AnalyticaHouse
Merve Aslan

Merve Aslan

Haz 18, 2025
21 min read

Reklamcılıkta 2025 İlk Çeyrek Gelişmeleri: Reklam Kurulu Kararları Işığında Sektörel Bir Bakış

Reklamcılıkta 2025 İlk Çeyrek Gelişmeleri: Reklam Kurulu Kararları Işığında Sektörel Bir Bakış

Reklamcılıkta 2025 İlk Çeyrek Gelişmeleri: Reklam Kurulu Kararları Işığında Sektörel Bir Bakış

1. Giriş: Reklamcılıkta Güncel Denetimler ve İşletmeniz İçin Önemi

Ticaret Bakanlığı bünyesinde faaliyet gösteren Reklam Kurulu, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve ilgili yönetmelikler uyarınca ticari reklamları ve haksız ticari uygulamaları titizlikle denetlemeye devam etmektedir. Bu denetimlerin temel amacı, tüketicilerin doğru ve eksiksiz bilgilendirilmesini sağlamak, onları aldatıcı veya yanıltıcı uygulamalara karşı korumak ve piyasada adil bir rekabet ortamının sürdürülmesine katkıda bulunmaktır. 2025 yılının ilk çeyreğinde alınan kararlar da bu genel çerçeveye hizmet etmekte olup, tüm sektörlerdeki işletmeler için dikkate değer dersler ve önemli ipuçları barındırmaktadır. Reklam Kurulu'nun denetim sıklığı ve kararlarının çeşitliliği, reklamcılık alanındaki "gri alanların" giderek daraldığını ve mevzuata uyumun artık bir tercih değil, kesin bir zorunluluk haline geldiğini açıkça ortaya koymaktadır. Her ay onlarca kararın alındığı ve bu kararların dijital platformlardan basılı yayınlara, sosyal medyadan influencer pazarlamasına kadar geniş bir yelpazeyi kapsadığı görülmektedir. Bu durum, Kurul'un geniş bir alanda aktif denetim yaptığını ve reklamverenlerin mevzuata aykırı uygulamalarının "fark edilmeme" olasılığının oldukça düşük olduğunu göstermektedir.

Reklam Kurulu kararlarını düzenli olarak takip etmek, işletmelerin sektörlerindeki güncel eğilimleri, Kurul'un yorumlarını ve özellikle hassasiyet gösterdiği konuları anlamaları açısından kritik bir öneme sahiptir. Bu bilgiler ışığında reklam stratejilerini mevzuata uygun bir şekilde planlayan işletmeler, olası idari yaptırımlardan (reklamı durdurma, düzeltme, idari para cezası gibi) korunmanın yanı sıra, tüketici nezdindeki güvenilirliklerini ve marka itibarlarını da güçlendirme fırsatı yakalarlar. Kurul kararlarının Ticaret Bakanlığı'nın resmi internet sitesi üzerinden basın bültenleri aracılığıyla kamuya açıklanması, bu kararların yalnızca ilgili taraflar için değil, tüm sektör paydaşları için birer "emsal" ve "öğrenme" kaynağı niteliği taşımasını sağlamaktadır. Bu sayede, hangi tür uygulamaların mevzuata aykırı bulunduğuna dair somut örnekler üzerinden genel bir farkındalık oluşmakta ve diğer reklamverenlerin benzer hataları tekrarlamasının önüne geçilebilmektedir. Bu yazının temel amacı da, 2025 yılının ilk çeyreğinde alınan Reklam Kurulu kararlarından hareketle, özellikle finans, e-ticaret ve perakende gibi sektörlerde faaliyet gösteren siz değerli partnerlerimiz için öne çıkan hususları sunmaktır..

2. 2025 İlk Çeyrek Reklam Kurulu Kararlarında Öne Çıkan Sektörel Değerlendirmeler

2025 yılının ilk çeyreğine ait Reklam Kurulu kararları incelendiğinde, çeşitli sektörlerde reklam ve ticari uygulamalara yönelik önemli değerlendirmeler yapıldığı görülmektedir.

2.1. Finansal Hizmetler ve Bankacılık Reklamları

Finansal hizmetler ve bankacılık sektöründeki reklamlarda, özellikle kredi kampanyalarının koşulları, "özel" tekliflerin niteliği ve çevresel beyanların doğruluğu konularında Kurul'un hassasiyet gösterdiği anlaşılmaktadır.

Kredi ve Kampanya Koşullarında Şeffaflık

Reklam Kurulu, finansal ürün ve hizmetlere ilişkin tanıtımlarda, tüketicilerin yanıltılmasına veya eksik bilgilendirilmesine yol açabilecek ifadelere karşı dikkatli bir tutum sergilemektedir.

Herkese Açık Olmayan 'Özel' Kredi Teklifleri: Şubat 2025'te Kurul, bir bankanın belirli bir telekomünikasyon şirketi müşterilerine "özel" olarak sunduğunu belirttiği "%0 faizli ihtiyaç kredisi" kampanyasını incelemiştir. Kurul, tanıtımlarda yer alan ‘...’lilere özel’ ifadesine karşın,... müşterisi olmayan tüketicilerin de söz konusu kampanyadan faydalanabildiğini tespit etmiş; bu durumun ortalama tüketicileri aldatıcı/yanıltıcı nitelikte olduğu ve dürüst rekabet ilkelerine aykırılık teşkil ettiği değerlendirilmiştir. Bu tür kararlar, "özel" veya "avantajlı" gibi sübjektif iddiaların, eğer bu iddiaların somut koşulları net bir şekilde ve ana vaatte belirtilmiyorsa, Kurul tarafından doğrudan yanıltıcı olarak değerlendirilme riskini artırdığını göstermektedir. Finansal kuruluşların bu tür ifadeleri kullanırken, tüm koşul ve istisnaları reklamın kolayca görülebilir bir yerinde ve anlaşılır bir dille belirtmesi büyük önem taşımaktadır. Zira bu tür ifadeler tüketicide belirli bir beklenti yaratmakta, bu beklenti karşılanmadığında veya koşullar gizlendiğinde tüketici yanıltılmış olmaktadır. Kurul'un, ana vaadin istisnalarının açıkça belirtilmemesini yanıltıcı bulması, finansal ürünlerin karmaşıklığı ve tüketicinin finansal kararlarının önemi göz önüne alındığında daha da hassas bir konu haline gelmektedir.

Koşulları Belirsiz 'Para Puan' Kampanyaları: Yine Şubat 2025'te bir bankanın "Şimdi Katılın,... TL Para Puan Kazanın!" şeklindeki kampanyası ele alınmıştır. Kurul, söz konusu tanıtımlarda yer alan ‘... TL Para Puan’ ifadesinin yanında, bu kampanyadan yararlanmak için belirli koşulların (örneğin, ilk kez kredi kartı başvurusunda bulunmak ve belirli harcama tutarına ulaşmak gibi) gerektiği yönünde yeterli ve açık bilgilendirme yapılmadığını tespit etmiş ve bu durumun reklamın ortalama tüketiciyi yanıltıcı nitelikte olduğu değerlendirilmiştir.

Koşulları Belirsiz Kripto Varlık Ödül Kampanyaları: Mart 2025'te ise bir kripto varlık işlem platformunun "Hazine Avı" kampanyası gündeme gelmiştir. Kampanyada vaat edilen "Macbook Pro, IPhone 16, PlayStation 5..." gibi ödüllerin adet ve niteliklerinin belirtilmemesi, "... Ürünü ve USDT Ödülü" gibi muğlak ifadeler kullanılması Kurul tarafından eleştirilmiştir. Kurul, "Yapılan incelemede, vaat edilen mal ve hizmetlerin adetlerine ilişkin herhangi bir bilgiye yer verilmediği, ‘... Ürünü ve USDT Ödülü’ şeklindeki ifadenin ise muğlak olduğu, bu haliyle reklam kurgusunun tüketicilerin karar verme süreçlerini manipüle edici nitelikte olduğu, dolayısıyla aldatıcı olduğu ve dürüst rekabet ilkelerine aykırılık teşkil ettiği" değerlendirmesinde bulunmuştur. Kripto varlıkların volatilitesi ve karmaşıklığı, tüketiciler için yüksek risk taşıdığından, bu alandaki reklamlarda risklerin ve ödül mekanizmalarının şeffaflığı kritik öneme sahiptir. Kurul, bu risklerin yeterince vurgulanmadığı veya ödüllerin yanıltıcı şekilde sunulduğu reklamları hedef almaktadır.

Çevresel Beyanlarda (Greenwashing) Dikkat Edilmesi Gerekenler

Çevresel duyarlılığın arttığı günümüzde, "yeşil reklam" veya "greenwashing" olarak da bilinen, ürün veya hizmetlerin çevreye etkileri konusunda yanıltıcı beyanlar içeren reklamlar da Kurul'un gündemindedir.

Kanıtlanamayan 'Çevreci Kredi' İddiaları: Ocak 2025'te, birden fazla bankanın "Çevreci Taşıt Kredisi", "Çevreci Ev Kredisi" gibi isimlerle sundukları kredilere ilişkin tanıtımlar incelenmiştir. Kurul, "...söz konusu tanıtımlarda yer alan ‘Çevreci Taşıt Kredisi, Çevreci Ev Kredisi’ şeklinde ifade edilen kredilerin çevre üzerinde gerçekte olduğundan daha olumlu etkisi olduğu yönünde bir izlenim oluşturduğu, kredinin esaslı unsuru olarak değerlendirilen faiz oranının ve ayrıcalıklı koşulların reklamda belirtilmediği... çevre konusundaki duyarlılıklarının ve bilgi eksikliklerinin istismar edildiği" değerlendirmesini yapmıştır. Bu tür kararlar, "greenwashing" olarak adlandırılan çevresel duyarlılıkların istismarının, finans sektöründe yeni ve önemli bir denetim alanı olarak ortaya çıktığını göstermektedir. Kurul, sadece "çevreci" demenin yeterli olmadığını, bu iddianın somut, ölçülebilir ve kanıtlanabilir verilere dayanması gerektiğini net bir şekilde ortaya koymaktadır. Tüketicilerin çevre bilincinin artmasıyla birlikte, bu tür iddiaların reklamdaki etkisi de artmakta ve Kurul, bu etkinin kötüye kullanılmasını engellemeye çalışmaktadır. Finansal kuruluşların sundukları "yeşil" ürünlerin çevresel faydalarını şeffaf ve doğrulanabilir bir şekilde iletmeleri gerekmektedir.

2.2. E-Ticaret ve Perakende Reklamları (Giyim, Ayakkabı, Genel Perakende Dahil)

E-ticaret ve perakende sektöründe, özellikle indirim kampanyalarının sunumu, ürün bilgilerinin doğruluğu ve tüketici yorumlarının yönetimi konularında dikkat çekici kararlar alınmıştır.

Aldatıcı İndirim Uygulamaları ve Fiyat Şeffaflığı

İndirimli satışlar, tüketicilerin satın alma kararlarını etkileyen önemli bir faktör olmakla birlikte, bu indirimlerin sunuluş biçimi Kurul tarafından yakından incelenmektedir.

"Son 30 Gün En Düşük Fiyat" Kuralına Uyulmaması: Şubat 2025'te bir perakende zincirinin bir buzluk ürününde yaptığı indirimde, indirim öncesi fiyatın son 30 gün içindeki en düşük fiyat olmaması nedeniyle Kurul, "...ürünün indirimli satışa konu edildiği, ancak indirim öncesi fiyatının Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliği’nin ilgili maddesinde yer alan ‘indirimli satışa konu edilen mal veya hizmetin indirimden önceki satış fiyatının tespitinde indirimin uygulandığı tarihten önceki otuz gün içinde uygulanan en düşük fiyat esas alınır’ hükmüne aykırı olduğu" değerlendirmesinde bulunmuştur. "Son 30 gün en düşük fiyat" kuralı, indirimli satış reklamlarında Kurul'un en çok üzerinde durduğu ve en sık ihlal edilen konulardan biridir. Bu kurala uyum, özellikle büyük indirim dönemlerinde kritik önem taşımaktadır. E-ticaret platformlarının dinamik fiyatlandırma stratejileri bu kurala uyumu zorlaştırsa da, bu durum bir mazeret olarak kabul edilmemektedir.

Belirsiz ve Yanıltıcı İndirim Oranları: Mart 2025'te bir giyim markasının web sitesindeki "%40'a Varan İndirim" kampanyası incelenmiştir. Kurul, "...%40 oranında indirim yapılan ürün sayısının toplam ürün sayısının yalnızca %5’ini oluşturduğu, bu durumun ortalama tüketicinin makul beklentisinin altında olduğu... ‘ne kadar indirim uygulanacağı hususlarında anlam karışıklığına yol açarak tüketicileri yanıltabilecek veya gerçekte olduğundan daha fazla indirim uygulanıyormuş izlenimi oluşturacak ifade veya görüntülere yer verilemez.’ hükmüne aykırılık teşkil ettiği" sonucuna varmıştır.

Satıştan Sonra Fiyat Artışı: Yine Mart 2025'te, bir e-ticaret sitesinde, tüketicinin sipariş verdiği bir mikrodalga fırın yedek parçasının "tedarik sorunu" gerekçesiyle iptal edilip, hemen ardından daha yüksek fiyattan satışa sunulması durumu ele alınmıştır. Kurul, "...tüketicinin... TL bedel ile verdiği siparişin ‘tedarik edilemediği’ gerekçesiyle iptal edildiği, akabinde ise aynı ürünün... TL bedel ile satışına devam edildiği, firmanın Bakanlığa gönderdiği savunma yazısında ise söz konusu fiyat artışına ilişkin herhangi bir bilgi ve belge sunmadığı tespit edilmiş olup, anılan reklam ve ticari uygulamanın... aldatıcı ve yanıltıcı nitelikte olduğu" değerlendirmesini yapmıştır.

Ürün Bilgileri ve Garanti Sürelerinde Doğruluk

Tüketicilere sunulan ürün bilgilerinin ve garanti koşullarının doğru ve eksiksiz olması, aldatıcı reklamların önlenmesi açısından büyük önem taşımaktadır.

Yanıltıcı Garanti Süresi Beyanı: Ocak 2025'te, bir e-ticaret platformunda satılan bir ana kucağı ürününün reklamlarında "5 yıl garantili" olarak tanıtılmasına rağmen, tüketiciye teslim edilen garanti belgesinde "2 yıl garanti" yazması üzerine Kurul, "...ürün görselinde ürünün ‘5 yıl garantili’ olduğu bilgisine yer verilmesine karşın tüketiciye teslim edilen ürüne ait garanti belgesinde ‘2 yıl garantili’ olduğu bilgisinin yer aldığı... dolayısıyla gerçeği yansıtmayan söz konusu reklamların tüketicileri aldatıcı ve yanıltıcı nitelikte olduğu" değerlendirmesinde bulunmuştur.

Ürün İçeriği Bilgisinin Gizlenmesi: Mart 2025'te, bir ayakkabı markasının Türkçe web sitesinde satılan ayakkabıların içeriğinde domuz derisi kullanıldığı bilgisinin yer almaması, ancak aynı ürünlerin uluslararası sitede bu bilgiyle satılması durumu incelenmiştir. Kurul, "...uluslararası internet sitesinde ‘pigskin suede and synthetic overlays’ (domuz derisi süet ve sentetik katmanlar) şeklinde ürün içeriğine ilişkin bilgilere yer verildiği, ancak anılan firmanın Türkiye internet sitesinde satışa sunulan aynı ürünlere ilişkin Türkçe tanıtımlarda ise ‘süet ve sentetik kaplamalar’ şeklinde ifadelere yer verildiği... toplumun genel dini hassasiyetlerine aykırı bir bileşenin doğrudan veya dolaylı olarak kullanılması halinde, bu hususun reklamlarda açıkça belirtilmesi gerektiği hükmüne aykırılık teşkil ettiği" değerlendirmesini yapmıştır. Ürün içeriğiyle ilgili (özellikle domuz derisi gibi hassas konularda) eksik veya yanıltıcı bilgi vermek, sadece tüketiciyi aldatmakla kalmamakta, aynı zamanda markanın itibarını da ciddi şekilde zedeleyebilmektedir. Kurul'un bu konuda verdiği kararlar ve özellikle tekrar eden ihlallerde artan yaptırımlar, konunun ciddiyetini göstermektedir.5

Tüketici Yorumları ve E-ticaret Platformlarında Haksız Uygulamalar

E-ticaret platformlarındaki tüketici yorumlarının şeffaflığı ve platformların genel işleyişindeki dürüstlük, Kurul'un dikkatle izlediği alanlardır.

Olumsuz Tüketici Yorumlarının Yayınlanmaması: Ocak 2025'te bir e-ticaret platformunda, bir tüketicinin satın aldığı ürünle ilgili yazdığı olumsuz yorumun "kriterlere uygun olmadığı" gerekçesiyle yayınlanmaması üzerine Kurul, "...internetin genel kullanıma açık bir ortam olması ve tüketicilerin mal veya hizmetlere ilişkin değerlendirmelerini yayınlayabildikleri platformlarda bu değerlendirmelerin olumlu ya da olumsuz ayrımı olmaksızın yayınlanması gerektiği... dolayısıyla olumsuz olduğu gerekçesiyle tüketici yorumunun yayınlanmayarak haksız ticari uygulamada bulunulduğu" değerlendirmesini yapmıştır.

E-ticaret Metriklerini Manipüle Etmeye Yönelik Hizmet Reklamları: Şubat 2025'te, çeşitli web siteleri ve haber ajansları üzerinden, e-ticaret platformlarındaki satıcıların takipçi, beğeni, favori sayılarını ücret karşılığında artırmayı vaat eden hizmetlerin reklamı yapılması incelenmiştir. Kurul, "...reklam veren tarafından çeşitli bedeller üzerinden... sistemi üzerinden gerçekleştirilen favori/beğeni/soru/takipçi vb. sayılarının manipüle edilerek ilgili ürünlerin sıralamalarda ön plana çıkartılacağı vaatlerinde bulunulduğu, bu durumun tüketici değerlendirmeleri başta olmak üzere Ticari Reklam mevzuatına aykırı olduğu" değerlendirmesinde bulunmuştur. E-ticaret platformlarının, kendi sattıkları ürünler kadar, platformlarındaki üçüncü taraf satıcıların uygulamalarından da dolaylı olarak etkilenebileceği ve hatta bazı durumlarda sorumlu tutulabileceği (özellikle tüketici yorumlarının yönetimi, yanıltıcı bilgilerin kaldırılması gibi konularda) bir eğilim gözlenmektedir. Bu durum, platformların satıcılarını denetleme ve eğitme sorumluluğunu da beraberinde getirmektedir.

2.3. Ödeme Sistemleri Reklamları

Ödeme sistemleri ve yeni nesil finansal teknolojilere ilişkin reklamlarda, özellikle risklerin ve vaatlerin net bir şekilde ifade edilmesi önem kazanmaktadır.

Kripto Varlık Yatırım Reklamlarında Risk Uyarısı Eksikliği: Şubat 2025'te bir ödeme ve elektronik para kuruluşunun mobil uygulamasında yer alan "Yatırım Yapmaya Başla" gibi ifadelerle kripto varlık alım satımına yönlendirme yapılması, ancak kripto varlıkların riskleri konusunda yeterli ve açık bir uyarıya yer verilmemesi durumu ele alınmıştır. Kurul, "...söz konusu tanıtımlarda kripto varlık alım satımına yönelik yönlendirme yapıldığı, ancak kripto varlıkların doğasında bulunan oynaklık, kayıp riski gibi önemli hususlarda tüketicileri yeterince ve açıkça bilgilendiren bir uyarıya yer verilmediği tespit edilmiş olup, bu durumun reklamın tüketicilerin bilgi eksikliğini istismar ederek yanıltıcı nitelikte olduğu" değerlendirmesini yapmıştır. Finansal hizmetlerin dijitalleşmesi ve yeni yatırım araçlarının popülerleşmesiyle birlikte, Reklam Kurulu'nun bu alandaki denetimlerinin artması beklenmektedir. Özellikle risklerin net bir şekilde ifade edilmesi ve yanıltıcı getiri vaatlerinden kaçınılması kritik olacaktır.

3. Genel Değerlendirme ve Geleceğe Yönelik İpuçları

Reklam Kurulu'nun 2025 yılının ilk çeyreğinde aldığı kararlar, reklamverenler için önemli dersler içermekte ve gelecekteki reklam stratejilerine ışık tutmaktadır. Bu kararlar incelendiğinde, özellikle indirimli satış kampanyalarının şeffaflığı (son 30 gün en düşük fiyatı, kampanya süresi, stok miktarı, indirim oranının netliği), e-ticarette sunulan bilgilerin doğruluğu (ürün özellikleri, garanti, teslimat, tüketici yorumları, ürün içeriği) ve finansal hizmet reklamlarında yanıltıcı vaatlerden kaçınılması konularında yoğun bir denetim faaliyeti olduğu görülmektedir. Kurul kararlarında, yapılan iddiaların (özellikle "en", "tek", "lider" gibi üstünlük belirten veya özel avantaj vaat eden ifadelerin) somut verilerle desteklenmesi gerektiği ve ispat külfetinin reklamverende olduğu prensibi bir kez daha teyit edilmiştir.

Bu doğrultuda, işletmelerin reklam kampanyalarını yayına almadan önce detaylı bir hukuki ön kontrolden geçirmeleri, yanıltıcı veya eksik bilgi içermediğinden emin olmaları büyük önem arz etmektedir. Özellikle indirim kampanyalarında, fiyat geçmişi kayıtlarının düzenli tutulması ve kampanya koşullarının tüketicinin kolayca anlayabileceği şekilde açık ve net bir biçimde belirtilmesi gerekmektedir. E-ticaret sitelerinde tüketici yorumlarına müdahale edilmemesi, ürün bilgilerinin (özellikle içerik ve garanti koşulları) eksiksiz ve doğru bir şekilde sunulması, platformların itibarı ve tüketici güveninin tesisi için elzemdir. Dijitalleşmenin hız kesmeden devam etmesiyle birlikte, Reklam Kurulu'nun denetimlerinin daha da artarak sürmesi beklenmektedir. Algoritmik reklamcılık, kişiselleştirilmiş teklifler ve tüketici verilerinin kullanımı gibi yeni teknolojilerin getirdiği reklam uygulamalarının da gelecekte Kurul'un gündemine daha sık gelmesi muhtemeldir. Zira kararların büyük çoğunluğunun dijital mecralardaki reklamlarla ilgili olması ve tüketicilerin alışveriş ile bilgi edinme alışkanlıklarının giderek dijitale kayması, bu alandaki yanıltıcı uygulamaların etki alanını genişletmektedir. Reklam Kurulu kararları genellikle şikayet üzerine 2 veya resen inceleme ile alınsa da, işletmelerin sadece olası bir yaptırımdan kaçınmak için değil, aynı zamanda marka itibarlarını korumak ve tüketiciyle şeffaf, dürüst bir ilişki kurmak adına proaktif bir mevzuata uyum yaklaşımı benimsemeleri, uzun vadede sürdürülebilir başarı için kritik bir faktör olarak öne çıkmaktadır. Yanıltıcı reklamlar yalnızca idari yaptırımlara yol açmakla kalmamakta, aynı zamanda tüketici güvenini sarsmakta ve marka imajını olumsuz etkilemektedir. Günümüzün bilinçli tüketicisi bilgiye daha kolay ulaşabildiğinden, şeffaf ve dürüst iletişim kuran markalar uzun vadede sadık bir müşteri kitlesi oluşturma potansiyeline sahiptir. Bu nedenle, mevzuata uyum bir maliyet kalemi olarak değil, markanın geleceğine yapılan bir yatırım olarak görülmelidir.


Önemli Kararlar:

Reklam Kurulu, 13.02.2025 tarihli 2025/517 Numaralı Kararı.

Reklam Kurulu, 13.02.2025 tarihli 2025/549 Numaralı Kararı.

Reklam Kurulu, 13.03.2025 tarihli 2025/35 Numaralı Kararı.

Reklam Kurulu, 16.01.2025 tarihli 2025/7947 Numaralı Kararı.

Reklam Kurulu, 13.02.2025 tarihli 2025/694 Numaralı Kararı.

Reklam Kurulu, 13.03.2025 tarihli 2025/1152 Numaralı Kararı.

Reklam Kurulu, 13.03.2025 tarihli 2025/528 Numaralı Kararı.

Reklam Kurulu, 16.01.2025 tarihli 2024/6203 Numaralı Kararı.

Reklam Kurulu, 13.03.2025 tarihli 2024/1149 Numaralı Kararı.

Reklam Kurulu, 16.01.2025 tarihli 2024/7278 Numaralı Kararı.

Reklam Kurulu, 13.02.2025 tarihli 2025/700 Numaralı Kararı.

Reklam Kurulu, 13.02.2025 tarihli 2025/32 Numaralı Kararı.

Reklam Kurulu, 16.01.2025 tarihli 2024/6578 Numaralı Kararı.

Reklam Kurulu, 13.02.2025 tarihli 2024/7463 Numaralı Kararı.

More resources