Pazarlama İpuçları, Gündem ve Daha Fazlası
AnalyticaHouse’un güçlü iş ortaklıklarından beslenen deneyimi ile güncel trendler, stratejik içgörüler ve sektörel derinlik içeren blog yazılarımızı keşfedin.

2022 UI Tasarım Trendleri
2021 tasarım dünyasında pek çok anlamda yeniliklerle dolu geçti. Metaverse’ün piyasaya çıkmasıyla birlikte trendlerde ciddi değişiklikler görülmeye başlandı. UI tasarım trendleri konusunda karşımıza çok farklı başlıklar çıkan 2022 senesinde, kullanıcı arayüz tasarımı ve kullanıcı deneyimi konusunda yeni deneyimler yaşatmaya devam ediyor. Dijitalle gelişen deneyimler “ui nedir, ux nedir, ui ve ux farkı nelerdir” gibi soruları hayatımıza dahil etti. Başlıklara geçmeden önce kısaca açıklamak gerekirse; UI, user interface yani kullanıcı arayüzü demektir. Kullanıcının arayüzde konforlu şekilde vakit geçirmesini sağlayan tasarımlar bütünü olarak isimlendirilebilir. Ux tasarımı ise user experience yani “kullanıcı deneyimi” anlamına gelmektedir. UI tasarımı tamamen arayüzün nasıl göründüğü ve tasarlandığı ile ilgiliyken, ux tasarımı kullanılacak arayüzü kolaylaştırmayı, daha efektif kullanılır hale getirmeyi ve konforunu arttırmayı hedefler. Dolayısıyla hem kullanıcı arayüz tasarımı hem de kullanıcı deneyimi tasarımı, konforlu bir deneyim için aynı düzlemde ilerleyen başlıklardır. Tüm bu deneyimler için her sene gelişen ve değişen başlıklar var. 2022 boyunca sıkça karşımıza çıkan ve çıkmaya devam edecek olan grafik tasarım akımlarına göz atalım.Minimalizm ve SadeleştirmeUzun zamandır tanıdığımız minimalist yaklaşımı 2021 gibi 2022’de de tasarımlarda sıkça görüyoruz. Minimalizm yalnızca tasarımlarda değil hayatın her alanında; hatta hayat biçimi olarak da karşımıza çıkıyor. Son zamanlarda sıkça duyduğumuz “hayatını minimalize eden / sadeleştiren insanlar” topluluğu gittikçe büyümeye devam ediyor. Özellikle büyük teknoloji şirketlerinin benimsediği minimalizmi yakından incelemek için Apple, Meta, Oculus gibi markaların arayüzlerine göz atabiliriz. Mümkün olan en sade tasarımların yer aldığı ve objelerin boşlukta süzüldüğü bu trend, her geçen sene daha çok büyüyerek varlığını ui trendleri içerisinde de sürdürmeye devam ediyor.BrütalizmSıkça gördüğümüz yoğun degradeler ve sevimli 3d objeler ve gölgelere karşın brütalizm, sadeliğini ve netliğini koruyor. Brütalizm; keskin ana hatları, cesur tipografisi, düz tasarımı ve zıt renkleriyle gerçekliği önümüze seriyor. Bu akımda bolca ince hatlı detaylar, net görseller ve farklı tipografiler yer alıyor. Son olarak Spotify Wrapped’da gördüğümüz bu ui trendi ile daha sık karşılaşmaya devam edeceğiz gibi görünüyor.NFT ve Demokratik Sanat:Genelde insanların anlamakta zorlandığı NFT’ler hayatımıza son sürat girmeye ve bizi büyük bir çılgınlığın parçası haline getirmeye devam ediyor. Artık yarattığımız çevrimiçi görselleri satabilir ve bunlardan para kazanabilir duruma geldik. Bu, herkesin dahil olabileceği ve neredeyse her şeyin sanat olarak tanımlanabileceği anlamına gelen akımda herhangi bir sınırlama bulunmuyor. 2022 ui trendleri arasında sıkça duyduğumuz başlıkların bir araya geldiği hissini veren bu akımda içeriğe sanatçı karar veriyor. NFT ve demokratik sanat bolca kullanıcı deneyiminde varlığını artırmaya devam edecek gibi görünüyor.Kleymorfizm 3DBu zamana kadar bildiğimiz 3D artık farklılaşıyor. Daha basitleşmiş bu versiyonu ise Kleymorfizm diye adlandırıyoruz.. Kleymorfizm’de objelerin üzerindeki bol ışık gölge etkisi, çılgın renk geçişleri ve hissettirdiği soft doku bizi gerçek sanallığın içine sürüklüyor. Özellikle bir süredir bu akım mobil uygulamaların ui tasarımlarında da yerini sıkça almaya başladı. Teknoloji şirketleri tarafından sıklıkla mobil ve web tasarımlarda kullanılmakla birlikte, çoğu zaman “oyun” hissiyatı da vererek teknoloji ile iç içe bir görsellik yaratıyor. Dolayısıyla bu akım oyun şirketlerinin ui tasarımlarında da sıkça kendini gösteriyor.Vahşi TipografiGeçmiş zamanda tasarımcılardan beklenen ve onların da sıkça doğru bilerek yaptığı şey “birbirini takip eden, mutlak bir düzen içinde olan ve dinamizmi değişmeyen fontlarla” tasarımlar oluşturmaktı. Fakat şu an tasarımda yazıları dilediğimiz gibi süsleyebilir, harfleri yatırabilir, uzatabilir, kesebilir ve koparabilir hatta emojilerle bile yer değiştirebilir olduk. Tüm bunların kullanım alanları birbirinden farklılık gösterirken, bizim daima okuyucunun rahat etmesini ve konforlu bir deneyim yaşamasını göz ardı etmemek gerektiğini unutmamalıyız.Vahşi tipografi adının da hissettirdiği gibi; net ve keskin anlatımlarda sıkça tercih ediliyor. Ui ve ux tasarım dünyasında ise yerini sağlamlaştırarak kullanımını sürdürmeye devam ediyor. Birçok oyun şirketinin de faydalandığı bu akım, ui trendlerinde yerini kaptırmamak konusunda iddialı görünüyor. Çevreye Duyarlı “Karton” StiliToplum olarak bilinçlendikçe geri dönüştürülebilir olan her ürüne karşı ilgimiz daha çok artıyor. Tüm bunlar olurken, bu düşüncenin geri dönüştürülebilir markaları da desteklediğini söyleyebiliriz. Her anlamda hayatımızda büyük bir yer edinen bu “geri dönüştürülebilirlik” akımı, ui trendleri arasında da yerini sağlamlaştırdı. Kullanıcı arayüz tasarımlarında ise dönüşümü vurguladığı için, fonları “kartonu” temsilen gri renk kullanım sıkça görülüyor. Renkler genellikle soğuk ve yumuşakken, ilgi çekici ve canlı 3d nesneler kullanılmıyor ve her şey doğallıktan yana ilerliyor. Bu trend gerçek yaşamı ve doğallığı gözler önüne sererken, ui ve ux dünyasında karşısına çıkan kullanıcılara keyifli bir deneyim yaşatıyor.HolografiGeçmişte çok göz yorduğu, rahatsız ettiği söylenen ve aşırı bulunan holografik desenler 2022 yılında tasarım trendlerinin ortasında yer almaya devam ediyor. Bu tasarım trendi; metaverse, hologram ve VR dünyasına çok iyi uyum sağlıyor ve yaratıcılığı destekleyerek en üst seviyeye çıkarıyor. Renkli degrade ve neon objeler, göz alıcı parlak şekiller bu trend için vazgeçilmez kullanımlardır diyebiliriz. Ayrıca kripto dünyasında da tüm bu fütürist görünümünden dolayı sıkça kullanılan holografi; kullanıcı arayüzü tasarımlarında da sıkça kendini göstermeye devam ediyor. Holografi, aynı zamanda oyun dünyasını yansıtmak için de son zamanlarda bolca kullanılan bir akım haline geldi. Oyunların büyülü dünyasında kullanılan farklı renkler ve desenler, gözalıcı ışıklar, yansımalar ve ışıklı görüntü; hayal dünyasının büyüleyiciliğine sürekli bir destek sağlıyor diyebiliriz.Aura ArkaplanlarBu arkaplan tarzı; genellikle tasarımcıların vurgulamak istediği alanın arkasında kullandığı, soft renk geçişlerinde oluşan fırça darbeleri bütünü olarak değerlendirilebilir. Aynı zamanda sanal dünyada boşluğu anlatmanın renkli ve dikkat çekici hali de diyebiliriz. Bu trend için soft fırça takımı, yumuşak renkler ve biraz blur yeterli görünüyor. Renk kullanımı ve tarzı tamamen tasarlayanın inisiyatifinde olan bu akım kullanıcıya yansıyan cam etkisini verirken, görsel beğeniyi de arttırdığını söyleyebiliriz. Son zamanlarda sıkça karşımıza çıkan aura akımını zaman geçtikçe birçok sektörde artarak görmeye devam edeceğiz.Cam morfizm ve Camdan Esinlenilen ÖğelerGerçek dünyada cam objelerden bildiğimiz bir trend cammorfizm. Cam ve arkasındakiler, camın verdiği blur etkisinin yüksek hazzı bu trendin tam olarak kendisini ifade ediyor. Arka plan bulanıklığı, yarı saydam nesneler ve renklerin yumuşak karışımı dikkat çekici ve bir o kadar da akıcı görünüyor. Ui dünyasında bolca kullanılan bu trend; kullanıcıyı tasarım farklılığı ile etkilerken arayüz içerisindeki deneyimi konforlu hale getiriyor. Daha çok dijital bankacılık, oyun ve son zamanlarda da finans sektöründe bolca karşımıza çıkan bu akım, birçok farklı alanda varlığını sürdürmeye devam edecek gibi görünüyor.

İçeriğinizi Kişiselleştirmenin Anahtarı: Dijital Pazarlama İçin Persona Oluşturma
Klasik pazarlamanın yıllar içinde nasıl kişiselleştirilmiş pazarlamaya evrildiğini merak ettiyseniz, bu blog yazısı konunun temel taşlarından birini sunuyor. Dijital çağ, pazarlama uygulamalarının sürekli geliştiği bir ortam sunuyor. Bazı markalar bu değişimlere esnek ve çevik bir şekilde ayak uydururken, bazıları adaptasyon konusunda zorluk yaşıyor. Derinlemesine incelememiz, klasik pazarlamanın nasıl kişiselleştirilmiş pazarlamaya evrildiğini açıklamakla başlayacak, ardından doğru performans göstergelerinizle uyumlu “persona”lar oluşturmanın önemini anlatacak.Klasik Pazarlama vs. Kişiselleştirilmiş Pazarlama1928’de Edward Bernays’in Propaganda çalışmaları yayınlandığından beri, kitleleri yönetme yöntemlerini gözlemliyoruz. İnsanların ortak bir hedef etrafında harekete geçirilme yollarını detaylandıran bu fikir, dijital kavramdan çok önce klasik pazarlamanın temelini oluşturdu. Eskiden ürünler, kişiler ürünlere sahip olmadıklarında bir şeyleri kaçırdıklarına inandıran bir heyecan yaratarak sunulurdu. Fakat günümüzde sayısız ürün ve hizmet varken, tek bir tür heyecanın tüm bireyleri aynı şekilde motive etmesi mümkün mü? İşte bu noktada kişiselleştirilmiş pazarlama devreye girer.Modern toplumda, aynı ihtiyaçlarla motive olan bireyler yok denecek kadar az. Elbette farklı kişilerin ortak noktaları olabilir, ama daha önce var olmayan pek çok çeşitlilik de ortaya çıktı. İster dünya çapında tanınan bir marka olun, ister yeni başlıyor olun, şu gerçek herkes için geçerli: Markamızın çekebileceği birden çok farklı hedef kitle olduğunu kabul etmeliyiz. Sonra bu kitlelerin satın alma motivasyonlarını keşfeder, reklam kreatiflerimizi buna göre şekillendiririz.Persona Nedir?Bir “persona”, pazarlama çalışmalarında hedef kitlemizi tanımak için oluşturduğumuz kurgusal bir karakterdir. Personasını oluştururken demografik bilgiler, ilgi alanları, davranışlar, motivasyonlar, korkular ve hedefler gibi özellikleri tanımlarız. Bu özellikler, markamızın değer önerisiyle örtüşmelidir. Persona oluşturmak, kitlemize yönelik etkileşimlerimizi tasarlamak gibidir: Karşımızdakinin motivasyonunu anladıkça, ona nasıl hitap edeceğimizi de değiştiririz. Markalar da aynı şekilde, belirli persona mesajlarına uygun bir iletişim dili kullanır.Pazarlama Operasyonları için Persona Nasıl Oluşturulur?Personalar, nüfusun belli bir yüzdesini temsil eden kurgusal karakterlerdir. Ama bunları rastgele değil, araştırma ve veri toplama süreçlerine dayandırarak oluşturmalıyız. Yerleşik bir markaysanız, mevcut müşterilerinizi analiz edip belirli kriterlere göre gruplayarak başlayabilirsiniz. Ancak yeni markalar veya farklı bir kitleye ulaşmak isteyenler için en başta pazar araştırması yapmalısınız.Örneğin, ürününüz pahalıysa, öncelikle yüksek gelirli kitleye hitap edeceğini düşünebilirsiniz. Ancak herkesin, belirli hayallerini gerçekleştirmek için biriktirdiği o anlar olabilir. İşte en büyük zorluk, bu “niyet anlarını” tespit etmektir. Persona oluştururken motivasyonlar, korkular ve ilgi alanları gibi unsurlar demografiden çok daha belirleyicidir. Audiencemızın hangi anlarda ürünümüze ilgi duyacağını anlamak için web sitesi çerezleri veya genel araştırma verileri gibi kaynaklardan yararlanmalıyız.Başlamak için: Google Trends ile ilgi arama terimlerini keşfedin. Statista gibi sitelerden sektör araştırmalarına göz atın. Keyword Planner ile ilgili anahtar kelimeleri bulun. Her persona için yeterince farklı motivasyon ve korku belirlediğinizde, bunları ayrı karakter olarak tanımlayabilirsiniz. Ardından kreatif yapınızı bu personelara uygun şekilde kurmaya başlayın.Farklı Personelara Özel İletişim Nasıl Kurulur?Personalarınızı tanımladıktan sonra onlara nasıl hitap edeceğimizi planlamalıyız. Hangi görselleri kullanacağız, sorular mı soracağız, yoksa doğrudan faydalarımızı mı vurgulayacağız? Cevaplar, persona tanımlarınıza ve bu kişilerin motivasyonlarına bağlı. Örneğin Spotify, herkese müzik dinleme hizmeti sunar ama farklı premium paketleri için farklı kreatifler kullanır. Ekran görüntülerindeki her bir görsel, belirli bir motivasyona hitap eder: “Tüm Müziğin Bir Arada”—her şeyi bulabileceğiniz geniş kütüphane “Kendi Zevkine Göre” —kişisel müzik tercihlerinize vurgu “Moduna Uygun” —o anki duygu durumunuza hitap eden şarkılar “Avantajlı Fiyat” —ekonomik fayda odaklı iletişim Gün içindeki ruh halinize göre farklı görseller sizi farklı şekillerde etkiler. Kişiselleştirilmiş pazarlama, bu çeşitli motivasyon noktalarını hedefleyerek doğru mesajı doğru kişiye ulaştırır.

Markanızın Sosyal Medya Varlığını Geliştirmek İçin Yapılacak En İyi 10 Şey
Markanızın dijital pazarlama faaliyetlerinin temellerinden biri olduğu tartışmasız bir gerçek olan sosyal medya varlığını doğru kullanıyor muyuz? Seçebileceğimiz bu kadar çok sosyal medya kanalı varken strateji oluştururken kendimizi kaybediyor muyuz yoksa sadece en popüler platformlarda var olmaya mı çalışıyoruz?Kabul edelim, sosyal medyada içerik kirliliği de söz konusu olabilir. Her bireyin söyleyecek bir şeyi olduğu bir dünyada, markalar nasıl daha yüksek sesle konuşabilir? Gen-Z, seçiciliği ve yaratıcı içerik üretimiyle çevrimiçi varlığını dinamik olarak domine ederken, markalar da zorluklarla karşılaşıyor. İşte markanızın sosyal medya varlığını iyileştirmek için yapmanız gereken 10 adım. Unutmayın, bu 10 faktör bir nevi yatırımdır ve istediğiniz sonuçları almak zaman gerektirir!1) Kanal SeçimiŞaşırtıcı olmasa da, markanızın her sosyal medya platformunda hesabı olması gerekmez. Bir kanalı seçmek, içerik üretimine hangi kanalda tüm çabalarınızı yatıracağınızı belirler; bu yüzden yatırımınıza değmelidir. Önce markanızın görsel duruşunu tespit edin: Görsel ağırlıklı mı? İllüstratif bir yaklaşım mı benimsiyorsunuz? Video varlıklarınız var mı? Estetik içerik üretimine ne kadar uygunsunuz? Örneğin bir giyim markasıysanız Instagram olmazsa olmaz görünebilir. Ancak bu, hedef kitlenize ulaşmak için Pinterest SEO’yu gözden kaçırmanız gerektiği anlamına gelmez. Hedef kitlenizi iyi tanıyın ve hangi platformlarda bulunduklarını belirleyin.2) İçerik KarışımıMarkanız çeşitli kanallarda var olmak istese de, her mecrada aynı içeriği paylaşmak yanlış olur. Her kanalın kendi algoritması vardır ve buna uygun içerik üretmemek, o kanalı markanız için verimsiz kılabilir. Bu nedenle, girmek istediğiniz her kanal için bir “içerik karışımı” hazırlayın. Hangi içerik türünün hangi kanalda paylaşılacağını planlayın. Örneğin bir etkinlik ajansı, Meta’da duyuru yapıp, Instagram’da etkinlik fotoğraflarını paylaşırken, TikTok’ta canlı yayın ile tanıtım yapabilir.3) Gönderi SıklığıTüm sosyal medya algoritmalarının ortak noktası: Daha sık paylaşım yapan hesapları desteklemek. Kısacası, ne kadar çok paylaşırsanız, markanız o kadar çok kişi tarafından görülür. Bu elbette kolay bir iş değil; her platform için önerilen gönderi sıklığı farklılık gösterir. Pinterest’te bu daha az karmaşıkken, Instagram’da hikâye, Reels ve statik gönderi sıklıkları ayrı ayrı önem taşır. Günde yalnızca bir gönderi ve bir hikâye paylaşmak, yüksek organik erişim beklemenizi pek gerçekçi kılmaz.4) Takipçilerin Aktif Olduğu ZamanlarMarkaların en çok merak ettiği konulardan biri de ne zaman paylaşım yapmaları gerektiğidir. Bunun en iyi cevabı: Takipçilerinizin en aktif olduğu zamanlar. Platform analitiklerine bakarak kitlenizin hangi saatlerde çevrimiçi olduğunu tespit edin ve paylaşımlarınızı bu zamanlara denk getirin.5) Video İçerik VurgusuTikTok neden 2021’in en çok indirilen uygulaması oldu? Sadece Gen-Z mi, yoksa video içerik ihtiyacı mı? Aslında 24–35 yaş arasındaki kullanıcılar da TikTok’ta büyük paya sahip. Video içerikler, static içeriklere göre çok daha fazla etkileşim alıyor. Araştırmalar, videonun ilk 3–4 saniyesinin izlenip izlenmeyeceğine karar verildiğini gösteriyor. YouTube bile “YouTube Shorts” ile kısa videolara ağırlık verdi. Markanız için de videoyu tercih edin: Mesajınızı ilk saniyelerde net şekilde verin.6) Kullanıcı Üretimli İçerikKullanıcı üretimli içerik (UGC), takipçilerinizin sizin markanızı tanıtan özgün içeriklerini paylaşmasıdır. Trendleri yakalayarak doğal içerikler üretebilir, kitlenizin paylaşımlarını repost ederek topluluğunuzun sesini duyurabilirsiniz. Bu, marka yaşam döngüsünü uzatır ve kullanıcı bağlılığını artırır.7) Influencer PazarlamaInfluencer pazarlama hâlâ en çok tercih edilen yöntemlerden biri ancak yanlış anlaşılmaları da var. Sadece tıklama odaklı iş birlikleri eskisi kadar etkili değil; insanlar influencer’ların her ürünü gerçekten kullandığına inanmıyor. Bilinirliği artırmak için, influencer iş birliklerinizi organik ve samimi kılacak modeller seçin, tek seferlik değil sürdürülebilir kampanyalar planlayın.8) Görsel ve Yazılı İletişimSosyal medyada markanızı tanınır kılmak için tutarlı bir tasarım dili şart. Renk paletiniz, font seçiminiz ve tasarım öğeleriniz her paylaşımda tekrarlansın. Aynı şekilde yazılı iletişimde de tek bir ton kullanın (resmi veya samimi) ve bu dili her mecrada koruyun.9) Hashtag KullanımıHashtag sayısı ne kadar fazla o kadar iyi diye bir kural yok. Çok yüksek yoğunluk güvenilirliği azaltır, çok düşük yoğunluk bulunmayı güçleştirir. Hedef kitlenize uygun 5–10 hashtag seçin ve bunları düzenli kullanın. Ayrıca markanıza özel benzersiz bir hashtag oluşturun ve paylaşımlarınızı bu etiket altında toplayın.10) Analitik ve İzleme AraçlarıHiçbir strateji sabit kalmaz; algoritmalar ve trendler sürekli değişir. Hangi adımların işe yaradığını görmek için düzenli olarak sosyal medya analitiklerinizi kontrol edin. Geniş perspektif için Sociality, Brandwatch, Social Blade veya Monday gibi izleme araçlarıyla raporlamanızı otomatikleştirerek, hızlıca aksiyon alın.İşte markanızın sosyal medya varlığını güçlendirmenin 10 adımı! Başlangıç seviyesi olun veya etkileşimde tıkanma yaşayın, stratejinizi bu rehbere dönüp değerlendirerek sosyal medyada bir sonraki seviyeye taşıyabilirsiniz.

6 Maddede User Generated Content (UGC) Nedir?
1) User Generated Content (UGC)Nedir? Kullanıcı tarafından oluşturulan içerik anlamına gelen, User Generated Content markalar yerine kullanıcılar tarafından oluşturulan markaların ürünlerini veya hizmetlerini markanın pazarlama stratejileri doğrultusunda yönlendirmesi ile çeşitli yaratıcı kurgularla oluşturulan içeriklere denir.User Generated Content (UGC) Nasıl Kullanılır? Markalar bu içerikleri kendi sosyal medya kanallarında takipçileriyle tekrardan paylaşırlar. UGC, markaların kendi ürettiği içeriklere göre daha doğal ve samimi karşılandığı için daha fazla dikkat çeken bir içerik türüdür. Dolayısıyla markalar bu tarz içeriklere sıklıkla yer vermek isterler. Geniş bir perspektiften bakıldığında kullanıcı tarafından oluşturulan içerikler, hem markaya hem de içeriği oluşturan kullanıcıya katkı sağlar. Markalar ekstra bir bütçe gerektirmeden kendilerini doğal yollardan tanıtırken, içeriği oluşturan kullanıcı da marka içeriğini kendi hesabında paylaştığı zaman kendi takipçi kitlesini arttırma şansı yakalar. Böylelikle kazan-kazan mantığıyla iki tarafa da ciddi katkı sağlayan bir yapı oluşur. 2) İstatistiki Verilerle User Generated ContentWe Are Social Digital in 2021 raporuna göre, dünyada 4.2 milyar sosyal medya kullanıcısı bulunuyor. Bu da dünya nüfusunun %59’luk bir kesimini ifade ediyor. Markaların %72’si müşterileriyle bağlantı kurarken kullanıcı tarafından oluşturulan içeriklerin faydalı olduğunu ve müşterilerin markaya olan güveninin arttırdığını söylüyor. Markaların %87’si ise kendi içeriklerini paylaşırken User Generated Content (UGC) kullanıyor. Bunun nedeni ise artık reklam güvenilirliğinin kullanıcı tarafında azalması , ve daha çok deneyime önem vermeleri.The 2021 User-Generated Content Report’a göre tüketicilerin %90'ı kullanıcı tarafından oluşturulan içerikleri faydalı buluyor.Dolayısıyla etkileşim almak isteyen, kullanıcıların güvenini arttırmak isteyen markalar User Generated Content’i tercih ediyor. Diğer bir yandan profesyonel olarak oluşturulan içeriklere göre çok daha uygun maliyetli olması markaları bu stratejiye yönelten en büyük etmenlerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Genel olarak, 10 kişiden en az 8'i, kullanıcılardan hiç bilmedikleri bir ürün hakkında yapılan UGC'nin marka kalitesini ifade ettiğini ve satın alma kararlarını olumlu yönde etkilediğini söylüyor.Tüketicilerin %90'ından fazlası, bir ürün veya hizmet için ciddi şekilde alışveriş yaparken olumlu eleştirilerden etkileniyor. Tüketicilerin %64’ü ise satın almadan önce ürün veya hizmetlerle alakalı incelemeleri, yorumları çeşitli sosyal medya kanallarında arıyor ve sonrasında karar alıyor. Bu durum aslında kullanıcıların birbirini ne kadar etkilediğini ifade ediyor.Markaların %93'ü sosyal medyadaki videolar sayesinde yeni bir müşteri kazandığını belirtiyor. Ortalama olarak, bir marka hakkında ürün veya hizmetler doğrultusunda kullanıcılar tarafından oluşturulan videolar (kutu açılımı, ürün inceleme videoları vs.), YouTube'daki resmi marka videolarından 10 kat daha fazla izleniyor. Dolayısıyla kullanıcı tarafından oluşturulan videolar genellikle daha yüksek görüntüleme oranlarıyla sonuçlanıyor.Covid-19’da “User Generated Content” Nasıl Kullanıldı?Özellikle dünyanın son 2 senedir içinde yer aldığı pandemi koşulları sebebiyle markaların tüketicilerle kurduğu ilişkiler tamamen değişti. Uzun süren karantinalar ve sokağa çıkma yasakları broşür, reklam panoları, toplu taşıma reklamcılığı vb. geleneksel pazarlama stratejilerini sekteye uğrattı. Pandeminin getirdiği yeni şartlara uyum sağlamak için markalar pazarlama stratejilerini değiştirerek dijital pazarlamaya daha fazla odaklandılar.Alışveriş merkezlerinin kapandığı, sosyal mesafenin gündelik hayatımızın en önemli kuralı olduğu bu zor zamanlarda hem ürünleri fiziksel olarak deneyimleme şansı elde edemeyen tüketiciler hem de bu dönemde başarılı bir pazarlama stratejisi arayan markalar için alternatif olarak çıkan User Generated Content iki taraf için de en efektif seçimlerden biri oldu.Genel olarak kullanıcılar, satın alma karar aşamalarında ürünü araştırırken, ürünü deneyimlemiş kişilerden görüşler almak isterler. Pandemi döneminde de User Generated Content stratejisine yönelen markalar kullanıcılara istedikleri bilgiyi dolaylı yollardan verebildikleri noktada başarılı olmuşlardır.3) User Generated Content ÖrnekleriWe Are Social ve Hootsuite’in birlikte yayımladığı “2021 Dünya İnternet Kullanımı ve Sosyal Medya İstatistikleri” raporundaki verilere göre kullanıcılar günlük olarak tüm cihazlardan ortalama 2,5 saat sosyal medyada geziniyor. Dolayısıyla gündelik hayatımızda sıklıkla kullanıcı tarafından oluşturulan içeriklere rastlamak mümkün. Örneğin arkadaşınız denediği yeni bir ürün hakkında tweet atması ya da bir otele gittiğinde odasını ve ortamı otelin adını belirterek hikayesinde paylaşması User Generated Content’e örnek verilebilir.Apple, Netflix, Starbucks gibi global markalar ürünlerini pazarlamak için kampanyalarının etkinliğini güvence altına almak için Kullanıcı Tarafından Oluşturulan İçerik kampanyalarını giderek daha fazla yürütüyor.Coca ColaCoca-Cola'nın ürünlerinin üzerine en yaygın 150 popüler ismi yazdığı dönemde bir gece dünya çapında büyük bir rağbet görmüştür. Herkes Coca Cola şişelerinde kendi ismini bulduğunda paylaştı ve genel olarak çok güzel tepkiler toplandı. İnsanlar sosyal medyada sürekli Coca Cola paylaşmaya başladı. Kola paylaş kampanyası dünya çapında 80’den fazla ülkede popüler oldu.AppleBir diğer başarılı örnek olarak Apple’ın #ShotOnIphone kampanyası yer alıyor. Apple, iPhone’larda düşük ışıkta çekilen fotoğraflardan kullanıcıların memnun olmadığını fark edince, iPhone’un kamerasına olan güveni geri elde etmek için bu kampanyayı başlattı. Kampanyasının teması iPhone kullanıcılarının düşük ışıkta fotoğraf çekmeleri ve bunları sosyal medyada yayınlamaları üzerineydi. Toplanan fotoğraf ve videolarla Youtube’da “iPhone ile çekildi” başlığı altında paylaşılan en güzel içerikleri birleştirdi. Böylece hem marka güvenini geri kazandı hem de kullanıcılarla arasındaki bağı arttırdı. Şu anda instagramda #shotoniphone hashtagi ile toplamda 22.339.418 gönderi bulunuyor.NetflixNetflix'in çok sevilen dizilerinden biri olan "Stranger Things" ilk sezonuyla yoğun ilgi toplamıştı. İkinci sezon gelmeden önce dizinin adından yola çıkarak User Generated Content yaratmayı hedefleyen bir tanıtım yaptılar.#StrangerThings2 hashtagi ile kullanıcıları etraftaki garip şeyleri paylaşmaya teşvik ettiler. Binlerce insan #StrangerThings2 hashtagi ile yabancı, garip cisimlerin fotoğraflarını paylaştı. Böylece Netflix hesabına olan etkileşim de arttı. Netflix bu sayede 2 haftada yaklaşık 1 milyon izleyici kitlesi yakaladı. Bu kampanyanın başarısından sonra Netflix, yaratıcı içeriklerle User Generated Content kullanmaya devam etti.Dimes“Hayata başka bak” sloganı ile öne çıkan içecek markası Dimes, yeni ürünleri Milkshake ve Smoothie’yi tanıtmak için hedef kitlesine hitap eden bir mecra olan Tik Tok’u kullanarak iletişim stratejisi oluşturdu. Önce gençler tarafından bilinen ve sevilen şarkıcı Aleyna Tilki ile hareketli bir klip çekti. Klipte “takımını seç” dedi ve kullanıcılara “kimsin sen bu düelloda?” sorusunu sorarak içerik üretmeye davet etti.Tik Tok fenomenleri ile anlaşan Dimes, ilk aşamada tikli hesaplara sahip fenomenleri belli bir kurguda dans ettirerek Smoothie ve Milkshake arasında seçim yaptırdı. Sonrasında diğer Tik Tok kullanıcılarından bu dansları yapmalarını beklediler. Hem offline hem de online tarafta yürütülen bu stratejiyi başarıyla sonuçlandı.MigrosTürkiye’deki süpermarket zincirlerinden biri olan Migros, “Reyon Savaşları Challenge” projesi ile Tik Tok’da kullanıcı tarafından oluşturulan içeriklere verilebilecek en güçlü örneklerden biri. Tik Tok fenomenlerinden oluşan grupları Migros reyonlarının önünde özel dans kareografileri hazırladı. Tik Tok fenomenlerinin takipçilerini bu gönderileri beğenmeye ve Migros’u takip etmeye teşvik etti. Yarışma sonunda en iyi dans eden grubun takipçilerine 15.000 türk lirası değerinden Money hediyesi verildi. Bu proje başladıktan sonra 48 saat sonra Migros 130 bin takipçi kazandı. Aynı zamanda 6.7 milyon yorum ve %74 etkileşim alarak dünya rekoru kıran markalar arasına girdi.4) Kullanıcı Tarafından Oluşturulan İçeriğin Faydaları nelerdir?Tüketicilerin, markalar tarafından oluşturulan içeriğe kıyasla kullanıcı tarafından oluşturulan içeriği gerçek olarak görme olasılığı 2,4 kat daha fazladır. Dolayısıyla işbirliği ile oluşturulmuş reklamlardan daha fazla etkileşim alarak daha çok insana ulaşma potansiyeli vardır.Ürün veya hizmet fark etmeksizin artık tüketiciler satın almadan önce ürün veya hizmet hakkında ayrıntılı bilgi edinmek istiyorlar. Daha önce bu ürünü veya hizmeti deneyimleyen kişinin yorumları onlar için büyük önem arz ediyor. Tüketicilerin %92'si tanıdıklarından gelen önerilere güveniyor ve %70'i çevrimiçi tüketici görüşlerine güveniyor. Marka tüketici için bir güven oluşturduğu noktadan sonra her şey daha kolay hale geliyor.Kullanıcı tarafından oluşturulan içeriklerin satın alma karar sürecindeki büyük etkisini yadsınamaz bir gerçek. Tanıdıkları insanların paylaştığı içerikleri gören kullanıcılar, paylaşılan ürüne veya hizmeti ihtiyacı olmasa bile satın alma karar sürecine hızlı bir giriş yapıyorlar. İnsanların yaklaşık yüzde 80'i, kullanıcı tarafından oluşturulan içeriklerin satın alma kararları üzerinde yüksek bir etkisi olduğunu söylüyor.5) Markalar İçeriklerini Paylaşmadan önce Kullanıcılardan İzin Almalı Mıdır?User Generated Content uygulanırken marka paylaşımları kendi hesabından yapmadan önce mutlaka kullanıcılara sormalıdır. Story, post ya da reels fark etmeksizin kullanıcıların da onayı ile paylaşım yapılmalıdır. Marka sadakatinin önem arz ettiği bu tarz içeriklerde marka kimliğini sarsmamak açısından kullanıcı onayı önemlidir. Kullanıcıların %84’ü iş yaparken maddi kazançtan ziyade değer verilmeyi önemsiyor. Dolayısıyla markaların izin alarak kullanıcı içeriklerini paylaşması onları hem değerli hem de markanın bir parçası gibi hissettirecektir.6) UGC Oluşturmaya Teşvik Ederken Nelere Dikkat Edilmelidir?Markalar kimliğini iyi tanımalı, markanın hedef kitlesine ve çıkarlarına en uygun sosyal medya platformunu seçmelidir. Genelde markalar Instagram üzerinden ilerlemeyi tercih ediyor. Fakat son dönemde hız kesmeden büyümeye devam eden TikTok da, eğer hedef kitlenize uyuyorsa, bu tarz içerikler için gayet ideal bir platform olarak karşımıza çıkıyor.Bu aşamada marka, hedef kitlesini iyi tanımalı, marka bilinirliğine zıt düşmeyecek bir strateji ile ilerlemelidir. Markanın hangi mecrada daha aktif olduğu değil kullanıcıların markayla hangi mecra üzerinden daha fazla etkileşime geçmek istediği üzerine düşünülmelidir.User Generated Content stratejisi oluşturmadan önce markaların kendine spesifik hedefler koyması ve bir yol haritası oluşturması çok önemlidir.Tüketicilerin yarısı içerik oluştururken markalardan yönlendirme bekliyor. Dolayısıyla markaların güzel geri dönüşler alabilmek için ne tarz içerik beklediklerini net şekilde ifade etmesi gerekiyor. Kampanya hashtagleri, sosyal medya yarışmaları vb. içeriklerle ilerlemek kullanıcılar için daha açıklayıcı olacaktır.Araştırmalara göre tüketicilerin %48’i 2021 yılının sonundan önce artırılmış veya sanal gerçekliği denemiş olacak ya da bir şekilde etkileşime geçecek. Bu nedenle kullanıcılara sanal deneyimler yaşatacak teknolojilerin gelişmesi devam ediyor. User Generated Content dijital pazarlama bünyesinde bugüne kadar oluşturulan en etkili pazarlama araçlarından biri olmaya devam ediyor. Artık marka bilinirliğini ve marka sadakatini arttırmak isteyen her marka, bu stratejiyi kullanıyor. Özellikle pandeminin arttırdığı dijitalleşme ve e-ticaret hacmine katkı sağlamak, özgün ve yararlı içerikler sunmak User Generated Content ile çok daha efektif bir hale geliyor.