçlara göre bölümlere ayrılabilir; Geliri destekleyen metrikler : satın alma sayısı, toplam adet, gelir, ortalama fiyat, gelir/ürün detay görüntülemeleri, işlem/ürün detay görüntülemeleri Müşteri ilgisini gösteren metrikler : ürün detay görüntülemeleri, sepete ekleme, alıcı sayısı, ürüne bakan kullanıcı sayısı, gelir/ürün detay görüntülemeleriMetrik tanımları satın alma sayısı: İşlem sayısı Toplam adet: Satın alınan ürünlerin sayısı Gelir: Toplam gelir tutarı Ortalama Fiyat: Ürünlerin ortalama fiyatı gelir/ürün detay görüntülemeleri: Her bir ürün için ürün detay görüntülemesi başına gelir işlem/ürün detay görüntülemeleri: Dönüşüm oranı (ürün detay görüntülemelerine göre) sepete ekleme: Sepete eklenen toplam ürün sayısı alıcı sayısı: İlgili ürünü satın alan toplam müşteri sayısı ürüne bakan kullanıcı sayısı: İlgili ürünü görüntüleyen toplam kullanıcı sayısı Modelin uygulanmasıAlgoritma her ürün seviyesine uygulanabilir ve hem büyük resmi hem de küçük detayları gösteren içgörüler sağlayabilir.Aşağıdaki örnek, bir e-ticaret şirketi için kategori/ürün seviyesini göstermektedir; Seviye 1: Ayakkabılar/Çantalar Seviye 2: Ayakkabılar Seviye 3: Spor Ayakkabılar Seviye 4: X Markasının Spor Ayakkabıları Seviye 5: X Markasının Beyaz Spor Ayakkabıları Seviye 6: X Markasının 38 Numara Beyaz Spor Ayakkabıları Ürün puanı nasıl hesaplanır?Ürün Puanlama Algoritmasıtemelde iki bölümden oluşur. İlk bölüm, yukarıda tartıştığımız metrikleri kullanarak alt seviyelerin (ör. X Markasının 38 Numara Beyaz Spor Ayakkabıları) üst seviyelerin (ör. X Markasının Spor Ayakkabıları) toplamındaki oranını hesaplamaya dayalıdır ve bu kısmı bir örnekle açıklayacağız. İkinci bölüm ise ürünlerin mevcut stok bilgilerine bağlıdır ve bu bölüm, kısa ve uzun vadeli stok yönetimini dikkate aldığımızda çok önemlidir. Yukarıdaki örnek, sepete ekleme ve satılan adet metriklerine ek olarak anlık stok puanı (stok varsa 1, yoksa 0) kullanarak ürün puanı hesaplamasını göstermektedir. Bu örnekte, seviye 6’nın seviye 5 toplamındaki dağılımı (sepete ekleme ve satılan adet metrikleri için) ve stok puanı, seviye 6’nın ürün puanının üç çarpanı olarak kullanılmıştır. Her satırın (her kırılımın, bu örnekte seviye 6) puanı hesaplandıktan sonra, daha yüksek seviyenin (bu örnekte seviye 5) puanı hesaplanır. Seviye 5 için tüm kırılımların puanı toplanır ve sonuçta seviye 5’in toplam puanı elde edilir. Örneğin; X markasının Beyaz Spor Ayakkabıları için toplam puan şu şekilde hesaplanabilir: 0,0747 + 0,0245 + 0,0036 + 0,0028 + 0,0251 + 0,0000 = 0,131. Bu örnekte X markasının Siyah Spor Ayakkabıları en yüksek puana (0,193) sahipken, X markasının Kırmızı Spor Ayakkabıları en düşük puana (0,071) sahiptir.Sonuçları nasıl kullanabiliriz?Bu analiz en alt seviyeden en üst seviyeye kadar tüm seviyelere uygulanabilir. Ve tabii ki, bu analiz daha önce bahsettiğimiz ek metriklerle genişletilebilir ve sonuçlar daha ayrıntılı hesaplanabilir. Ayrıca, ekibimizin geliştirdiği bir diğer dikkat çekici algoritma olan Değişken Önem Analizi’ni kullanarak ürün puanı hesaplama adımında her bir metriğin önemini değiştirebiliriz. Son olarak, analiz sonuçları pazarlama kampanyaları için ürün beslemelerini (product feed) otomatik olarak güncellemek amacıyla kullanılabilir.