Sürdürülebilirlik, e-ticaret için de göz ardı edilebilir bir faktör değildir, olmamalıdır. Çevresel sürdürülebilirliğin artan eğilimi, insanlığın kapitalizmin “büyü ya da öl” emrinin yıkıcı doğasıyla savaşma refleksidir. E-ticarette sürdürülebilirlik kavramı iş modellerinden ambalaj ürünlerine kadar değişebilir ve bu durum yeni nesilin daha çok rol üstlenmesi ile birlikte önümüzdeki yıllarda giderek daha önemli hale gelecektir.
Çevre ve sürdürülebilirlik bilinci, global e-ticarette uzun zamandır bir trend olmuştur. Tüketicilerinden gelen artan sürdürülebilirlik taleplerini başarıyla karşılamak amacıyla, online perakendeciler bir süredir kurumsal sosyal sorumluluk ve tedarik zincirinde çevre dostu yaklaşımlar gibi konular üzerinde kafa yoruyorlar.
Bu yazıda şunları ele alacağız:
- Sürdürülebilirlik Nedir?
- E-Ticaret Sektöründe Sürdürülebilirlik
- Yeni Nesilin Sürdürülebilirliğe Bakışı
- Örnek Markalar
- Sürdürülebilirlik Nedir?
Son yıllarda giderek daha fazla duymaya başladığımız kavram olan “sürdürülebilirlik”, isminden de anlaşılacağı üzere tüm dünyada bütün canlıların sürekli var olabilmesini sağlamayı amaçlıyor. Yani nihai hedef, bugünkü yaşam konforumuzdan ödün vermeden ve gelecek kuşakların da en az bizim kadar istifade edebileceği, kaynaklarını kontrollü bir şekilde kullanabileceği, içinde sağlıklı ve mutlu yaşayabileceği bir dünya inşa etmektedir. Bunun için de yapılan her çalışmanın doğa ile uyumlu olması esastır. Bu çalışmalara E-Ticaret’te dahildir. Bireysel ve kurumsal düzeydeki hiçbir çalışma, doğanın dengesinin bozulmasına sebebiyet vermemeli; aksine bu dengenin kalıcı olmasına doğrudan veya dolaylı olarak katkıda bulunmalıdır.
A. E-Ticarete Başlarken
E-Ticaret 90’lı yıllardan itibaren Dünya genelinde hızla yaygınlaşmıştır. Türkiye’de ise, özellikle son 20 yıldır popüler hale gelmiştir. Haliyle bunun getirisi olarak büyük bir alışveriş sirkülasyonu olduğu için atık maddelerde de artış olmuştur. Kargo kutuları, sarılan plastik poşetler, kargo firmalarının kendilerine özel bastırdıkları plastik paketler vs., bunlar büyük bir çöp yığını olarak geri dönüş sağlamaktadır. Böyle bir durumda klasik ticaret yapıp da e-ticarete dönen firmalar artık doğa dostu E-Ticaret konusuna daha fazla eğilim göstermiş, sürdürülebilirlik konusunda daha da temkinli olmaya başlamak durumunda kalmışlardır.
B. Dünya Genelinde Sürdürülebilirlik
Doğayı korumak ve Dünya'da sürdürülebilir yaşamı sağlamak için insanlığa bilim insanlarından geniş katılımlı bazı çağrılar ve uyarılar olmuştur. Bu çağrılar ve uyarılar, insanlığı doğaya zarar vermemek için köklü değişiklikler yapmaya ve acil önlemler almaya çağırıyor.
Sürdürülebilir yaşamı sağlayabilmek ve destekleyebilmek uluslar açısından kaçınılmaz hale gelmiştir. Bu nedenle uluslar, ekonomik kalkınmayı sürdürürken çevreye zarar verecek eylemlerden kaçınmalı ve sürdürülebilir kalkınma için stratejik planlar geliştirmelidir.
Sürdürülebilir kalkınmanın aciliyeti tüm dünya için her geçen gün daha çok artış göstermektedir. Birçok uluslararası kuruluş da sürdürülebilirlik konusunda çaba göstermektedir. Avrupa Birliği (AB) ve Birleşmiş Milletler (BM) gibi bazı uluslararası kuruluşlar, ulusların sürdürülebilir kalkınmasını sağlamak için harekete geçmiş ve çeşitli stratejiler ve politikalar geliştirmişlerdir.
Avrupa 2020 stratejileri kapsamında Avrupa Komisyonu üç ana büyüme önceliği belirlemiştir. Bu büyüme önceliklerinden biri de "Daha verimli, daha yeşil ve daha rekabetçi bir ekonomiyi teşvik eden sürdürülebilir büyüme." olarak tanımlanmıştır. Bununla birlikte Birleşmiş Milletler (BM) tarafından daha kapsamlı bir adım atılmıştır.
BM, 2000 yılında Binyıl Kalkınma Amaçları'nı (MDG- Millennium Development Goals) belirlemiş ve 2015'te bu hedefleri Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SDG – Sustainable Development Goals) olarak genişletmiştir. SDG'ler, ulusların sürdürülebilir kalkınmayı başarmaları için en kapsamlı eylem olarak kabul edilmektedir.
Bu amaçlar, Dünya Bankası (The World Bank Group, 2017) ve Uluslararası Para Fonu (IMF, 2020) tarafından da finansal olarak desteklenmektedir. Eylül 2015'te BM, 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündeminin (Agenda for Sustainable Development) temel bileşenleri olarak 17 SDG'yi kabul etmiştir. Bu SDG'ler, 2015 yılının sonunda sona ermiş olan Binyıl Kalkınma Hedeflerinin genişletilmiş versiyonlarıdır.
BM'nin tüm üyeleri SDG'leri kabul ederek sürdürülebilir kalkınmanın üç boyutunu (çevresel, sosyal ve ekonomik kalkınma) da içeren sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek için harekete geçmeyi kabul etmiştir.
C. Karbon Ayak İzinin Azaltılması
Özellikle de tedarik ve kargoların taşınması sürecinde (araba ya da uçakla taşındığı için) fazlasıyla fosil yakıt kullanılmaktadır. Fosil yakıtların kullanımı da karbon ayak izinin artmasına sebep olmaktadır. Karbon ayak izinin azaltılması küresel ısınmanın durdurulmasına ve azaltmasına da ön ayak olur.
Karbon ayak izinin azaltılmasına ön ayak olan firmalara, daha doğrusu Türkiye’deki firmalara verilebilecek en iyi örnek belki de Yemek Sepeti’dir. Her gün neredeyse milyonlarca sipariş alan, neredeyse milyonlarca satış yapan bu Web sitesi plastik çatal ve kaşığı kaldırmıştır. Böylece büyük çapta oluşan plastik çöpün önüne geçilmesi sağlanmıştır. Karbon ayak izini azaltmaya yönelik önemli adımlardan birini atan bir diğer firma ise Koton’dur.
Koton, karton kutuları çeşitli doğa dostu ve sürdürülebilir şekilde kullanmaya çalışmıştır. Bu da karbon ayak izinin azaltılmasına sebep olmuştur. LC Waikiki ise karton kutuları çocuklar için oyuncağa dönüştürme projesini başlatmıştır. Kendi Web sitelerinden naklen;
‘’LC Waikiki yeni projesiyle çocukların gönlünü kazanmak için hazırlanıyor. Firmanın E-ticaret Genel Müdürü Ömer Barbaros Yiş’in LinkedIn hesabından yaptığı paylaşıma göre, LC Waikiki kargo kutuları artık oyuncağa dönüşecek.
Yaptığı projelerle çocuklar başta olmak üzere müşterilerinin gönlünü kazanmış olan LC Waikiki, yeni kampanyası ile çocukları sevindirmeye hazırlanıyor. Dikkat çekici e-ticaret kampanyalarına imza atan marka, kargo kutularını çocuklar için birer oyuncağa dönüştürüyor.
Şu an konuyla ilgili bir detay bulunmasa da LC Waikiki E-Ticaret Genel Müdürü Ömer Yiş, LinkedIn hesabından yaptığı paylaşımda projeyle ilgili bazı ipuçları vermekte.
D. Yeni Nesil
70’lerde Hippi akımının etkisiyle doğaya karşı saygılı olma, sürdürülebilirlik konuları yavaş yavaş insanlar arasında yayılmaya ve duyulmaya başlamıştır. 90’larda ise E-Ticaretin Dünya genelinde yaygınlaşmasından sonra e-ticarette sürdürülebilirlik konusu hakkında da konuşulmaya başlanmıştır.
90’larda doğan Y kuşağı kendinden önceki kuşaklardan (Baby Boomer ve X kuşaklarından) daha bilinçli ve hassasiyetlidir. Sonrasında gelişen ekonomik krizler, doğa katliamları (bkz. Amazon ormanlarının tahribatı, küresel ısınmadan ötürü eriyen buzullar, Avusturalya ve diğer ülkelerde çıkan yangınlar vs. vs.) Z kuşağının sürdürülebilirlik konusunda daha da dikkatli olmasını sağlamıştır.
Ayrıca internetin- tabiri caizse- içinde doğan Z kuşağı için internetten alışveriş normal alışverişin yerini tutmaya hatta ondan daha da önde olduğu için e-Ticarette sürdürülebilirlik oldukça önemli bir hale gelmiştir. Bu yüzden gençlerin sürdürülebilir e-ticaret yapan firmaları tercih etmeleri daha olasıdır. Bunu bilen ve klasik ticaretten e-ticarete yönelen veya direkt e-ticaretle başlayan firmalar sürdürülebilirliğe yönelmişlerdir. Bu hem ticari bir hamle, hem de doğaya saygının göstergesidir.
E. Türkiye’de Sürdürülebilir E-Ticaret
Türkiye’de E-Ticaret Yaklaşık 20 küsur yıldır var olagelmiştir. Ama insanların başlangıçta ‘’internete güvenmemesinden’’ ötürü çok fazla geliştiğini söyleyemeyiz. E-ticaret Türkiye’de yaklaşık son 5 yıldır gelişmiş ve satışlar artmış durumdadır. Özellikle Korona Virüs ile gelen Pandemi ile tüm Dünya’da olduğu gibi Türkiye’de de satışlar pik noktasına ulaşmıştır.
Dünya’da uzun süredir var olan ve Türkiye’de nispeten daha yavaş gelişmiş olan e-Ticaret, Türkiye’de daha geç gelişmeye başladığı için e-Ticarete atılan klasik ticaret yapan firmalar ya da yeni açılıp e-Ticaret yapan firmalar bu duruma hızla uyum sağlamaya ve gelişmeye çalışıyorlar.
Örnek Markalar
Türkiye’deki sürdürülebilir e-Ticarete örnek olan bazı firmalar şöyle sıralanabilir:
E-Bebek
Türkiye’de sürdürülebilirlik dendiği zaman akla gelen ilk firmadır desek yanılmış olmayız. Çünkü Türkiye’de sürdürülebilirliğin öncülerindendir, hatta ilk yapan firmadır.
Sertaç Doğanay’ın Instagram’da yaptığı paylaşıma göre firma ‘’deterjan dolum merkezleri’’ ile ilgi çekiyor. Sistem şöyle işliyor; öncelikle büyük mağazalara içi deterjan dolu büyük kutu benzeri sistemler geliyor. Dediğimiz gibi içleri deterjan dolu ve isteyen müşteriler deterjan kutularını ile gelip buralardan deterjan doldurup gidebiliyor. Hem de marketlerde satılanlardan daha uygun fiyatlara.
Böylelikle hem insanlar deterjan ihtiyaçlarını uygun fiyata karşılamış oluyor, hem sürekli aynı deterjan kutusunun doldurulup kullanılması sebebiyle daha fazla plastik deterjan kutusu üretilip de doğaya zarar verilmemesi sağlanıyor, hem de sürdürülebilir ve doğa dostu bir ticaret anlayışıyla konumuza da uygun hale geliyor.
Mavi
Mavi ise sürdürülebilirlik konusunda yeni bir adım atarak iade edilen ürünleri yeni poşete koymak yerine yapıştırılabilen alanı olan poşete geçmiştir. Bu şekilde poşet kullanımını en aza indirerek sürdürülebilirliğe bir adım atmıştır.
Ayrıca Mavi sürdürülebilir bir gelecek için ‘Mavi Dönüşüm’ projesine başladı. Geri dönüştürülmüş şişeler Mavi’nin otuz yılı aşkın uzmanlığıyla Jean oldu.
Mavi, iki yıl önce hayata geçirdiği All Blue sürdürülebilirlik stratejisini ‘Mavi Dönüşüm Başladı’ söylemiyle ileriye taşıdı. Marka, sürdürülebilir bir gelecek için doğaya saygılı ürünler geliştirmeye devam ederken, plastik şişelerin geri dönüştürülmesiyle elde edilen Repreve karışımlı kumaşlarla Mavi Sport koleksiyonunu tasarlayarak devrim niteliğinde bir çalışmaya imza attı. Mavi, Jean’in hikâyesini yeniden yazarak tam 593.750 pet şişeyi Jean’e dönüştürdü. Jean’lerin her birinde toplam 8 adet pet şişe kullanıldı. Üstelik bu Jean’ler son derece üstün kalitede.
Mavi CEO’su Cüneyt Yavuz: ‘İnovasyon ve teknolojiden güç alarak denimi dönüştürüyor ve 2030 yılına kadar tüm denim koleksiyonumuzun sürdürülebilir All Blue ürünlerinden oluşmasını amaçlıyoruz. Doğaya saygılı, sürdürülebilir, kaliteli ve döngüsel ekonomi odaklı ürünler tasarlayarak oluşturduğumuz All Blue koleksiyonumuz ile değişen tüketici taleplerine yanıt veriyor ve aynı zamanda tüketim alışkanlıklarının değişmesine de öncülük ediyoruz. Denimde yarattığımız inovasyonun en iyi temsilcisi olan All Blue koleksiyonunda daha az enerji, su, kimyasal kullanıyor; organik, geri dönüştürülmüş ve ileri dönüştürülmüş malzemeler tercih ediyoruz.’ söylemiyle, markanın sürdürülebilirliğe son derece önem verdiğini kanıtlamıştır.
Sürdürülebilirlik konusunda öncü duruşunu kanıtlamış Mavi’nin gördüğümüz bir yeniliği de kargo poşetlerinde oldu. Firma gönderdiği ürünleri iade etme ihtimalinin olduğunu bildiği için poşetleri tekrar kullanılabilir hale getirmiş ve ayrı bir kapama yeri eklemiş. Bu sayede ürününüzü iade etmek istediğinizde aynı poşete koyup sanki yeni bir poşetmiş gibi kolaylıkla kapatabiliyorsunuz.
LC Waikiki
LC waikiki ise bir diğer sürdürülebilirlik yöntemlerini deneyen firmadır. Kendi Web sitelerinde geçen ‘’Doğa dostu, organik ve sürdürülebilir Green Koleksiyonu’’ ismindeki koleksiyonlarıyla sürdürülebilirlik yolunda emin adımlarla ilerlediklerini ve yerlerini aldıklarını göstermişlerdir.
İyi giyinmek kadar iyi ve temiz bir havanın solunmasının, temiz ve kaliteli suya ulaşımın, iyi koşullarda çalışmanın herkesin olduğunun ne kadar önemli olduğunu da belirterek devam etmişlerdir. ÇEVKO kapsamında da çeşitli çalışmalar yaparak doğayla iç içe olduklarını belirtmişlerdir.
Aynı zamanda insanlar kadar hayvanlara da değer verdiklerini göstermek adına ürünlerini hayvan dostu olarak üretmiş ve bu konuyla ilgili sertifikalar da almışlardır.
Marketing Türkiye’nin yaptığı son habere göre kargo kutularını oyuncağa çevirmeyi hedeflediklerini öğrendik. Şu an konuyla ilgili bir detay bulunmasa da LC Waikiki’nin E-ticaret Genel Müdürü Ömer Barbaros Yiş‘in LinkedIn hesabından yaptığı paylaşım, projeyle ilgili bazı ipuçları veriyor.
Boyner Grup
Diğer örnek verebileceğimiz marka ise Boyner’dir. Kendi Web sitelerinde doğa dostu sürdürülebilirliğin ne kadar önemli olduğunu, insan onuruna yakışan iş ortamını Boyner Grup bünyesinde çalışan her çalışana sağladıklarını vb. gibi konulara değinmişlerdir.
Sürdürülebilirlik ve Kurumsal Sosyal sorumluluk faaliyetlerini 4 ana başlık altında toplamışlardır. Bunlar; ‘’Toplumsal Etki, Çevresel Etki, İşyerinde Demokrasi, Değer Zincirimiz’’ olarak sıralanmaktadır. Web Sitesinde naklen;
‘’İnsan onuruna yakışan iş ortamları, iş yerinde demokrasinin tesisi, çevre dostu uygulamalar, sürdürülebilir tedarik zinciri, topluma yatırım ve müşteri mutluluğu ana başlıkları altında topladığımız sürdürülebilirlik faaliyetlerimizi, iç ve dış paydaşlarımızın, sürdürülebilirlik politika ve uygulamalarımıza katılımını sağlayacak, katkı ve değerlendirmelerini alacak platformlar yaratarak gerekse üye olduğumuz platformlar üzerinden diyaloğa geçerek planlıyor ve uyguluyoruz. Sürdürülebilirliği tüm değer zincirimizde yaygınlaştırmak için 2013 yılından bu yana tedarik zincirimizde de farkındalık yaratan eğitimler, danışmanlık hizmeti, denetim faaliyeti ve düzenleyici aksiyon planları ile etkimizi yaygınlaştırıyoruz.’’ şeklinde bir yazıyla sürdürülebilirliğe son derece önem verdiklerini göz önüne sermişlerdir.
E-ticarette sürdürülebilirlik konusunda yayınladığımız blog içeriğimizi faydalı bulduysanız, diğer insanların da erişebilmesi için sosyal medya hesaplarınızda paylaşarak bizlere destek olabilirsiniz.
E-Ticaret ve Pazaryeri Yönetimi Kategorisindeki Benzer Bloglarımız
2022 Trend Ürünleri: E-Ticarette Trend Olması Beklenen 10 Ürün
Bu yazı hem 2021’de trend olmuş hem de 2022’de de trend olması beklenen ürünler hakkındadır.
Devamını oku