AnalyticaHouse

Pazarlama İpuçları, Gündem ve Daha Fazlası

AnalyticaHouse’un güçlü iş ortaklıklarından beslenen deneyimi ile güncel trendler, stratejik içgörüler ve sektörel derinlik içeren blog yazılarımızı keşfedin.

Nörobilim Işığında UX Yasaları ve UX Analizi
Şub 10, 2023 914 reads

Nörobilim Işığında UX Yasaları ve UX Analizi

Markanızın ve markanıza ait web sitenizin keşfedilmesi ve dönüşüme giden yolda kullanıcılarınızın markanıza karşı düşüncelerini ve duygusal tepkilerini ölçebilmek kullanıcınızın marka yolculuğunu analiz edebilmeniz için oldukça önemlidir.Kullanıcılarınızın markanıza ait web sitenizde bir etkileşim gerçekleştirdiğinde platform (app veya web) farketmeksizin yaşadığı deneyimler bütününe kullanıcı deneyimi yani UX (user experience) denmektedir. Kullanıcı deneyimini etkileyen pek çok faktör bulunmaktadır. Bu yazımızda bu faktörleri nörobilim ışığında tasarlanan UX yasaları çerçevesinde nasıl saptayacağımızı ve bu saptama sonucunda nasıl çıktılar elde ederek UX analizi yapacağınızı paylaşacağız.Nörobilim Nedir?Neuro Science (Nörobilim ya da sinirbilim) sinir sistemini inceleyen disiplinlerarası bir bilim dalıdır. Nörobilim, beyin ve sinir sistemi hakkında bilgi ve keşifler yapmayı amaçlamaktadır.Nöronların ve nöral devrelerin temel özelliklerini anlamayı hedefleyen bu bilim dalı fizyolojli, anatomi, matematik, gelişim biyolojisi ve psikoloji gibi pek çok bilim dalını bu amaç uğruna birleştirerek öğrenme, bellek, davranış, algı ve bilincin açıklanmasını temel almıştır. Bu alandaki araştırmacılar beyin fonksiyonlarını, beynin davranışlarını ve hastalıkların nörolojik temellere dayalı olarak nasıl oluştuğunu incelemektedir.Bilindiği gibi beynimiz vücudumuzun en karmaşık ve dünyada var olmamızı sağlayacak tüm düzenlemeleri yapan organımızdır. Bizi biz yapan duygu, düşünce ve hafızadan nefes alma, dokunma, motor işlevler, görme, sıcaklık ve açlık algısı gibi tüm becerilerimizin merkezidir. Bundan yola çıkarak nörobilim kapsamında sinirbilimciler beyin üzerinde gerçekleştirmiş oldukları araştırmaları büyük ölçüde genişletmiş ve kullanmış oldukları teknikler ile zaman içinde nöronların moleküler ve hücresel çalışmalarından beyindeki duyusal, motor ve bilişsel görevlerin sinirsel görüntülenmesine gelişim göstermiştir.Nörobilim Işığında UX YasalarıKullanıcı deneyimini en fazla etkileyen faktörler bilişsel ve psikolojik faktörlerdir. UX (Kullanıcı Deneyimi) yasaları ise, web ve mobil uygulamalar gibi interaktif sistemlerin tasarımı ve kullanımı ile ilgili genel kural ve prensipleri ifade etmektedir.Kullanıcıların çevresindeki dünyayı nasıl algıladığını ve o dünya ile ne şekilde etkileşime geçtiğini önceden tahmin edebilen, günün sonunda onunla birlikte hareket edebilen ve empati kurabilen, ulaşmak istediği noktaya hızlı ve pratik bir şekilde taşıyabilen tasarımları hayata geçirmek; özetle marka tasarımlarını nörobilim ışığında kurgulayarak UX yasalarına göre dizayn etmek bir tasarımcının en temel amacı olmalıdır.Şayet yukarıda sözü edilen kurguda bir tasarım gerçekleştirilmediyse analistlerin temel amacı da ilgili siteleri Nörobilim ışığında UX yasalarına uygun bir şekilde analiz ederek olması gereken noktaya getirmek olmalıdır.Çünkü web tasarımınızla sitenizle etkileşime giren her bir kullanıcı insan olmanın bir gereği olarak belirli psikolojik ilkelere tabidir. Odak noktasına insanı koyan tasarım anlayışı ve iyi deneyime sahip diyebileceğimiz ürünleri ortaya çıkarabilmenin en temel yolu insan psikolojisini iyi anlayabilmek, bu konuda yapılan çalışmaları ve belirlenen kanunları takip etmekten geçmektedir. UX yasaları sadece deneyim tasarımı alanında aklımıza ilk gelen Don Norman, Jacob Nielsen gibi tasarımcılar tarafından değil, aynı zamanda insan davranışı üzerinde uzun yıllar çalışmalar yapan Zeigarnick gibi psikologlar tarafından belirlenmiştir.UX Yasaları İçerisinde Yer Alan Nörobilim TeknikleriKullanıcı deneyimi arttırabilmek, site tasarımınızı UX doğrultusunda daha hoş ve verimli bir hale getirebilmek için UX analizi yaparken yararlanabileceğiniz nörobilim ışığında geliştirilen UX yasalarını sizler için listeleyerek, açıkladık.Estetik ve Kullanılabilirlik İlkesiKullanıcılar genellikle estetik açıdan hoşa giden tasarımı daha kullanışlı tasarım olarak algılamaktadır. Çünkü estetik açıdan hoşa giden bir tasarım, insanların beyinlerinde olumlu bir tepki yaratır ve bu algı kullanıcıların tasarımın gerçekten daha iyi çalıştığına inanmalarını sağlar. Bu doğrultuda bir ürün veya hizmetin tasarımının estetik açıdan hoş olması insanların o ürün veya hizmeti kullanılabilirlik sorunlarına karşı daha toleranslı kılmaktadır. Bunun sonucunda da estetik ve görsel olarak hoş bir tasarım kullanılabilirlik ile ilgili sorunları maskelemektedir.Jakob Yasası“Kullanıcılar alışılagelmiş etkileşim kurallarının sizin ürününüzde/sitenizde de olmasını bekler.”Bu kural yenilik ve ustalık arasındaki denge ile ilgilidir. Nielsen Norman Group'tan Jakob Nielsen, kullanıcıların web siteleri söz konusu olduğunda tanıdık deneyimlere değer verdiğini söylemektedir. Bu yasa doğrultusunda site tasarımcısının tekerleği yeniden icat etmesinden ziyade kullanıcıların mevcut zihinsel modellerini referans alarak onların beklentilerini karşılamayı hedeflemek gerektiğine vurgu yapmaktadır. Kullanıcıyı merkeze koyarak en iyi deneyimleri ve tasarımları oluşturabilmek için faydalandığımız bu yöntemle, kullanıcıların hali hazırdaki davranış alışkanlıklarından faydalanarak onları hedeflerine giden yoldan saptırmadan yaşadıkları tecrübeyi iyileştirmeyi amaçlarız.Örnek verecek olursak, bir e-ticaret sitesinde kullanıcılar sepetlerine eklemiş oldukları ürünleri görüntüleyebilmek için sitede bir sepet veya alışveriş çantası ikonu aramaktadırlar. Bu kurgudan bağımsız sepet veya alışveriş ikonu yerine sepeti temsil eden farklı bir ikonun kullanımı UX yasalarına aykırı olacak ve kullanıcı deneyimini olumsuz etkileyecektir.Hick YasasıKarar vermek için geçen süre, seçeneklerin sayısı ve karmaşıklığı arttıkça artar.Hick-Hyman Yasası olarak da bilinen bu yasada, William Edmund Hick ve Ray Hyman seçim sayısı arttıkça karar verme süresinin katlanarak değil logaritmik olarak arttığını belirtir. Bu yasa ile bu ekip, kullanıcıların seçim yapmasını kolaylaştırmak ve kullanıcılara daha iyi bir deneyim yaşatmak için onların bilişsel yükünü azaltmayı amaçlamaktadır. Bu noktada Hick Yasası’na göre UX için dikkate edilmesi gerekilen noktalar şunlardır:Karar süresini arttırmak için yanıt sürelerinin kritik olduğu durumlarda seçenekleri azaltmak.Bilişsel yükü azaltmak için karmaşık görevleri daha küçük adımlara bölmek.Önerilen seçenekleri vurgulayarak kullanıcıları bunaltmaktan kaçınmak.Yeni kullanıcılar için bilişsel yükü en aza indirmek için aşamalı eklemeyi kullanmak.Örnek verecek olursak, İpekyol web sitesinde ürün listeleme ekranında her seferinde kullanıcının karşısına 2-4 adet ürün çıkartarak, kullanıcının daha kolay karar vermesini sağlamaktadır.Miller YasasıMiller tarafından geliştirilen bu yasa hafıza kapasitemizle ilgilidir. Miller, ortalama bir insanın, çalışma belleğinde yalnızca 7 (artı veya eksi 2) öge tutabileceğini söylemektedir. Kısa süreli hafızamız 7 (+/-2) kuralını aşacak şekilde bilgiye maruz kalırsa kapasite aşılır ve insan beyni karışmaya başlar. Karmaşa azalır ve bilgi gruplar halinde sunulursa, beyin bu bilgileri daha kolay işler ve kalıcı hafızaya yazar.Netflix örneğinde olduğu gibi kullanıcıya toplu bir şekilde içerik bilgilerini ilettiğimiz menü, navigasyon veya kategorizasyon tasarımlarında başlıklar altında gruplama yöntemi Miller Yasası doğrultusunda algılanabilirliği arttırmaktadır. Gestalt İlkeleri“İnsanlar, en az bilişsel çaba harcayarak karşılarına çıkan karmaşık görüntüleri mümkün olan en basit form olarak algılayacak ve yorumlayacaktır.”Gruplandırma ilkeleri (veya Gestalt gruplandırma yasaları) psikolojide bir dizi ilkedir ve ilk olarak Gestalt psikologları tarafından, insanların nesneleri doğal olarak organize modeller ve nesneler olarak algıladıkları gözlemini açıklamak için önerilmiştir, bu ilke Prägnanz olarak bilinir. Görsel olarak bağlantılı ögeler, bağlantısı olmayan ögelere göre daha ilişkili olarak algılanmaktadır. Bu bağlamda renkler, çizgiler, çerçeveler ve diğer şekillerle görsel olarak bağlantılı olacak şekilde benzer yapıdaki işlevleri gruplandırmak önemlidir. Alternatif olarak, görsel bir bağlantı oluşturmak için bir öğeden diğerine somut bir bağlantı referansı (çizgi, ok vb.) kullanılabilir. Bağlamı göstermek veya benzer öğeler arasındaki ilişkiyi vurgulamak için ise tek tip bağlantılılık kullanmak gerekmektedir. Von Restroff EtkisiBu teori, Alman psikiyatrist ve çocuk doktoru Hedwig von Restorff (1906-1962) tarafından 1933 yılında yaptığı çalışmada, katılımcılara kategorik olarak benzer öğelerden oluşan bir liste sunulduğunda, listede ayırt edici, izole edilmiş bir öğenin, hafızada daha fazla yer etmesi üzerine geliştirilmiştir. İzolasyon Etkisi olarak da bilinen Von Restorff etkisi, birden çok benzer nesne bulunduğunda diğerlerinden farklı olanın büyük olasılıkla hatırlanacağını öngörür.UX tasarımı içinÖnemli bilgileri veya önemli eylemleri ayırt edici bir hale getirin. Birbiriyle rekabet etmelerini önlemek ve göze çarpan ögelerin yanlışıkla reklam olarak tanımlanmamasını sağlamak için görsel ögeleri vurgu yaparken kısıtlama kullanın. Kontrastı iletmek için yalnızca renge güvenmeyin. Burada hareketi de devreye sokarak hareket duyarlı kullanıcıları göz ardı etmeyin. Tepe - Son Kuralıİnsanlar bir deneyimi, deneyimin her anının toplamından veya ortalamasından ziyade, büyük ölçüde doruk noktasında ve sonunda nasıl hissettiklerine göre yargılamaktadırlar. Kahneman, Fredrickson, Charles Schreiber ve Donald Redelmeier tarafından 1993 yılında "Daha Fazla Acı Daha Azına Tercih Edildiğinde: Daha İyi Bir Son Eklemek" başlıklı bir çalışma, yukarıda sözünü ettiğimiz deneyimi tepe noktası kuralı ile açıklayarak çığır açan kanıtlar sağlamıştır. Bu deneyde katılımcılar, tatsız bir deneyimin iki farklı versiyonuna maruz bırakılmış ve ilk denemede denekler ellerini 60 saniye boyunca 14°C suya batırmıştır. İkinci denemede ise, deneklerin diğer elini 60 saniye boyunca 14°C'lik suya batırması, ancak daha sonra sıcaklığın 15°C'ye yükseltilerek 30 saniye daha ellerini suyun altında tutması sağlanmıştır. Deneklere daha sonra hangi denemenin tekrarlanacağı seçeneği sunulmuş ve zamansal monotonluk yasasına aykırı olarak, deneklerin rahatsız edici sıcaklıklara uzun süre maruz kalmalarına rağmen, ikinci denemeyi tekrarlamaya daha istekli olduğu gözlemlenmiştir.Bu doğrultuda tepe - son kuralı çerçevesinde UX tasarımı için kullanıcı yolculuğunun en yoğun noktalarına ve “son” anlarına çok dikkat etmek gerekmektedir.İnsanların olumsuz deneyimlerini olumlu deneyimlerinden daha canlı hatırladıklarını unutmayarak ürününüzü en değerli, yararlı veya eğlenceli olduğu anları belirleyerek son aşamada kullanıcıyı memnun etmeyi amaçlayacak şekilde tasarlamak altın kuraldır denilebilir. Zeigarnik Etkisi“İnsanlar tamamlanmamış veya kesintiye uğramış görevleri, tamamlanmış görevlerden daha iyi hatırlar.” Berlin Okulu Deneysel Psikoloji ve Vygotsky Circle üyesi bir Sovyet psikolog ve psikiyatr olan Zeigarnik, bu etki ile 2.Dünya Savaşı sonrası dönemde Sovyetler Birliği’nde deneysel psikopatolojinin ayrı bir disiplin olarak kurulmasına katkıda bulunmuştur. Zeigarnik Etkisine göre bir hedefe yönelik yapay ilerleme sağlamak kullanıcıların bu görevi tamamlamak için daha fazla motivasyona sahip olmalarını sağlamaya yardımcı olacaktır.Bu etkiden hareketle UX analizi yaparken kullanıcı deneyimini arttırabilmek adına kullanıcıları görevleri tamamlamaya motive ederek net bir ilerleme göstergesi sağlamak önemlidir. Örnek verecek olursak Duolingo’nun üyelik adımı sürecinde kullanıcıların hangi aşamada olduklarını takip edebilecekleri bir tasarım ile Zeigarnik Etkisi çerçevesinde UX dostu bir tasarımla ilerlediğini söyleyebiliriz. Özetle yukarıdaki örneklerden ve nörobilimden faydalanarak sizler de markalaşma yolunda kullanıcı deneyiminizi gözetebilir ve kullanıcılara daha keyifli bir deneyim yaşatarak sitenizin ve markanızın conversion oranını arttırabilirsiniz. Jakob Nielsen’in de söylediği gibi, tekerleği yeniden icat etmenize gerek yok, tekerleğin farklılıklarını ön plana çıkararak basit bir şekilde süreci olumlu bir hale dönüştürmenize gerek vardır.

SEO ve İçerik Manzarasında Yapay Zekanın Rolü
Şub 9, 2023 4322 reads

SEO ve İçerik Manzarasında Yapay Zekanın Rolü

Yapay zeka (AI), görsel algı, konuşma tanıma, karar verme ve dil çevirisi gibi normalde insan zekası gerektiren görevleri yerine getirebilen bilgisayar sistemlerinin geliştirilmesidir. Açıkça programlanmadan, AI sistemleri eğitildikleri verilere dayanarak kendi kendine öğrenip kararlar alacak şekilde tasarlanır. AI’nın amacı, insan zekasını taklit edebilen ve eskiden yalnızca insan yeteneği olarak görülen görevleri yerine getirebilen sistemler geliştirmektir.AI, çeşitli görevleri otomatikleştirerek ve daha önce erişilemeyen içgörüler sunarak SEO alanını dönüştürüyor. Anahtar kelime araştırması, içerik oluşturma ve optimizasyon, bağlantı kurma ve diğer SEO ile içerikle ilgili görevler AI araçları kullanılarak yürütülüyor. Bu araçlar SEO uzmanlarının zaman ve emekten tasarruf etmelerini sağlarken daha doğru sonuçlar sunuyor. Gelin, yapay zekanın SEO ve içerik görevlerinde nasıl kullanılabileceğine ve bu alandaki geleceğine daha yakından bakalım.Anahtar Kelime Araştırmasında AIAnahtar kelime araştırmasında AI, bir web sitesinin hedeflemesi gereken en alakalı ve karlı anahtar kelimeleri belirlemek için kullanılır. AI araçları, arama hacimleri, rekabet düzeyleri ve kullanıcı davranış kalıpları gibi büyük veri kümelerini analiz ederek en uygun anahtar kelimeleri önerebilir. Bu sayede SEO uzmanları, hedef kitlelerini ve arama alışkanlıklarını daha iyi anlar. AI, web sitesi içeriği, rakip siteler ve diğer kaynakları analiz ederek yeni anahtar kelime fırsatları da sunar. Anahtar kelimelerin bağlamını ve alakasını değerlendirerek, seçilen anahtar kelimelerin sitenizin genel temasıyla uyumlu olmasını sağlar. AI, böylece anahtar kelime araştırmasını daha doğru ve uygulanabilir hale getirir.Anahtar Kelime Araştırmasında AI Kullanmanın AvantajlarıAI kullanımı, daha doğru, hızlı ve maliyet-etkin anahtar kelime araştırması yapmanızı mümkün kılar: Büyük veri kümelerini saniyeler içinde analiz ederek yüksek doğrulukta anahtar kelimeler seçer, Zaman ve emekten tasarruf ederek diğer görevlere odaklanmanızı sağlar, Kullanıcı davranış kalıplarını analiz ederek hedef kitlenizin kullandığı terimleri belirler, Anahtar kelime başına rekabet düzeylerini analiz eder, en az rekabetli ancak karlı anahtar kelimeleri bulur, Yeni anahtar kelime önerilerinde bulunur, gözden kaçan fırsatları keşfeder, Kullanıcının konumu, arama geçmişi ve diğer faktörlere göre sonuçları kişiselleştirir. Bu avantajların sayısı katlanarak artıyor ve gelecekte çok daha fazlasını göreceğiz.Anahtar Kelime Araştırması İçin AI Araç ÖrnekleriAnahtar kelime planlamada en popüler SEO araçları AI kullanır:SEMrushSEMrush, AI algoritmalarıyla anahtar kelime araştırması, site denetimi ve rakip analizi yapabilen hepsi bir arada bir dijital pazarlama aracıdır. Arama hacmi, rekabet, trend analizi ve uzun kuyruklu anahtar kelime önerileri gibi ayrıntılı veriler sunar. Ayrıca içerik planlamada da makine öğrenimi tabanlı öneriler sağlar.AhrefsAhrefs, AI algoritmaları kullanarak anahtar kelime zorluğu, maliyet-per-tıklama ve arama hacmi gibi verileri analiz eden bir SEO aracıdır. Geniş veri kümelerini yönetir ve içerik stratejileri için öneriler sunar.Google Keyword PlannerGoogle’ın ücretsiz anahtar kelime aracı, AI ile anahtar kelime popülerliği, rekabet seviyesi ve tahmini tıklama başı maliyet analizleri yapar. Ayrıca ilgili anahtar kelime önerileri sunar.İçerik Oluşturma ve Optimizasyonda AIAI, yüksek kaliteli, ilgili ve ilgi çekici içerik oluşturmanızı ve optimize etmenizi sağlar. Arama sonuçları, sosyal medya trendleri ve kullanıcı davranış verilerini analiz ederek en uygun konuları ve anahtar kelimeleri belirler.İçerik Oluşturma ve Optimizasyonda AI Kullanmanın Avantajları Yazıya başlamadan önce bilgilendirici makaleler ve veri çekme, Kullanıcı davranışı ve trendleri analiz ederek en alakalı konuları belirleme, Yaratıcı içerik üretiminde yardımcı olma, Hedef kitleye özel içerik önerileri sunma, Mevcut içeriği analiz ederek optimizasyon önerileri sağlama. Bağlantı Kurmada AIAI, kaliteli ve yetkili geri bağlantılar oluşturma ve yönetmede kullanılır. Yüksek değerli web sitelerini tespit eder, bozuk bağlantıları bulur ve yeni bağlantı fırsatları sunar.Bağlantı Kurma İçin AI Araç ÖrnekleriMajesticMajestic, backlinkleri AI ile analiz eden ve kategorize eden bir araçtır. Bağlantı gücü, kalite ve alaka düzeyi hakkında bilgi verir.BuzzStreamBuzzStream, iletişim adreslerini bulma, e-posta gönderme ve yanıt takibi gibi tekrar eden bağlantı kurma görevlerini otomatikleştiren bir yönetim aracıdır.SEO ve İçerik Geleceğinde AI Kişiselleştirilmiş arama deneyimini daha da iyileştirecek, Sesli arama teknolojisini daha doğru ve hızlı hale getirecek, Büyük veriyi gerçek zamanlı analiz etmede daha gelişkin olacak, En etkili içerik stratejilerini ve optimizasyon yöntemlerini öngörecek, Daha fazla SEO görevini otomatikleştirerek verimliliği artıracak, İçerik üretiminde daha yaratıcı çözümler sunacak, Sanal ve artırılmış gerçeklik deneyimlerinde rol oynayacak. AI İnsan Yazarları Yerine Geçecek mi?AI, rapor, haber ve ürün açıklamaları gibi yapılandırılmış içeriklerde güçlüdür. Ancak yaratıcı ve öznel yazılarda insan dokunuşu hâlâ vazgeçilmezdir. Şu an için AI, yazarların yerini tamamen alacak seviyede değildir, ancak gelişimi izlemek akıllıca olacaktır.Kaynaklarhttps://searchengineland.com/how-ai-will-change-the-future-of-search-engine-optimization-385543https://rockcontent.com/blog/ai-seo/https://keywordcountry.com/blog/artificial-intelligence-for-keyword-research/https://searchengineland.com/use-ai-link-building-improve-search-rankings-283150https://www.convinceandconvert.com/digital-marketing/future-of-seo/https://www.searchenginejournal.com/ai-for-seo/474165/

Blog Yazılarında Başlık Hiyerarşisi Nasıl Oluşturulur?
Şub 7, 2023 7046 reads

Blog Yazılarında Başlık Hiyerarşisi Nasıl Oluşturulur?

“Bir sayfadaki metin söz konusu olduğunda, bir başlık bize bu sayfanın bu bölümünün bu konuyla ilgili olduğunu gösteren çok güçlü bir sinyaldir.”[1] diyor Google Arama Savunucusu John Mueller. Haklı, ama dahası var: Bir başlık, içeriğin konusunu yalnızca bizlere değil, aynı zamanda hangi içeriğin arama motoru sonuç sayfalarında üst sıralarda gösterileceğini belirleyen arama motorlarına da iletir.Açık bir başlık-alt başlık hiyerarşisi, bir blog gönderisinde birkaç nedenden dolayı çok önemlidir. Öncelikle, içeriği okuyucunun okumasını ve anlamasını kolaylaştırır. İyi yapılandırılmış bir başlık-alt başlık hiyerarşisi, içeriği daha küçük parçalara bölerek okuyucunun aradığı bilgiyi bulmasını ve yazının akışını takip etmesini sağlar. Ayrıca, arama motorlarının içeriği taramasına ve blog gönderisinin yapısını anlamasına yardımcı olarak SEO’yu iyileştirir ve arama sonuçlarındaki görünürlüğü artırır.Başlık-Alt Başlık Hiyerarşisi Nedir?Bir yazılı belgede, örneğin bir blog gönderisinde, başlık ve alt başlıkların içeriği bölümlere ayırmak ve okuyucuların anlamasını kolaylaştırmak için nasıl organize edildiğine başlık-alt başlık hiyerarşisi denir.Başlık (Heading)Bir belgedeki ana bölümlerin başlıklarıdır ve her bölümde ele alınan konuyu özetler. Ana başlıklar, içeriği yapılandırır ve düzenler; böylece okuyucular akışı kolayca takip eder ve aradıkları bilgiyi bulur. Ayrıca, arama motorlarının belgenin yapısını anlamasına yardımcı olarak arama sonuçlarında görünürlüğü artırır.Alt Başlık (Subheading)Alt başlıklar, ana başlıkların alt bölümlerini oluşturarak içeriğe daha fazla detay ve yapı katar. Genellikle ana başlıklardan daha küçük veya daha hafif bir fontla belirginleştirilir. Alt başlıklar, içeriği daha yönetilebilir parçalara bölerek okuyucunun farklı bilgi parçaları arasındaki ilişkiyi anlamasını kolaylaştırır.Doğru Başlık-Alt Başlık Hiyerarşisi Nasıl Kurulur?Net bir başlık-alt başlık hiyerarşisi oluşturmak için belgenin yapısını dikkatle planlamak ve organize etmek gerekir. Yazarın, yazıya başlamadan önce bir çerçeve oluşturması, içeriği anlamlı parçalara bölmesi ve alt başlıklarda kullanılacak ifadeleri belirlemesi önemlidir. İşte iyi düzenlenmiş bir blog için adımlar:Yazmadan ÖnceYazıya başlamadan önce blog gönderinizin yapısını tanımlayın. Hangi konuları ele alacağınıza karar verin ve içeriği mantıklı bölümlere ayırın. Şu soruları yanıtlayın: Mesajınız ne? Okuyucularınıza ne öğretmek veya ne hissettirmek istiyorsunuz? Başlıklı konuları belirleyin ve alt başlıklarla ana amaca hizmet eden bölümler tanımlayın. Yapının mantıklı ve anlaşılır olduğundan emin olun: Başlıklar ve alt başlıklar, içerik akışını takip etmeyi kolaylaştırmalı. <h2> ana bölümler için, <h3>, <h4> vb. alt bölümler için kullanın. Tüm başlık ve alt başlıklarda tutarlı formatlama kullanın: Aynı font boyutu, ağırlığı ve stili tüm belgede koruyun.Doğru HTML Etiketlerini KullanmaHTML’de başlıklar <h1>, <h2>, <h3>… etiketleriyle tanımlanır. Her seviye için doğru etiketi kullanmak hiyerarşiyi oluşturur. <h1>: Sayfa başlığı, sayfada yalnızca bir kez kullanılmalı. <h2>: Ana bölümlerin başlıkları. <h3>, <h4>…: Alt bölümler için. Başlıkların Alaka DüzeyiBaşlık ve alt başlıklar, takip ettikleri metnin amacını ve konusunu doğru yansıtmalıdır. Kısa, öz kelimelerle metnin ana fikrini iletin ve anahtar kelimeleri unutmayın.Başlık Hiyerarşisi ve SEOKaçık bir yapıya sahip içerikler yerine iyi düzenlenmiş blog gönderileri Google tarafından tercih edilir. Başlık ve alt başlıklar, içerik hakkında bilgi verir, hem kullanıcıların hem de arama motorlarının okumayı ve anlamayı kolaylaştırır. Googlebot, mantıklı yapı ve okuma kolaylığı sunmayan içeriği üst sıralara taşımaz.Başlıklarda Anahtar Kelime KullanımıAlt başlıklarda anahtar kelimelere yer vermek, kullanıcılar ve arama motorları için içeriği anlamayı kolaylaştırır. Başlık ve alt başlıklarda anahtar kelimeleri stratejik olarak kullanmayı unutmayın.Kaynaklar https://www.searchenginejournal.com/on-page-seo/header-tags/#close https://seobuddy.com/blog/headings-and-subheadings/ https://www.contentkingapp.com/academy/headings/ https://yoast.com/how-to-use-headings-on-your-site/#using-your-keyphrase-in-the-subheadings

Youtube SEO: Video Arama Sıralamanızı Yükseltecek İpuçları
Şub 3, 2023 1 reads

Youtube SEO: Video Arama Sıralamanızı Yükseltecek İpuçları

What is Lorem Ipsum?Lorem Ipsum is simply dummy text of the printing and typesetting industry. Lorem Ipsum has been the industry's standard dummy text ever since the 1500s, when an unknown printer took a galley of type and scrambled it to make a type specimen book. It has survived not only five centuries, but also the leap into electronic typesetting, remaining essentially unchanged. It was popularised in the 1960s with the release of Letraset sheets containing Lorem Ipsum passages, and more recently with desktop publishing software like Aldus PageMaker including versions of Lorem Ipsum. Why do we use it?It is a long established fact that a reader will be distracted by the readable content of a page when looking at its layout. The point of using Lorem Ipsum is that it has a more-or-less normal distribution of letters, as opposed to using 'Content here, content here', making it look like readable English. Many desktop publishing packages and web page editors now use Lorem Ipsum as their default model text, and a search for 'lorem ipsum' will uncover many web sites still in their infancy. Various versions have evolved over the years, sometimes by accident, sometimes on purpose (injected humour and the like).

Yeni Nesil Davranışsal Analiz Tool’u: Microsoft Clarity
Oca 5, 2023 1402 reads

Yeni Nesil Davranışsal Analiz Tool’u: Microsoft Clarity

Sitenizi ziyaret eden kullanıcıları analiz edebilmek ve mevcut sitenizi kullanıcı deneyimine (UX) uyumlu hale getirebilmek için yeni nesil davranışsal analiz toollarına ihtiyacınız bulunmaktadır. Bu noktada devreye yeni nesil davranışsal analiz tool'u olarak Microsoft Clarity girmektedir. Daha önce Microsoft Clarity’i duymadıysanız asla endişelenmeyin. Bu yazımızda sizlerle “Microsoft Clarity nedir?” sorusunu detaylı bir şekilde yanıtlayarak Clarity aracılığıyla yapacağınız analizler ile sitenizi nasıl UX uyumlu bir hale getireceğinizin inceliklerini paylaşacağız. Microsoft Clarity Nedir?Microsoft Clarity, 2020 yılında Microsoft’un ücretsiz bir şekilde kullanıma sunduğu, kullanıcı verilerini görsel içgörülere dönüştüren ve web sitenizin hangi bölümlerinin en fazla etkileşimi aldığını gösteren davranışsal bir analiz aracıdır. Gösterge tabloları, ısı haritaları, oturum tekrarları, öfkeli ve ölü tıklamalar gibi kullanıcıları hayal kırıklığına uğratan sorunları analiz etmeyi kolaylaştıran özellikler sunmaktadır. Microsoft Clarity, web sitenizdeki verilerin performansını ölçmek ve analiz edebilmek için kullanıcının sitedeki haraketlerini takip eder. Ayrıca kullanıcının her bir etkileşimini ölçerek web sitenizin kalitesini arttırabilmeniz ve ilgili hataları ayıklayabilmeniz için size rehberlik etmektedir. Microsoft Clarity, ücretsiz bir tool olmasının yanı sıra; trafik sınırının olmaması ve site hızını yavaşlatmayacak şekilde optimize edilmiş olması ile diğer davranışsal analiz araçlarına kıyasla daha avantajlı ve tercih edilebilir bir konumdadır. Trafik sınırı olmaması özelliği ile trafik yoğunluğu çok yüksek olan (örneğin günde 1 milyon ziyaretçisi olan) siteler dahi Clarity’i kolaylıkla kullanabilmektedir. Site hızını yavaşlatmayacak şekilde optimize edilmesi sayesinde ise, sayfa yükleme süreleri üzerinde diğer toollara nazaran daha az bir etkiye sahip olduğu için kullanıcıların beklemek zorunda kalmamasını sağlayarak kullanıcı deneyimini olumlu etkiler. Kolay arayüzü, detaylı filtreleme özellikleri, ısı haritalı ve kullanıcı kayıtları ile web sitenizde detaylı bir UX analizi gerçekleştirebilir; markalarınızda karşılaşılan ölü tıklamaları, öfke tıklamaları ve JavaScript hatalarını tespit ederek mevcut durumu iyileştirebilirsiniz. Microsoft Clarity’nin Özellikleri Nelerdir? Öncelikle Microsoft Clarity’nin hem marka hem de UX analizini gerçekleştiren analistler için en can alıcı ve en önemli özelliği kontrol paneli diyebiliriz. Kontrol panelinin yanı sıra Clarity ile web sitenize gelen kullanıcıların hangi sayfa ziyaretlerini gerçekleştirdiklerini (Recording - Kayıtlar- alanı ile) ve her ziyaretçinin hangi alanlarda click işlemi gerçekleştirdiklerini (Heatmap -Isı Haritaları- alanı ile) görebilir, ve bundan yola çıkarak UX analizlerimizi detaylandırabiliriz. Sayfa sayfa inceleyecek olursak, öncelikle Dashboard panelinde bizi neler karşılıyor birlikte inceleyelim: Dashboard (Kontrol Paneli) Aşağıdaki görselde göreceğiniz üzere tool içerisinde web sitenizin projesini oluşturduğunuzda ve gerekli kurulumları tamamladığınızda sizi, tüm detaylı parametreleri kolaylıkla görebileceğiniz bir dashboard karşılar. Kontrol paneli ile site ziyaretçilerinin performansı ve davranışları hakkında genel bir bakış açısı kazanabilir ve site trafiğini detaylı bir şekilde analiz ederek toplu ölçümler yapabiliriz. Kullanıcıların sayfa hareketlerini takip edebilir ve kullanıcının oturum süresince karşılaştıkları hataları detaylı bir şekilde görüntüleyebiliriz. Özetle kontrol paneli bize bir dizi web sitesi metriği sunmaktadır ve bu metrikler şu şekilde açıklanabilir: Sessions: Kullanıcıların web sitemizdeki oturum sayısıdır. Bu metrik total session olarak dashboard üzerinde görüntülenmektedir. Pages per Sessions: Kullanıcıların web sitemizdeki sayfa başına ortalama oturumlarını göstermektedir. Scroll Depth: Kullanıcıların web sitemizdeki ilgili sayfayı ne kadar kaydırdıklarını, yani scroll ettiklerini yüzdesel olarak ifade eder. Time Spent: Kullanıcıların web sitemizde aktif (active) ve pasif (ınactive)olarak ne kadar zaman geçirdiklerini görüntülememizi sağlayan metriktir.Sessions, scroll depth gibi metrikler bize kullanıcıların sitedeki oturum sayısı ve süresi hakkında bilgi verirken aşağıda yer alan metrikler ise kullanıcıların click oranlarından yola çıkarak karşılaştıkları hataları ve bu hatalara sebebiyet veren ilgili clickleri neden yaptıklarına dair bilgi sunmaktadır.Dead Clicks (Ölü Tıklamalar): Kullanıcıların web sitemizde yer alan ögelere tıklayıp yanıt alamama durumunu ifade eder. Dead clicks genellikle bozuk bağlantıların ve JavaScript hatalarından kaynaklı olabilmektedir. Rage Clicks (Öfke Tıklamaları): Bir kullanıcının aynı anda ,genellikle yaşamış olduğu dead clicks sebebiyle, aynı alanda pek çok kez tıklama yapması rage clicks yani öfke tıklamaları olarak adlandırılmaktadır. Öfke tıklamaları, yetersiz hedef boyutlarına veya yanıltıcı görsel tasarıma işaret edebilir. Excessive Scrolling (Aşırı Kaydırma): Bir kullanıcının ortalama bir kullanıcıdan daha sık olmak kaydıyla bir sayfa özelinde acele bir şekilde aşağı yukarı kaydırma yapmasını ifade etmektedir. Excessive Scrolling, zayıf keşfedilebilirliği ve alakasız içeriklerin varlığına işaret edebilmektedir. Quick Backs (Hızlı Geri Dönüşler): Kullanıcıların bir sayfaya gittikten sonra hızla bir önceki sayfaya geçmesini yani mevcut sayfasını terketmesini ifadee eder. Quick backs, oranının fazlalığı yanıltıcı ve yanlış içerik açıklamalarından kaynaklanıyor olabilir. Kullanıcıların web sitemize hangi lokasyon ve hangi device üzerinden geldiğini, web sitemizde en fazla hangi sayfa ve ürünleri görüntülediğini analiz edebileceğimiz metrikler ise şu şekildedir: Most Viewed Products: Bu veri bize kullanıcıların web sitemiz eğer bir e-ticaret sitesiyse sitemizdeki hangi ürünün popüler olduğu ve en fazla görüntüleme aldığı bilgisini sunar. Populer Pages: Kullanıcıların web sitemizdeki en fazla ziyaret ettiği popüler sayfaların verisini sunmaktadır. Refferers: Bu veri ile kullanıcılarımızın web sitemize hangi web sayfası aracılığı ile geldiği bilgisini vermektedir. Browsers: Bir kullanıcının web sitemize hangi browser üzerinden geldiği bilgisini vermektedir. Bu bilgi sayesinde kullanıcı kitlesi daha anlamlı bir şekilde analiz edilmektedir. Devices: Bir kullanıcının web sitemize hangi cihaz üzerinden geldiği bilgisini vermektedir. Bu bilgi sayesinde kullanıcı kitlesi daha anlamlı bir şekilde analiz edilmektedir. Countries: Bir kullanıcının web sitemize hangi ülkeden geldiği bilgisini vermektedir. Bu bilgi sayesinde kullanıcı kitlesi daha anlamlı bir şekilde analiz edilmekte ve site tasarımı kullanıcı kitlesine göre özelleştirilebilmektedir. Kontrol paneli, header alanında bulunan filter kısmı ile hangi sayfada veya hangi tarihte, hangi device özelinde analiz gerçekleştirmek istiyorsak bu analizi kolay bir şekilde yapmamıza olanak sağlar. Filter kısmı ile dashboard üzerindeki tüm alanları ayrıca özelleştirebildiğimiz için Clarity UX anlamında bizlere eşsiz bir deneyim sunmaktadır. Recordings (Oturum Kayıtları)Recordings sayfası, kullanıcıların web sitemizde gerçekleştirmiş olduğu oturumların (sessions) kayıtlarını izleyebildiğimiz alandır. Recording alanı ile her kullanıcının sayfa ziyaretlerini yeniden izleyebilmek ile birlikte kullanıcının, tam olarak nereye tıkladığını, hangi yerleri kaydırıp duraklattığını veya diğer sayfalara yaptıkları tıklamaları görebilmekteyiz. Ekstra yapılacak filtrelemeler ile birlikte sadece dead clicks, rage clicks, javascript errors alınan recordları izleyerek buradaki hataları minimize edebilmek için bir aksiyon planı da çıkartabilmekteyiz. Recordings sayfası, kullanıcı oturumlarını zaman çizelgesi olarak göstermekte ve ziyaret edilen sayfaları ve kullanıcıların etkileşime girdikleri sayfaları bir film gibi oynatabilme özelliği ile UX anlamında biz analistlerin markalarında mutlaka kullanması gereken bir yeni nesil davranışsal analiz tool’u olarak ön plana çıkmaktadır. İzlenen kayıtlar, imleç haraketlerini ve tıklamaları izlemeye ek olarak giriş ve çıkış URL’leri, oturum süresi, tarih ve cihaz gibi bilgileri de bizlere sunmaktadır. Ayrıca kullanıcı session süresince eher uzun süre herhangi bir işlem yapmadıysa burada “Haraketsizliği Atla” onay butonu ile bizlere birden çok oturumu görüntülerken büyük oranda zamandan tasarruf etmemizi sağlar. İzlenen kayıtlar sayesinde kullanıcıların session içerisinde ne kadar beklediğini ve bir sayfanın web veya mobile tarafta sayfa yüklenme süreleri hakkında da bilgi vermesi ile SEO tarafını da beslememize ayrıca imkan sağlamaktadır. Ayrıca her videonun üzerinde bulunan “Daha fazla ayrıntı” seçeneği sayesinde kullanıcıların eylemlerini zaman çizelgesini de göstermesi, hem session hem de kullanıcı hakkında detaylı bilgi edinebiliriz. Heatmaps (Isı Haritaları) Microsoft Clarity, heatmaps yani bir diğer ismiyle ısı haritaları ile kullanıcıların bir sayfayla nasıl etkileşim kurduğunu kolayca anlamamıza ve kullanıcılarımızın web sitemizde gerçekleştirmiş olduğu oturumları kırmızıdan maviye renk gecişleri ile görselleştirmemize olanak sağlar. Daha sıcak renkler (kırmızılar) kullanıcıların yoğunluklu olarak tıklama işlemi gerçekleştirdikleri popüler alanları gösterirken, daha soğuk renkler (maviler) ise kullanıcıların daha az etkileşim içerisine girdikleri popüleritesi az olan alanları gösterir. Kullanıcıların tam olarak nereye veya hangi alana tıkladığını gösteren bu özellik ile ziyaretçilerimizin sayfamızda ne kadar ilerlediğini görebilir ve ilgili alana neden ve nasıl ulaştığına dair ipuçları da yakabiliriz. Özetle heatmaps sayfası ile Clarity bizlere derinlemesine bir UX analizi için 3 çeşit ısı haritası sunmaktadır: Clicks Heatmaps (Tıklama Isı Haritaları): Kullanıcıların masaüstü, mobil veya tablet üzerinden web sitemizde gerçekleştirmiş olduğu tıklamaları göstermektedir. Scroll Heatmaps ( Kaydırma Isı Haritaları): Kullanıcıların bir sayfada aşağı bir şekilde o sayfayı ne kadar kaydırdığını göstermekte, yüzdesel olarak kullanıcının sayfayı ne kadar görüntülediği verisini bizlerle paylaşmaktadır. Area Heatmaps (Bölgesel Tıklama Isı Haritaları): Kullanıcıların masaüstü, mobil veya tablet üzerinden web sitemizde gerçekleştirmiş olduğu bölgesel tıklamaları göstermektedir. Özellikle click ve area clicks verileri spesifik bir tarih aralığı filtrelemesi yapılarak incelendiğinde web sitemizdeki - özellikle de web sitemizin ana sayfasındaki- hangi alanların yoğunluklu bir şekilde ilgili çekici olduğunu belirleme konusunda yardımcı olmakta tasarımsal olarak iyileştirmeler yapılacaksa bu veriler ışığında bizlere yol gösterir. Bir örnek ile anlatacak olursak; bir e-ticaret sitemizin olduğunu düşünelim. Büyük Kasım İndirimleri yani Black Friday döneminde web sitemizin Microsoft Clarity ile UX analizini yapalım. Bu analiz çerçevesince kullanıcılarımızın sitemizde gerçekleştirdiği etkileşim ve davranışları, sitemizdeki tüm performansını analiz edebilir ve clicks heatmap (tıklama ısı haritaları) verisi ile hangi kategori özelinde en fazla tıklama işlemi yaptığını tespit edebiliriz. Farz edelim Black Friday döneminde yapmış olduğumuz bu analiz sonucunda kullanıcılarımızın anasayfada en fazla Kadın > Jeans kategorisinde tıklama işlemi gerçekleştirmiş olsunlar. Analizi biraz daha detaylandırdığımızda ise, kullanıcılarımızın bu sayfa özelinde en fazla Mom Jeans, 32/33 size ve Dark Blue filtrelerinde tıklama yapmış olduğunu, yine aynı kullanıcılarımızın alışveriş davranışının mobil cihaz üzerinden gerçekleştiğini düşünelim. Ancak Kadın > Jeans sayfasında sessions gerçekleştiren, en fazla Mom Jeans, 32/33 size (beden) ve Dark Blue filtrelerinde clicks yapan bu kullanıcılar size (beden) filtesi alanında dead click yapmış olsunlar ve bu sebeple sepet adımına gidemesinler. Bu durum conversion'a (dönüşüme) giden yolda kullanıcı deneyimini olumsuz etkileyecek ve bize dead click yaşanan alanlarda hızlıca iyileştirme çalışmalarının yapılması gerektiği mesajını verecektir. Bu örnek özelindeki bir diğer UX adına yapılacak iyileştirme ise performans tarafını da besleyecek şekilde bir sonraki Black Friday döneminde ya da başka bir kampanya kurgusunda web sitemizde Mom Jeans, 32/33 size ve Dark Blue modelinde mobilden gelen kullanıcılara remarketing çalışmalarının yapılabileceği yönündedir. Tüm bu yukarıdaki örneklerden ve Microsoft Clarity’nin bizlere sunmuş olduğu kolay ve çok yönlü panel özellikleri ile söyleyebiliriz ki, UX analizleri yaparken Clarity, mutlaka web sitelerimizle buluşturmamız gereken belki de en iyi yeni nesil davranışsal analiz tool’udur. Umuyoruz ki bu yazı ile UX analizlerinizde Microsoft Clarity’e daha fazla yer verirsiniz. Bir sonraki yazımızda görüşmek dileğiyle...

Başarılı Bir Marka Topluluğu Nasıl Oluşturulur?
Ara 29, 2022 1019 reads

Başarılı Bir Marka Topluluğu Nasıl Oluşturulur?

Hedef kitlenizle daha iyi ve güçlü iletişim kurmanın yollarını mı arıyorsunuz? Öyleyse doğru yoldasınız çünkü bir marka topluluğu oluşturmak, müşteri ilişkilerinizi bambaşka bir düzeye taşıyacaktır.Marka toplulukları, en sadık müşterilerinizin bir araya geldiği bir yer olarak tanımlanabilir. İnsanlar, benzer fikirdeki kişileri buldukları bu topluluğun bir parçası olmaktan kendilerini ayrıcalıklı hissederler.Bu rehber, bir marka topluluğunun ne olduğunu, şirketiniz için neden önemli olabileceğini ve nasıl oluşturulması gerektiğini daha iyi anlamanıza yardımcı olmak için hazırlandı.O halde önemli kısıma hızlıca geçelim!Marka topluluğu nedir?Marka topluluğu, yalnızca “müşteri” ifadesine giren kişiler değil, aynı zamanda markayla duygusal bir bağ hisseden bir insan grubudur.Şirketinizden alışveriş yapan, içeriklerinizi beğenen, başkalarını etkileyen ve sık sık etkileşime giren insanlar, marka topluluğunuzun temel taşlarıdır.Ama bir konuda dikkatli olun: Marka topluluğu oluşturmak, marka farkındalığını artırmakla aynı şey değildir.Marka farkındalığı, şirketinizden satın almış veya en azından şirketten haberdar olmuş kişileri ifade ederken, marka topluluğu, markanızla ilgili neredeyse her şeyden keyif alan insanları temsil eder.Marka topluluğu neden oluşturmalısınız?Aslında neden oluşturmayasınız? Bu, markanız ile en sadık müşterileriniz arasında güçlü bir köprü kurmanın çok kolay ve etkili bir yoludur.Bir marka topluluğu oluşturduğunuzda, markanızın yeni özelliklerini ve ürünlerini test edebilir, geri bildirim toplayabilir ve genellikle düzenli müşterilerinizin yorumlarına dayalı olarak markanızı geliştirebilirsiniz; bu da müşteri odaklı kararlar almanızı sağlar.Ayrıca bilmelisiniz ki, marka topluluğunuz muhtemelen sosyal medyanın bir yerlerinde zaten mevcuttur. Yapmanız gereken, bu topluluğu bulmak, onlarla bağlantı kurmak ve topluluğun devam etmesi ve büyümesi için bir strateji oluşturmaktır.Hoşunuza gitti mi? Öyleyse nasıl yapıldığına geçelim.Başarılı bir marka topluluğu nasıl kurulur?Artık kitlenizin varlığının farkındasınız; onları bir araya getirip aitlik duygusu yaşatacak bir ortam sunmanın zamanı geldi.Güçlü ve başarılı bir marka topluluğu oluşturmanın tek bir yolu yok; bunu başarmanın pek çok farklı yolu var.Aşağıda birkaç temel adımı ele alacağız, böylece sizin için en uygun marka topluluğunu oluşturabilirsiniz. 1. Markanızı tanımlayın Öncelikle, markanızın sunduklarının ötesinde neyi temsil ettiğini tam olarak bildiğinizden emin olmalısınız. Şirketinizin amacı, vizyonu, kişiliği ve marka sesi burada önem kazanır. Markanızın ne ile tanınmasını, ne yapmayı ve neden yapmayı hedeflediğini ve kimleri etkilemek istediğini netleştirin. Bu kritik detayları belirlemek, markanızın temel değerlerini doğru şekilde iletmenizi ve hedef kitlenizi çekmenizi sağlar. 2. Hedeflerinizi ve metriklerinizi belirleyin Daha önce bahsettiğimiz gibi, marka toplulukları müşteri geri bildirimlerine dayalı seçimler yapmanıza olanak tanır. Ancak topluluk oluşturmaya başlamadan önce kendinize bazı sorular sormanız gerekir. Aşağıdaki sorular, marka topluluğunuz için bir strateji oluştururken size doğru yönü gösterebilir: Müşterilerimize ürünümüz veya meslekleriyle ilgili sorularda yardımcı oluyor muyuz? Hangi metrikleri takip etmek istiyoruz? Marka topluluğu esas olarak hangi amacı görecek? Topluluk üyelerimizi meşgul tutmak için neler yapacağız? Bu soruların cevaplarını belirleyip hedeflerinizi ve metriklerinizi tanımladıktan sonra bir sonraki aşamaya geçebilirsiniz. 3. Bir platform seçin Marka topluluğunuzla etkileşim kurmak için kullanabileceğiniz farklı platformlar var. Önce her seçeneğin artılarını ve eksilerini, kullanıcı davranışlarını ve faaliyetlerini değerlendirin; ardından kitleniz ve markanız için en uygun tek veya birkaç platformu seçin. Sosyal Medya Günümüzde hemen her marka sosyal medyayı kullanır. Sosyal medya, marka topluluğu oluşturmak için popüler ve kolay bir seçenektir. Bir topluluk hesabı/sayfası açabilir veya sadık müşterilerinizin katılabileceği özel bir grup oluşturabilirsiniz. Ring Concierge’nin Instagram hesabı buna bir örnektir. Mücevher perakendecisinin sahibi tarafından yönetilen bu sayfa 500.000’den fazla takipçiye sahiptir. Marka sahibi, hikayeleri aracılığıyla düzenli olarak soru-cevap oturumları yapar ve potansiyel yeni ürünler hakkında kitlenin görüşlerini toplar. Kullanıcı tarafından oluşturulan içerik ve marka etiketleriyle topluluk oluşturmak da etkili bir yöntemdir. Ayrıca, Instant Pot’un Facebook grubu gibi sosyal medya grupları da müşterilerinizin birbirleriyle ve markanızla etkileşime girebilecekleri bir alan sağlar. Bu grup 5 milyondan fazla üyeye sahiptir. Grup içinde sorun giderme desteği ve zaman zaman çekilişler düzenlenir. Forumlar Forumlar biraz eski moda görünse de büyük toplulukların ürün ve ilgi alanlarını tartışması için hâlâ çok uygundur. Electronic Arts (EA) forumları buna iyi bir örnektir. Topluluğa üyelik, sorunları hızlıca öğrenmek ve duyurular yapmak için EA’ya büyük avantaj sağlar. Üçüncü Taraf Platformlar Slack, Mobilizer ve Discord gibi platformlar, topluluk üyeleri için kanallar ve başlıklar oluşturarak etkileşim sağlar. Gucci, “GucciVault” adlı Discord sunucusunu NFT stratejisinin bir parçası olarak oluşturmuş ve ilk 20.000 üyeye özel roller ve ayrıcalıklar sunarak iki günde hedefine ulaşmıştır. Sadakat Programları En sadık müşterileriniz için ödüllendirici bir üyelik programı oluşturmak da marka topluluğu geliştirmenin bir yoludur. Starbucks gibi bir marka, uygulama üzerinden siparişlerde yıldız kazandırır ve bu yıldızlar ücretsiz içecekler gibi ayrıcalıklara dönüşür. Ayrıca uygulamayı arkadaşlarına öneren üyeler de ekstra yıldız kazanır ve topluluğu büyütür. 4. Marka topluluğunuzla etkileşime geçin Marka topluluğunuzu oluşturduğunuza göre, onlarla etkileşimi sürdürmeniz yeterli. Hızlı yanıt vermek, görüşlerine değer vermek ve sohbetler başlatmak, topluluğunuzun markanızla olan bağını canlı tutar. Kısacası, topluluğunuz büyürken onlara bağlı kalmaları için sebepler sunmaya devam edin!