AnalyticaHouse

Pazarlama İpuçları, Gündem ve Daha Fazlası

AnalyticaHouse’un güçlü iş ortaklıklarından beslenen deneyimi ile güncel trendler, stratejik içgörüler ve sektörel derinlik içeren blog yazılarımızı keşfedin.

2022 UI Tasarım Trendleri
Eyl 3, 2022 1036 reads

2022 UI Tasarım Trendleri

2021 tasarım dünyasında pek çok anlamda yeniliklerle dolu geçti. Metaverse’ün piyasaya çıkmasıyla birlikte trendlerde ciddi değişiklikler görülmeye başlandı. UI tasarım trendleri konusunda karşımıza çok farklı başlıklar çıkan 2022 senesinde, kullanıcı arayüz tasarımı ve kullanıcı deneyimi konusunda yeni deneyimler yaşatmaya devam ediyor. Dijitalle gelişen deneyimler “ui nedir, ux nedir, ui ve ux farkı nelerdir” gibi soruları hayatımıza dahil etti. Başlıklara geçmeden önce kısaca açıklamak gerekirse; UI, user interface yani kullanıcı arayüzü demektir. Kullanıcının arayüzde konforlu şekilde vakit geçirmesini sağlayan tasarımlar bütünü olarak isimlendirilebilir. Ux tasarımı ise user experience yani “kullanıcı deneyimi” anlamına gelmektedir. UI tasarımı tamamen arayüzün nasıl göründüğü ve tasarlandığı ile ilgiliyken, ux tasarımı kullanılacak arayüzü kolaylaştırmayı, daha efektif kullanılır hale getirmeyi ve konforunu arttırmayı hedefler. Dolayısıyla hem kullanıcı arayüz tasarımı hem de kullanıcı deneyimi tasarımı, konforlu bir deneyim için aynı düzlemde ilerleyen başlıklardır. Tüm bu deneyimler için her sene gelişen ve değişen başlıklar var. 2022 boyunca sıkça karşımıza çıkan ve çıkmaya devam edecek olan grafik tasarım akımlarına göz atalım.Minimalizm ve SadeleştirmeUzun zamandır tanıdığımız minimalist yaklaşımı 2021 gibi 2022’de de tasarımlarda sıkça görüyoruz. Minimalizm yalnızca tasarımlarda değil hayatın her alanında; hatta hayat biçimi olarak da karşımıza çıkıyor. Son zamanlarda sıkça duyduğumuz “hayatını minimalize eden / sadeleştiren insanlar” topluluğu gittikçe büyümeye devam ediyor. Özellikle büyük teknoloji şirketlerinin benimsediği minimalizmi yakından incelemek için Apple, Meta, Oculus gibi markaların arayüzlerine göz atabiliriz. Mümkün olan en sade tasarımların yer aldığı ve objelerin boşlukta süzüldüğü bu trend, her geçen sene daha çok büyüyerek varlığını ui trendleri içerisinde de sürdürmeye devam ediyor.BrütalizmSıkça gördüğümüz yoğun degradeler ve sevimli 3D objeler ve gölgelere karşın brütalizm, sadeliğini ve netliğini koruyor. Brütalizm; keskin ana hatları, cesur tipografisi, düz tasarımı ve zıt renkleriyle gerçekliği önümüze seriyor. Bu akımda bolca ince hatlı detaylar, net görseller ve farklı tipografiler yer alıyor. Son olarak Spotify Wrapped’da gördüğümüz bu ui trendi ile daha sık karşılaşmaya devam edeceğiz gibi görünüyor.NFT ve Demokratik SanatGenelde insanların anlamakta zorlandığı NFT’ler hayatımıza son sürat girmeye ve bizi büyük bir çılgınlığın parçası haline getirmeye devam ediyor. Artık yarattığımız çevrimiçi görselleri satabilir ve bunlardan para kazanabilir duruma geldik. Bu, herkesin dahil olabileceği ve neredeyse her şeyin sanat olarak tanımlanabileceği anlamına gelen akımda herhangi bir sınırlama bulunmuyor. 2022 UI trendleri arasında sıkça duyduğumuz başlıkların bir araya geldiği hissini veren bu akımda içeriğe sanatçı karar veriyor. NFT ve demokratik sanat bolca kullanıcı deneyiminde varlığını artırmaya devam edecek gibi görünüyor.Kleymorfizm 3DBu zamana kadar bildiğimiz 3D artık farklılaşıyor. Daha basitleşmiş bu versiyonu ise Kleymorfizm diye adlandırıyoruz. Kleymorfizm’de objelerin üzerindeki bol ışık-gölge etkisi, çılgın renk geçişleri ve hissettirdiği soft doku bizi gerçek sanallığın içine sürüklüyor. Özellikle bir süredir bu akım mobil uygulamaların UI tasarımlarında da yerini sıkça almaya başladı. Teknoloji şirketleri tarafından sıklıkla mobil ve web tasarımlarda kullanılmakla birlikte, çoğu zaman “oyun” hissiyatı da vererek teknoloji ile iç içe bir görsellik yaratıyor. Dolayısıyla bu akım oyun şirketlerinin UI tasarımlarında da sıkça kendini gösteriyor.Vahşi TipografiGeçmiş zamanda tasarımcılardan beklenen ve onların da sıkça doğru bilerek yaptığı şey “birbirini takip eden, mutlak bir düzen içinde olan ve dinamizmi değişmeyen fontlarla” tasarımlar oluşturmaktı. Fakat şu an tasarımda yazıları dilediğimiz gibi süsleyebilir, harfleri yatırabilir, uzatabilir, kesebilir ve koparabilir hatta emojilerle bile yer değiştirebilir olduk. Tüm bunların kullanım alanları birbirinden farklılık gösterirken, bizim daima okuyucunun rahat etmesini ve konforlu bir deneyim yaşamasını göz ardı etmemek gerektiğini unutmamalıyız.Vahşi tipografi adının da hissettirdiği gibi; net ve keskin anlatımlarda sıkça tercih ediliyor. UI ve UX tasarım dünyasında ise yerini sağlamlaştırarak kullanımını sürdürmeye devam ediyor. Birçok oyun şirketinin de faydalandığı bu akım, UI trendlerinde yerini kaptırmamak konusunda iddialı görünüyor.Çevreye Duyarlı “Karton” StiliToplum olarak bilinçlendikçe geri dönüştürülebilir olan her ürüne karşı ilgimiz daha çok artıyor. Tüm bunlar olurken, bu düşüncenin geri dönüştürülebilir markaları da desteklediğini söyleyebiliriz. Her anlamda hayatımızda büyük bir yer edinen bu “geri dönüştürülebilirlik” akımı, UI trendleri arasında da yerini sağlamlaştırdı. Kullanıcı arayüz tasarımlarında ise dönüşümü vurguladığı için, fonları “kartonu” temsilen gri renk kullanım sıkça görülüyor. Renkler genellikle soğuk ve yumuşakken, ilgi çekici ve canlı 3D nesneler kullanılmıyor ve her şey doğallıktan yana ilerliyor. Bu trend gerçek yaşamı ve doğallığı gözler önüne sererken, UI ve UX dünyasında karşısına çıkan kullanıcılara keyifli bir deneyim yaşatıyor.HolografiGeçmişte çok göz yorduğu, rahatsız ettiği söylenen ve aşırı bulunan holografik desenler 2022 yılında tasarım trendlerinin ortasında yer almaya devam ediyor. Bu tasarım trendi; metaverse, hologram ve VR dünyasına çok iyi uyum sağlıyor ve yaratıcılığı destekleyerek en üst seviyeye çıkarıyor. Renkli degrade ve neon objeler, göz alıcı parlak şekiller bu trend için vazgeçilmez kullanımlardır diyebiliriz. Ayrıca kripto dünyasında da tüm bu fütürist görünümünden dolayı sıkça kullanılan holografi; kullanıcı arayüzü tasarımlarında da sıkça kendini göstermeye devam ediyor. Holografi, aynı zamanda oyun dünyasını yansıtmak için de son zamanlarda bolca kullanılan bir akım haline geldi. Oyunların büyülü dünyasında kullanılan farklı renkler ve desenler, göz alıcı ışıklar, yansımalar ve ışıklı görüntü; hayal dünyasının büyüleyiciliğine sürekli bir destek sağlıyor diyebiliriz.Aura ArkaplanlarBu arkaplan tarzı; genellikle tasarımcıların vurgulamak istediği alanın arkasında kullandığı, soft renk geçişlerinde oluşan fırça darbeleri bütünü olarak değerlendirilebilir. Aynı zamanda sanal dünyada boşluğu anlatmanın renkli ve dikkat çekici hali de diyebiliriz. Bu trend için soft fırça takımı, yumuşak renkler ve biraz blur yeterli görünüyor. Renk kullanımı ve tarzı tamamen tasarlayanın inisiyatifinde olan bu akım kullanıcıya yansıyan cam etkisini verirken, görsel beğeniyi de arttırdığını söyleyebiliriz. Son zamanlarda sıkça karşımıza çıkan aura akımını zaman geçtikçe birçok sektörde artarak görmeye devam edeceğiz.Cam morfizm ve Camdan Esinlenilen ÖğelerGerçek dünyada cam objelerden bildiğimiz bir trend cammorfizm. Cam ve arkasındakiler, camın verdiği blur etkisinin yüksek hazzı bu trendin tam olarak kendisini ifade ediyor. Arka plan bulanıklığı, yarı saydam nesneler ve renklerin yumuşak karışımı dikkat çekici ve bir o kadar da akıcı görünüyor. UI dünyasında bolca kullanılan bu trend; kullanıcıyı tasarım farklılığı ile etkilerken arayüz içerisindeki deneyimi konforlu hale getiriyor. Daha çok dijital bankacılık, oyun ve son zamanlarda da finans sektöründe bolca karşımıza çıkan bu akım, birçok farklı alanda varlığını sürdürmeye devam edecek gibi görünüyor.

İçeriğinizi Kişiselleştirmenin Anahtarı: Dijital Pazarlama İçin Persona Oluşturma
Eyl 3, 2022 1088 reads

İçeriğinizi Kişiselleştirmenin Anahtarı: Dijital Pazarlama İçin Persona Oluşturma

Klasik pazarlamanın yıllar içinde nasıl kişiselleştirilmiş pazarlamaya evrildiğini merak ettiyseniz, bu blog yazısı konunun temel taşlarından birini sunuyor. Dijital çağ, pazarlama uygulamalarının sürekli geliştiği bir ortam sunuyor. Bazı markalar bu değişimlere esnek ve çevik bir şekilde ayak uydururken, bazıları adaptasyon konusunda zorluk yaşıyor. Derinlemesine incelememiz, klasik pazarlamanın nasıl kişiselleştirilmiş pazarlamaya evrildiğini açıklamakla başlayacak, ardından doğru performans göstergelerinizle uyumlu “persona”lar oluşturmanın önemini anlatacak. Klasik Pazarlama vs. Kişiselleştirilmiş Pazarlama 1928’de Edward Bernays’in Propaganda çalışmaları yayınlandığından beri, kitleleri yönetme yöntemlerini gözlemliyoruz. İnsanların ortak bir hedef etrafında harekete geçirilme yollarını detaylandıran bu fikir, dijital kavramdan çok önce klasik pazarlamanın temelini oluşturdu. Eskiden ürünler, kişiler ürünlere sahip olmadıklarında bir şeyleri kaçırdıklarına inandıran bir heyecan yaratarak sunulurdu. Fakat günümüzde sayısız ürün ve hizmet varken, tek bir tür heyecanın tüm bireyleri aynı şekilde motive etmesi mümkün mü? İşte bu noktada kişiselleştirilmiş pazarlama devreye girer. Modern toplumda, aynı ihtiyaçlarla motive olan bireyler yok denecek kadar az. Elbette farklı kişilerin ortak noktaları olabilir, ama daha önce var olmayan pek çok çeşitlilik de ortaya çıktı. İster dünya çapında tanınan bir marka olun, ister yeni başlıyor olun, şu gerçek herkes için geçerli: Markamızın çekebileceği birden çok farklı hedef kitle olduğunu kabul etmeliyiz. Sonra bu kitlelerin satın alma motivasyonlarını keşfeder, reklam kreatiflerimizi buna göre şekillendiririz. Persona Nedir? Bir “persona”, pazarlama çalışmalarında hedef kitlemizi tanımak için oluşturduğumuz kurgusal bir karakterdir. Personasını oluştururken demografik bilgiler, ilgi alanları, davranışlar, motivasyonlar, korkular ve hedefler gibi özellikleri tanımlarız. Bu özellikler, markamızın değer önerisiyle örtüşmelidir. Persona oluşturmak, kitlemize yönelik etkileşimlerimizi tasarlamak gibidir: Karşımızdakinin motivasyonunu anladıkça, ona nasıl hitap edeceğimizi de değiştiririz. Markalar da aynı şekilde, belirli persona mesajlarına uygun bir iletişim dili kullanır. Pazarlama Operasyonları için Persona Nasıl Oluşturulur? Personalar, nüfusun belli bir yüzdesini temsil eden kurgusal karakterlerdir. Ama bunları rastgele değil, araştırma ve veri toplama süreçlerine dayandırarak oluşturmalıyız. Yerleşik bir markaysanız, mevcut müşterilerinizi analiz edip belirli kriterlere göre gruplayarak başlayabilirsiniz. Ancak yeni markalar veya farklı bir kitleye ulaşmak isteyenler için en başta pazar araştırması yapmalısınız. Örneğin, ürününüz pahalıysa, öncelikle yüksek gelirli kitleye hitap edeceğini düşünebilirsiniz. Ancak herkesin, belirli hayallerini gerçekleştirmek için biriktirdiği o anlar olabilir. İşte en büyük zorluk, bu “niyet anlarını” tespit etmektir. Persona oluştururken motivasyonlar, korkular ve ilgi alanları gibi unsurlar demografiden çok daha belirleyicidir. Audiencemızın hangi anlarda ürünümüze ilgi duyacağını anlamak için web sitesi çerezleri veya genel araştırma verileri gibi kaynaklardan yararlanmalıyız. Başlamak için: Google Trends ile ilgi arama terimlerini keşfedin. Statista gibi sitelerden sektör araştırmalarına göz atın. Keyword Planner ile ilgili anahtar kelimeleri bulun. Her persona için yeterince farklı motivasyon ve korku belirlediğinizde, bunları ayrı karakter olarak tanımlayabilirsiniz. Ardından kreatif yapınızı bu personelara uygun şekilde kurmaya başlayın. Farklı Personelara Özel İletişim Nasıl Kurulur? Personalarınızı tanımladıktan sonra onlara nasıl hitap edeceğimizi planlamalıyız. Hangi görselleri kullanacağız, sorular mı soracağız, yoksa doğrudan faydalarımızı mı vurgulayacağız? Cevaplar, persona tanımlarınıza ve bu kişilerin motivasyonlarına bağlı. Örneğin Spotify, herkese müzik dinleme hizmeti sunar ama farklı premium paketleri için farklı kreatifler kullanır. Ekran görüntülerindeki her bir görsel, belirli bir motivasyona hitap eder: “Tüm Müziğin Bir Arada”—her şeyi bulabileceğiniz geniş kütüphane “Kendi Zevkine Göre”—kişisel müzik tercihlerinize vurgu “Moduna Uygun”—o anki duygu durumunuza hitap eden şarkılar “Avantajlı Fiyat”—ekonomik fayda odaklı iletişim Gün içindeki ruh halinize göre farklı görseller sizi farklı şekillerde etkiler. Kişiselleştirilmiş pazarlama, bu çeşitli motivasyon noktalarını hedefleyerek doğru mesajı doğru kişiye ulaştırır.

Markanızın Sosyal Medya Varlığını Geliştirmek İçin Yapılacak En İyi 10 Şey
Eyl 3, 2022 1178 reads

Markanızın Sosyal Medya Varlığını Geliştirmek İçin Yapılacak En İyi 10 Şey

Markanızın dijital pazarlama faaliyetlerinin temellerinden biri olduğu tartışmasız bir gerçek olan sosyal medya varlığını doğru kullanıyor muyuz? Seçebileceğimiz bu kadar çok sosyal medya kanalı varken strateji oluştururken kendimizi kaybediyor muyuz yoksa sadece en popüler platformlarda var olmaya mı çalışıyoruz? Kabul edelim, sosyal medyada içerik kirliliği de söz konusu olabilir. Her bireyin söyleyecek bir şeyi olduğu bir dünyada, markalar nasıl daha yüksek sesle konuşabilir? Gen-Z, seçiciliği ve yaratıcı içerik üretimiyle çevrimiçi varlığını dinamik olarak domine ederken, markalar da zorluklarla karşılaşıyor. İşte markanızın sosyal medya varlığını iyileştirmek için yapmanız gereken 10 adım. Unutmayın, bu 10 faktör bir nevi yatırımdır ve istediğiniz sonuçları almak zaman gerektirir! 1) Kanal Seçimi Şaşırtıcı olmasa da, markanızın her sosyal medya platformunda hesabı olması gerekmez. Bir kanalı seçmek, içerik üretimine hangi kanalda tüm çabalarınızı yatıracağınızı belirler; bu yüzden yatırımınıza değmelidir. Önce markanızın görsel duruşunu tespit edin: Görsel ağırlıklı mı? İllüstratif bir yaklaşım mı benimsiyorsunuz? Video varlıklarınız var mı? Estetik içerik üretimine ne kadar uygunsunuz? Örneğin bir giyim markasıysanız Instagram olmazsa olmaz görünebilir. Ancak bu, hedef kitlenize ulaşmak için Pinterest SEO’yu gözden kaçırmanız gerektiği anlamına gelmez. Hedef kitlenizi iyi tanıyın ve hangi platformlarda bulunduklarını belirleyin. 2) İçerik Karışımı Markanız çeşitli kanallarda var olmak istese de, her mecrada aynı içeriği paylaşmak yanlış olur. Her kanalın kendi algoritması vardır ve buna uygun içerik üretmemek, o kanalı markanız için verimsiz kılabilir. Bu nedenle, girmek istediğiniz her kanal için bir “içerik karışımı” hazırlayın. Hangi içerik türünün hangi kanalda paylaşılacağını planlayın. Örneğin bir etkinlik ajansı, Meta’da duyuru yapıp, Instagram’da etkinlik fotoğraflarını paylaşırken, TikTok’ta canlı yayın ile tanıtım yapabilir. 3) Gönderi Sıklığı Tüm sosyal medya algoritmalarının ortak noktası: Daha sık paylaşım yapan hesapları desteklemek. Kısacası, ne kadar çok paylaşırsanız, markanız o kadar çok kişi tarafından görülür. Bu elbette kolay bir iş değil; her platform için önerilen gönderi sıklığı farklılık gösterir. Pinterest’te bu daha az karmaşıkken, Instagram’da hikâye, Reels ve statik gönderi sıklıkları ayrı ayrı önem taşır. Günde yalnızca bir gönderi ve bir hikâye paylaşmak, yüksek organik erişim beklemenizi pek gerçekçi kılmaz. 4) Takipçilerin Aktif Olduğu Zamanlar Markaların en çok merak ettiği konulardan biri de ne zaman paylaşım yapmaları gerektiğidir. Bunun en iyi cevabı: Takipçilerinizin en aktif olduğu zamanlar. Platform analitiklerine bakarak kitlenizin hangi saatlerde çevrimiçi olduğunu tespit edin ve paylaşımlarınızı bu zamanlara denk getirin. 5) Video İçerik Vurgusu TikTok neden 2021’in en çok indirilen uygulaması oldu? Sadece Gen-Z mi, yoksa video içerik ihtiyacı mı? Aslında 24–35 yaş arasındaki kullanıcılar da TikTok’ta büyük paya sahip. Video içerikler, statik içeriklere göre çok daha fazla etkileşim alıyor. Araştırmalar, videonun ilk 3–4 saniyesinin izlenip izlenmeyeceğine karar verildiğini gösteriyor. YouTube bile “YouTube Shorts” ile kısa videolara ağırlık verdi. Markanız için de videoyu tercih edin: Mesajınızı ilk saniyelerde net şekilde verin. 6) Kullanıcı Üretimli İçerik Kullanıcı üretimli içerik (UGC), takipçilerinizin sizin markanızı tanıtan özgün içeriklerini paylaşmasıdır. Trendleri yakalayarak doğal içerikler üretebilir, kitlenizin paylaşımlarını repost ederek topluluğunuzun sesini duyurabilirsiniz. Bu, marka yaşam döngüsünü uzatır ve kullanıcı bağlılığını artırır. 7) Influencer Pazarlama Influencer pazarlama hâlâ en çok tercih edilen yöntemlerden biri ancak yanlış anlaşılmaları da var. Sadece tıklama odaklı iş birlikleri eskisi kadar etkili değil; insanlar influencer’ların her ürünü gerçekten kullandığına inanmıyor. Bilinirliği artırmak için, influencer iş birliklerinizi organik ve samimi kılacak modeller seçin, tek seferlik değil sürdürülebilir kampanyalar planlayın. 8) Görsel ve Yazılı İletişim Sosyal medyada markanızı tanınır kılmak için tutarlı bir tasarım dili şart. Renk paletiniz, font seçiminiz ve tasarım öğeleriniz her paylaşımda tekrarlansın. Aynı şekilde yazılı iletişimde de tek bir ton kullanın (resmi veya samimi) ve bu dili her mecrada koruyun. 9) Hashtag Kullanımı Hashtag sayısı ne kadar fazla o kadar iyi diye bir kural yok. Çok yüksek yoğunluk güvenilirliği azaltır, çok düşük yoğunluk bulunmayı güçleştirir. Hedef kitlenize uygun 5–10 hashtag seçin ve bunları düzenli kullanın. Ayrıca markanıza özel benzersiz bir hashtag oluşturun ve paylaşımlarınızı bu etiket altında toplayın. 10) Analitik ve İzleme Araçları Hiçbir strateji sabit kalmaz; algoritmalar ve trendler sürekli değişir. Hangi adımların işe yaradığını görmek için düzenli olarak sosyal medya analitiklerinizi kontrol edin. Geniş perspektif için Sociality, Brandwatch, Social Blade veya Monday gibi izleme araçlarıyla raporlamanızı otomatikleştirerek, hızlıca aksiyon alın. İşte markanızın sosyal medya varlığını güçlendirmenin 10 adımı! Başlangıç seviyesi olun veya etkileşimde tıkanma yaşayın, stratejinizi bu rehbere dönüp değerlendirerek sosyal medyada bir sonraki seviyeye taşıyabilirsiniz.

6 Maddede User Generated Content (UGC) Nedir?
Eyl 3, 2022 62141 reads

6 Maddede User Generated Content (UGC) Nedir?

1) Kullanıcı Tarafından Üretilen İçerik (UGC) Nedir?Kullanıcı Tarafından Üretilen İçerik, markaların pazarlama stratejileri doğrultusunda çeşitli yaratıcı kurgularla üretilen içeriktir.Kullanıcı Tarafından Üretilen İçerik (UGC) Nasıl Kullanılır?UGC, markalar tarafından üretilen içeriklere göre daha doğal ve samimi hissettirdiği için daha fazla dikkat çeken bir içerik türüdür. Bu nedenle markalar genellikle bu tür içerikler üretmek ister. Geniş bir perspektiften bakıldığında, kullanıcı tarafından üretilen içerik hem marka hem de içeriği oluşturan kullanıcı üzerinde etkilidir. Markalar ekstra bütçe harcamadan kendilerini doğal bir şekilde tanıtırken, içeriği oluşturan kullanıcı, markanın içeriğini kendi hesabında paylaştığında kitlesini artırma şansına sahip olur. Böylece her iki taraf için de önemli ölçüde katkı sağlayan bir kazan-kazan stratejisi oluşur.2) İstatistiksel Verilerle Kullanıcı Tarafından Üretilen İçerikWe Are Social Digital 2021 raporuna göre, dünyada 4,2 milyar sosyal medya kullanıcısı bulunmaktadır. Bu, dünya nüfusunun %59'una karşılık gelmektedir. Markaların %72'si, kullanıcı tarafından üretilen içeriğin müşterilerle bağlantı kurarken yardımcı olduğunu ve müşterilerin markaya olan güvenini artırdığını söylüyor. Markaların %87'si kendi içeriklerini paylaşırken Kullanıcı Tarafından Üretilen İçeriği (UGC) kullanmaktadır. Bunun nedeni, reklamların güvenilirliğinin kullanıcı tarafında azalması ve deneyime daha fazla önem verilmesidir.2021 Kullanıcı Tarafından Üretilen İçerik Raporuna göre, tüketicilerin %90'ı kullanıcı tarafından üretilen içeriği faydalı bulmaktadır. Bu nedenle, etkileşim almak ve kullanıcıların güvenini artırmak isteyen markalar, Kullanıcı Tarafından Üretilen İçeriği tercih etmektedir. Öte yandan, profesyonel olarak oluşturulmuş içeriklere göre çok daha maliyet etkili olması, markaları bu stratejiye yönlendiren en büyük faktörlerden biridir. Genel olarak, her 10 kullanıcıdan en az 8'i, UGC’nin daha önce hiç duymadıkları bir ürünün marka kalitesini gösterdiğini ve satın alma kararlarını olumlu etkilediğini ifade etmektedir.Tüketicilerin %90’ından fazlası, bir ürün veya hizmeti satın alırken olumlu yorumlardan etkilenmektedir. Tüketicilerin %64'ü bir ürün veya hizmeti satın almadan önce çeşitli sosyal medya kanallarında yorum ve değerlendirmeleri araştırır ve ardından karar verir. Bu durum, kullanıcıların birbirini ne kadar etkilediğini göstermektedir.Markaların %93’ü, sosyal medyadaki videolar sayesinde yeni bir müşteri kazandıklarını söylüyor. Ortalama olarak, bir marka için kullanıcılar tarafından oluşturulan ürün veya hizmet videoları (kutudan çıkarma, ürün inceleme videoları vb.), YouTube’daki resmi marka videolarından 10 kat daha fazla izlenmektedir. Bu nedenle, kullanıcı tarafından oluşturulan videolar genellikle daha yüksek izlenme oranları ile sonuçlanır.Covid-19 Döneminde Kullanıcı Tarafından Üretilen İçerik Nasıl Kullanıldı?Özellikle son 2 yıldır dünya genelinde süren pandemi nedeniyle, markalar ile tüketiciler arasındaki ilişkiler tamamen değişti. Uzun süreli karantina ve sokağa çıkma yasakları, broşürler, billboardlar, toplu taşıma reklamları gibi geleneksel pazarlama stratejilerini aksattı. Pandeminin getirdiği yeni koşullara uyum sağlamak için markalar, pazarlama stratejilerini değiştirdi ve dijital pazarlamaya daha fazla odaklandı.Alışveriş merkezlerinin kapalı olduğu ve sosyal mesafenin günlük yaşamın en önemli kuralı olduğu bu zor zamanlarda, Kullanıcı Tarafından Üretilen İçerik hem fiziksel olarak ürünleri deneyimleme şansı olmayan tüketiciler hem de bu dönemde başarılı bir pazarlama stratejisi arayan markalar için en etkili alternatiflerden biri oldu. 3) Kullanıcı Tarafından Üretilen İçerik ÖrnekleriWe Are Social ve Hootsuite tarafından ortak yayınlanan “Global Overview Report” verilerine göre, kullanıcılar tüm cihazlardan sosyal medyada günlük ortalama 2,5 saat geçirmektedir. Bu nedenle, günlük yaşamımızda kullanıcı tarafından üretilen içeriklere sıkça rastlamak mümkündür. Kullanıcı Tarafından Üretilen İçerik örneği, arkadaşınızın denediği yeni bir ürün hakkında tweet atması veya bir otele gittiğinde odasını ve ortamını otelin adını belirterek hikayesinde paylaşmasıdır. Bu tür durumlarda kullanıcı tarafından üretilen reklamlar öne çıkar.Apple, Netflix, Starbucks gibi global markalar, kampanyalarının etkinliğini artırmak için ürünlerini pazarlamak amacıyla kullanıcı tarafından üretilen içerik sosyal medya kampanyalarını giderek daha fazla yürütmektedir.Coca ColaCoca-Cola, ürünlerinde en popüler 150 ismi yazdığında, dünya genelinde büyük talep gördü. Herkes kendi adını Coca Cola şişelerinde bulduğunda paylaşım yaptı ve genellikle olumlu geri dönüşler alındı. İnsanlar Coca Cola’yı sosyal medyada sürekli paylaşmaya başladı. Share Coke kampanyası, dünya genelinde 80'den fazla ülkede popüler hale geldi.AppleBaşarılı bir diğer örnek, Apple’ın #ShotOnIphone kampanyasıdır. Apple, kullanıcıların iPhone’larda düşük ışıkta çekilen fotoğraflardan memnun olmadığını fark ettiğinde, iPhone’un kamerasına olan güveni geri kazandırmak için bu kampanyayı başlattı. Kampanyanın teması, iPhone kullanıcılarının düşük ışıkta fotoğraf çekip sosyal medyada paylaşmalarıydı. Toplanan fotoğraf ve videolar, YouTube’da “Shot on iPhone” başlığı altında paylaşılan en güzel içeriklerle birleştirildi. Böylece hem marka güveni geri kazanıldı hem de kullanıcılar arasındaki bağ güçlendirildi. Günümüzde Instagram’da #ShotOnIphone etiketi ile 22.339.418 gönderi bulunmaktadır.NetflixNetflix’in en popüler dizilerinden biri olan "Stranger Things", ilk sezonuyla büyük ilgi gördü. İkinci sezon başlamadan önce, dizinin adına dayalı Kullanıcı Tarafından Üretilen İçerik yaratmayı amaçlayan bir tanıtım yaptılar.#StrangerThings2 etiketiyle, kullanıcıları garip şeyler paylaşmaya teşvik ettiler. Binlerce kişi #StrangerThings2 etiketi ile tuhaf fotoğraflar ve nesneler paylaştı. Böylece Netflix hesabıyla etkileşim de arttı. Netflix, bu kampanya sayesinde 2 hafta içinde yaklaşık 1 milyon izleyiciye ulaştı. Kampanyanın başarısının ardından, Netflix yaratıcı içeriklerle UGC üretmeye devam etti.DimesTürk içecek markası Dimes, hedef kitlesine hitap eden sosyal medya kanalı TikTok’u kullanarak yeni ürünleri Milkshake ve Smoothie’yi tanıtmak için bir iletişim stratejisi oluşturdu. Öncelikle Türkiye’de gençler tarafından bilinen ve sevilen şarkıcı Aleyna Tilki ile bir klip çektiler. Klipte “takımını seç” diyerek kullanıcıya “bu düelde sen kimsin?” sorusunu sordular ve içerik üretmeye davet ettiler.TikTok influencer’ı ile anlaşan Dimes, seçilen influencer’larla Smoothie ve Milkshake arasında bir tercih yaptırdı ve belirli bir koreografi ile dans etmelerini sağladı. Daha sonra diğer TikTok kullanıcılarının da bu dansları yapması beklendi. Hem offline hem de online olarak yürütülen bu strateji başarıyla sonuçlandı.MigrosTürkiye’deki süpermarket zincirlerinden biri olan Migros, “Department Wars Challenge” projesi ile TikTok’ta kullanıcı tarafından üretilen içerik için verilebilecek güçlü bir örnektir. TikTok influencer’larından oluşan gruplar, Migros reyonlarının önünde özel dans koreografileri hazırladı. TikTok influencer’larının takipçilerini bu gönderileri beğenmeye ve Migros’u takip etmeye teşvik etti. Yarışmanın sonunda en iyi dans eden grubun takipçilerine 15.000 TL değerinde bir para ödülü verildi. Migros, bu proje başladıktan 48 saat sonra 130 bin takipçi kazandı. Aynı zamanda, 6,7 milyon yorum ve %74 etkileşim ile dünya rekoru kıran markalardan biri oldu.4) Kullanıcı Tarafından Üretilen İçeriğin Faydaları Nelerdir?Tüketiciler, marka tarafından üretilen içeriklere kıyasla kullanıcı tarafından üretilen içeriği 2,4 kat daha gerçekçi bulmaktadır. Bu nedenle, iş birliği reklamlarından daha fazla etkileşim alarak daha geniş bir kitleye ulaşma potansiyeli vardır.Ürün veya hizmet fark etmeksizin, tüketiciler satın almadan önce ürün veya hizmet hakkında detaylı bilgi almak ister. Bu ürünü veya hizmeti daha önce deneyimlemiş kişinin yorumları onlar için büyük önem taşır. Tüketicilerin %92’si tanıdıklarının önerilerine, %70’i ise çevrimiçi kullanıcı yorumlarına güvenmektedir. Marka, tüketici için güven oluşturduğunda, her şey daha kolay hale gelir ve birçok kullanıcı tarafından üretilen içerik faydası elde edilebilir.Kullanıcı tarafından üretilen içeriğin satın alma karar süreci üzerinde büyük etkisi olduğu kesindir. Tanıdıkları kişiler tarafından paylaşılan içeriği gören kullanıcılar, paylaşılan ürüne veya hizmete ihtiyaç duymasa bile satın alma karar sürecine hızlı bir şekilde dahil olurlar. Yaklaşık %80 oranında kullanıcı, UGC’nin satın alma kararları üzerinde yüksek etkisi olduğunu ifade etmektedir.5) Markalar İçerik Paylaşmadan Önce Kullanıcılardan İzin Almalı mı?Marka, kullanıcıların içeriklerini kendi hesabından paylaşmadan önce her zaman izin almalıdır. Hikaye, gönderi veya reels fark etmeksizin paylaşım, kullanıcıların onayıyla yapılmalıdır. Markaya sadakatin önemli olduğu bu tür içeriklerde, marka kimliğine zarar gelmemesi için kullanıcı onayı önemlidir. Kullanıcıların %84’ü, iş yaparken maddi kazançtan çok değerli hissetmeyi önemser. Bu nedenle, markaların izin alarak kullanıcı içeriklerini paylaşması, hem değerli hissetmelerini hem de markanın bir parçası olmalarını sağlar.6) UGC Oluşturmayı Teşvik Ederken Nelere Dikkat Edilmelidir?Markalar, marka kimliklerini bilmeli ve hedef kitleleri ve ilgi alanlarına uygun bir sosyal medya platformu seçmelidir. Genellikle markalar Instagram üzerinden ilerlemeyi tercih eder. Ancak, son dönemde hızla büyüyen TikTok, hedef kitleye uyuyorsa bu tür içerikler için ideal bir platformdur.Bu aşamada marka, hedef kitlesini iyi tanımalı ve marka farkındalığına aykırı olmayacak bir stratejiyle ilerlemelidir. Hangi kanalda daha aktif olunduğu değil, kullanıcıların hangi kanalda markayla daha fazla etkileşim kurmak istediği dikkate alınmalıdır.Kullanıcı tarafından üretilen içerik oluşturmadan önce, belirli hedefler koymak ve bir yol haritası hazırlamak önemlidir.Tüketicilerin yarısı, içerik oluştur